Türk futbolunda maalesef dün akşam bir utanç gecesi yaşandı. Tüm dünya basını bu rezilliği manşetlerden yer vererek, Türk futbolu çok ağır yara almış oldu.
Bir kulüp başkanının sahanın ortasında hakeme şiddet uygulaması, sahaya hangi sıfatla girdiği belli olmayan yanındaki şahısların, yerde yatan bir insana tekmelerle saldırması asla kabul edilemez. Çok üzücü bir durum olduğunu ifade etmek istiyorum. En güçlü bir şekilde kınıyorum.
Beklendiği gibi TFF'den liglerin süresiz erteleme kararı çıktı. Olaylarla ilgili daha nasıl kararlar alınacağı, bu saatten sonra sadece Türk futbol kamuoyunun değil, dünya futbol kamuoyunun da takibinde olacaktır.
Türk futbolundaki haksızlıklar, adaletsizlikler, bahis iddiaları, tefecilik iddiaları, şike iddiaları, ekonomik sorunlar, hukuki sorunlar, siyasetin futbolda aktif olması, yönetimsel sorunlar, liyakatsiz yöneticiler vb. biriken dağ gibi sorunlar varken, sadece hakemler üzerinden Türk futbolunu eleştirmek, hak arandığını sanmak, sorunların halının altına süpürmekten başka bir şey değildir.
Bu aşamada Türk futbolunun sorunlarına dair görüşlerimi ifade etmek istiyorum.
İncelediğimizde, Türk futbolunun TV yayın gelirleri açısından son beş senede %80 değer kaybettiğini görüyorum. 2017-2018 sezonunda 500 milyon dolara mevcut yayıncı kuruluşa ihale edilirken, geldiği nokta da 84 milyon Euro'luk rakam çok düşündürücüdür. Neredeyse 2000 yılının yayın gelirinin gerisine düşmüştür. Avrupa'nın ilk 10 ligi ortalamasından ise 7 kat daha düşüktür. Bu rakamın çok düşmesinin yanında, dört büyük diye tabir edilen kulüpler ile diğer kulüpler arasında adil dağılımında da ciddi sıkıntılar vardır. Bu sıkıntılar nedeniyle birçok Anadolu kulübü yok olmuş veya üzücü bir şekilde yok olmaya doğru gidiyorlar. Kulüplerin borç yükü de futbolda ki ekonomik sorunların ne halde olduğunu bizlere göstermektedir. Merak ediyorum TFF'nin bu konuda çalışmaları var mıdır. Var ise nelerdir.
Diğer bir konu ise yakın zamanda Gazeteci Murat Ağırel'in futbolda ki şike ve bahis olayları konusunda gündeme taşıdığı çok ciddi iddialar. Bu iddialar da adı geçen Kulüpler, yöneticiler, futbolcular konusunda TFF bir araştırma yapmış mıdır. Kararlar alacak mıdır. Merak ediyorum bu iddiaların üzerine gitme niyetleri ve bir stratejisi var mıdır.
Türk futbolunu yöneten TFF yönetim kurulunu incelediğim de ise bir iki kişi hariç hepsi iş insanı veya iş insanlarının çocukları olduğunu görüyoruz. Türk futbolunu yöneten, bu yöneticilerin geçmişte, spor ile ilgili yayınlanmış bir tez çalışması, makalesi, kitabı, bir akademik kariyeri vb. bir çalışması var mıdır. Yoksa kendi iş hayatlarından vakit buldukça Türk futbolunu yönetmeye mi çalışıyorlar. Akademik kariyeri olan spor ve Türk futbolu konusunda önemli çalışmaları olan, tarafsız, herkesin saygınlık konusunda hem fikir olduğu, liyakatli yöneticiler futbolun başına geçse çok daha iyi olmaz mı? Siyasetin sporun içinde bu kadar aktif olması da ne kadar doğru. Bu aşamada siyaset kurumunun da bir öz eleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum.
Türk futbolunun, gündemde ki çok taze konularından biri olan, geçmiş de bazı camialar için idol olmuş diyebileceğimiz teknik direktörler ve futbolcuların çok daha fazla para kazanma hırsı nedeniyle, tefecilik iddiaları konusunda basına ve yargıya taşınan konular. Türk futboluna örnek olacak kişilerin düştüğü bu durum nedeniyle, insanların futboldan daha da uzaklaşmasına neden olduğunu da görüyoruz.
Bu aşamada... Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün o çok güzel sözü aklıma geliyor. "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim"
Yine taze konularından bir tanesi, TFF'nin Süper Kupayı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında, Türkiye yerine, Suudi Arabistan'da ısrarla oynatma kararı. Ülke insanının çok yüksek oranda Süper Kupanın Türkiye'de oynatılması konusunda hem fikir olmasına rağmen TFF'nin bu ısrarı nedendir. Anlamak, idrak etmek, mantığını bulmak kolay değil. Mesele para ise zaten konuşacak bir şey kalmıyor. Türk futbolunun geldiği bu nokta da, bu kararın ivedi bir şekilde, tekrar gözden geçirilmesi isabetli olacaktır.
Türk futbolunda birçok sorun olmasına rağmen bazılarına yazımda değinmeye çalıştım.
Bu aşamada...
Türk futbolunda, gelinen bu utanç verici ortamda, bu saatten sonra artık hiçbir sorunun halının altına süpürülmemesi gerekmektedir.
Türk futbolu daha fazla vakit kaybetmeden tertemiz bir sayfa açmalıdır. Sorunların üzerine cesaretle gidilmelidir.
Başta TFF olmak üzere, spor bakanlığı, Kulüp yöneticileri, teknik ekip ve sporcular, yargı, Türk basını ve hatta TBMM üzerine ne düşüyorsa yapmalıdır.
Aksi takdirde Türk futbolu çok daha fazla kan kaybetmeye devam edecektir.
Sağlıcakla Kalın.
akifkeles5555@gmail.com