Emre Seven

Oyun Var Sonuç Yok

Emre Seven

Samsunsonhaber.com'daki yazılarıma bir galibiyet kutlaması ile başlamayı çok isterdim.

Yalan yok aklım bunun çok zor olduğunu söylese de kalbim böyle bir ihtimalin heyecanını taşımıyor değildi. İkisinin buluştuğu nokta ise beraberlikti. Sonuçta daha geçen hafta son şampiyon Galatasaray'a 5 atmış bir Beşiktaş vardı karşımızda. Öte yandan ise futbolun klasik dinamiklerinin işlemediği bir 19 Mayıs Stadyumu gerçeği?

Hatta ilk 30 dakika galiba bu kez hayaller gerçek oluyor dedim ve fakat 31. dakikada hayallerimin bitişini, Bola'nın Rafa Silva'yı seyredişi gibi seyrettim.

İlk 30 dakika gerçekten de dakika seyir zevki veren bir oyun vardı sahada. Beşiktaş kalesine akın akın gelen bir Samsunspor... Klasik tabir ile "top oynayan" bir takım.

Hatta daha ilk dakika bitmeden Holse topa sadece ve sadece vurabilse idi Beşiktaş'ı şoka uğratacak belki de başka bir senaryo yazılacaktı.

Fakat 31. dakikada oldukça kötü kullanılan bir duran top sonrasında, ki duran toplar geçen sene bizim işimize çok yaramıştı, Beşiktaş 2-3 pasta en uçtaki oyuncusunu buldu ve Okan da bir mucize yaratamayınca golü yemiş olduk.

Ardından bu kez Beşiktaş'ın kullandığı kornerde, solda Masuaku'yu resmen unuttuk ve maçın ilk dakikasında Marius'un ayağına basıp sakatlanan Paulista Bola ve Ntcham'ın bakışları arasında o sakat ayağıyla zıplayıp kafayı vurunca Beşiktaş elindeki malı tahmin ettiğinden çok erken bitiren esnaf gibi dükkânı kapattı.

Gerisi klasik bir galip tarafın kapandığı mağlup tarafın o kapağı açmaya çalıştığı kısır bir oyundu.

Ne Beşiktaş herhangi bir çaba harcadı ne biz topa hâkim olsak da bir sonuç üretebildik.

Çarşamba'da "saruca arı" dediğimiz bir arı türü vardır.  Uçar konar vızıldar, çok fena adam sokar, soktuğunda da bal arısı gibi ölmez hayatına devam eder ve fakat diğer arılardan bir farkı vardır: Bal yapmaz!

Dün takım işte o saruca arıya benziyordu. Arı gibi çalıştı çabaladı. Çok şey yaptı. Uçtu kaçtı. Ve fakat bal yani gol yoktu.

Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz. Hücumu mutlu sonla bitirip, şu topu ağlarla bir türlü buluşturamıyoruz. Futbol da haliyle iyi oyuna değil skora puan veren bir oyun olunca, yine bize hüsran yine bize hasret arabeskliğinden kaçamıyoruz.

Hakkını yemeyeyim gol umudumuz! Marius geçen seneye göre çok daha istekli bir görüntü verdi.  Maça da çok iyi başladı. Beşiktaş defansını epey yıprattı. Ve fakat bir golcünün yapması gereken en önemli şeyi gol vuruşunu yapamadı.

Bu gol kısırlığına dair herkes aynı şeyi düşünüyor. Ah şu transfer tahtası? Tahtaya gelesice transfer tahtası?

Ve fakat, bu transfer tahtası dediğimiz meret yıllardır kapalı değildi ki?

Transfer tahtasının açık olduğu dönemde Sivasspor'un 2. hatta 3. kalecisi yerine bitirici bir santrafor alamaz mıydık?

 

Nitekim ben sosyal medyada Muammer'in transferine "Ağam eylenir bizimle" diye tepki gösterdiğimde, Sivas'taki pek çok öğrencim paylaşımıma cevaben "hocam, top tutamaz ama Allah var iyi türkü okur" diye mesaj attı.

Muammer ile aynı dönemde alınan Muja ise maalesef başka bir hayal kırıklığı. Hadi bu maçta kendi mevkiinde oynamadı anladık. Peki hangi maçta beklendiği gibi oynadı? Geçen sezon Antalyaspor'a attığı gol dışında takıma ne katkısı oldu, şu an transfermarkt verilerine göre takımın en değerli oyuncusunun?

Dünkü maçta performans düşüklüğü göze çarpan oyunculardan biri de Holse idi. Holse'nin yeteneklerinden hiç şüphemiz yok. Geçen sene bizi ipten alan oyunculardan biriydi ayrıca. Ancak bu maçta fizik olarak yetersiz bir görünüm verdi. Hemen her ikili mücadelede yerde gördük kendisini.

Bir parantez de Bola'ya açalım. Dün onu izlerken şunu dedim kendi kendime (ya da Herr Gisdol'e) : ya hu bu adam böyle top oynuyordu da biz neden geçen sene Soner çilesi çektik? Hatalar yaptı mı, evet yaptı. Ama yeter ki böyle oynasın biz razıyız.

Velhasıl kelam;

Dün, kırgınlığı her halinden belli olan taraftarımızın önünde skor hariç güzel ve umut verici bir oyun oynadı takım.

Thomas Reis takıma iyi gelmiş burası net.

Marius'u daha fazla besleyebilirsek, o da şu hasret kaldığımız bitirici yönünü harekete geçirirse çok iş yapar bu takım.

Taraftarın kırgınlığını da o kırgınlığa sebep olan çözecek, başka yolu yok.

Çok da bir şey beklemiyor taraftar? Gönül verdiği takımı ile arasına futbol dışı engeller girmesin şu takımı dünya gözü ile doya doya izleyeyim istiyor.

Anadolunun en büyük taraftarının da bunu istemeye hakkı var.

Taraftar bu takımın kalbi? Taraftarı küstürmeyelim. Yoksa Kırmızı Beyaz Kara Sevdamızı izlemek için 19 Mayıs'ımızı değil, İstanbullu üç büyütülmüşleri karşılamak üzere havaalanını doldurur çocuklarımız?

Kırmızı Beyaz Günler Şehri Samsun