Samsunspor milli takım arasına, teknik direktör Alman Markus Gisdol ile anlaşarak girdi. Hakim düşüncemiz ligi bilen yerli bir teknik direktör olması yönündeydi. Ancak yönetim böyle bir karar aldı.
Bu aşamada,
Markus Gisdol'un lige yabancı olması bir dezavantaj olarak gözüksede, Almanya Bundesliga Ligi'nde, sıralama da benzer pozisyonda ki takımları ligde tutması ile bilinen bir teknik direktör. Alman ekolü, disiplini, güçlü bir ligde teknik direktörlük yapması, sıralama da kötü olan takım futbolcusu psikolojisini bilen ve kriz yönetiminden başarı ile çıkmış bir teknik direktör olması da avantajları diyebilirim. Yanına ligi bilen yerli yardımcı antrenörlerde dahil edildi. İnşallah Samsunspor da da benzer bir hikaye yazar.
Ayrıca, takımın üzerindeki bu özgüven konusunu aşması, takım olabilmesi, moral motivasyon, kondisyon vb. hususlar için bir kamp yapması acilen gerekiyordu. Öyle de oldu. Samsunspor milli takım arasını Antalya da kamp yaparak geçirdi.
Tüm bu çalışmaların ardından Başakşehir maçında sahada daha farklı bir Samsunspor bekliyorduk.
İşin esası öyle de oldu. Saha da daha istekli, daha özgüvenli, daha pres yapan, daha fazla yardımlaşan bir takım vardı. Hala ikili mücadele ve temaslı oyundan kaçan bazı futbolcular olduğunu da söylemek lazım. Örneğin Flavien Tait. Bu kalite de futbolcunun çok daha verimli olması gerekiyor. Ya da gerçek yerinde mi oynatılmıyor.
Yeni teknik direktör ile birlikte bir sistem değişikliği, beklentilerimizin arasındaydı. Öyle de oldu.
Sezon başından itibaren sistemle ilgili yazılarımda şunları ifade etmeye çalıştım.
Birincisi elimizdeki kadro ile süper ligde 3-5-2 olmaz. Mümkün değil dedik. Olmadı. Bir sürü puan kaybettik.
İkincisi 4-1-3-1 de olmaz dedik. Çünkü iyi bir 6 numara transferi yapmadınız. Yapabilseniz olurdu. Maalesef kadronuz da iyi bir 6 numara yok. Bu sistem de olmaz dedik. Olmadı. Yine bir çok puan kaybettik.
Üçüncüsü elimizde ki kadro ile 4-2-3-1 sistemine işaret ettik. Yani 4'lü defans önünde 2 tane ön libero ile gol yeme sorunu çözülür dedik.
Nihayetinde yeni hoca ile, sahaya 4-4-2 sistemiyle çıkılsa da, zaman zaman 4-3-2-1'e de dönüldü. Geçte olsa sistem değişikliği ile gol yeme sorununun çözülmesi önemli.
Ancak ön tarafta verimli olmamız gerçeği çok daha fazla önemli.
Futbolcu değişikleri konusunda ise hala hem zamanı, hem futbolcu seçimlerinde sıkıntılar var. Özellikle ön tarafa zamanında değişikler yapılmalıydı. Buna rağmen ilk değişiklik sağ beke yapıldı. Fofana değilde Muhammed'in oyuna alınması. Dimata'nın çok geç oyuna alınması hatalıydı.
Bence saha kenarında oyunu çevirebilecek hamleler yapılabilirdi. Yapılamadı.
Bir de gerçek mevki ön libero olan, Michael Tırpan sağ bekte oynatıldı. Bu mevkiye iki tane yabancı futbolcu transfer edildi. Hiçbiri saha da yoktu. Sadece bu örnek bile transfer politikasının ne kadar yanlış olduğunu bize gösteriyor.
Kadro mühendisliği bam başka bir iş ve profesyonellik alanıdır. Sene boyunca bu mühendislik hatasının bedelini stres olarak hepimiz ödeyeceğiz diyeceğim, ancak ortada bir kadro mühendisi bile yoktu. Neyse bu konulara girmeyelim. Fazlaca canımız sıkılıyor.
Hakem ise gerçekten kötü bir yönetim sergiledi. Bir çok ikili pozisyonda takdir hakkını Başakşehir den yana kullandı. Geri pasta kalecinin topu tutmasını göremedi veya görmek istemedi. Ceza sahası dışında Marius'a yapılan sert faulü vermediği gibi kart göstermesi akıllara zarar bir durumdu.
Arkadaşlar,
Bazen saha da ne kadar kazanmayı isteseniz, mücadele etseniz, savaşsanız da, biraz da futbol şansı yanınız da olacak. Maalesef futbol şansı sezon başından bu yana yanımız da değildi.
Taraftara gelecek olur isek, 19 Mayıs Stadyumu nda 20 bine yakın taraftar vardı. Müthiş desteklediler. Büyüksün Samsunspor taraftarı.
Sağlıcakla Kalın.
akifkeles5555@gmail.com