"Erdoğan, ekonominin kitabını yazarım" dediğinde inanmamıştım. Kendisinden özür dilerim. Gerçekten yeni yeni tabirleri hayatımıza sokarak kitap yazıyor.
Erdoğan tasarruf sahiplerinin kurdaki artış nedeniyle TL mevduat hesaplarından uzaklaşmasına karşı "yeni bir finansal alternatif" sunduklarını duyurdu:
"Vatandaşımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak."
Peki bu aradaki fark nasıl alınacak?
Mevduat hesabında vadeler 3-6-9-12 ay olarak belirlendi. Mevduat ürününün adı ise "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Kur farkı hesaplamaları için Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası her gün saat 11:00'de USD döviz alış kuru yayınlayacaktır." denildi.
Yani paranızı 3-6-9-12 ay seçenekleri ile vadede tutmanız gerekiyor. TL vadeli hesaplar üzerinde işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranı kıyaslanacak; yüksek olan oran üzerinden hesap nemalandırılacak ve bu mevduat ürününe stopaj uygulanmayacak
Yani parasını TL mevduatında tutan vatandaşlar vade sonunda döviz getirisinden az kazanmışlarsa üstü devlet tarafından karşılanacak. Bankada parası olmayanların, bankada parası olanların döviz cinsinden kayıplarını finanse edeceği yeni sistem.
Kısacası bizim vergilerimiz zengin mevduat sahiplerinin cebine aktarılacak.
Geçmediğimiz köprüden, tedavi olmadığımız hastaneden nasıl müteahhitlere hazine garantisi verilerek ödeme yapılıyorsa bu da benzeri bir durum.
Şimdi benim asıl derdim cehaletle
Bugün “Erdoğan Dolar’a tokat vurdu” diyen adam daha dün “Dolar’ın artışı ihracatı yükselttiği için iyi oluyor”diyordu.
Bir kısım da Erdoğan’ı göndermek isteyen dış güçlerin Dolar’ı yükselttiğini iddia ediyordu.
Nasıl oluyorsa Dolar çıkarken dış güçler, düşünce Erdoğan yapmış oluyor.
Halbuki piyasa ne Erdoğan dinler ne de Biden. “Paranın dini imanı olmaz demiş atalarımız” Herkes kazancı neredeyse parasını oraya yatırıyor. Arz talep dengesi de alım satım değerini belirliyor. Aslında ne kadar basit değil mi?
Piyasa güven, istikrar arar. Nass konusunda soluğu çabuk kesilen Erdoğan, tekrar TL mevduatı için istenen güven ortamını sağladı ve Dolar düştü.
Buna da ılıman bir formülle faiz yerine "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" adı verildi.
Ne derseniz deyin adına sonuçta Nass’a uygun bir faiz sistemi getirildiği söyleniyor.
Yani faiz veren bankalar yerine katılım payı veren Islami bankalar var ya … Hah tam da öyle bir şey.
Gelelim bu sistemin biz fakirlere yansımasına
Elbette olan yine bize olacak. Öncelikle bu sistem ciddi bir enflasyon yükü getirecek.
Neden çünkü aradaki farktan doğacak bu para yükünü kaldırmanın tek yolu para basmak. Para basmanın neticesi de elbette enflasyon.
Üstelik bu sistem kısa vadede bir pansuman tedavisi. Çünkü önümüzde FED’in faiz arttıracağı beklentisi duyulan 6 toplantısı var.
Yani uzun vadede el elde baş başta kalırız. Dolar yine uçar, altın geldiği yeri unutmaz.
Kısacası anlatmaya çalıştığım bu karar bankacıların “Aman Allah yandık” çağrısı neticesinde alel acele sonuçları da yeterince tartılmadan alınmış bir karar. Faturası da yine vatandaşa çıkacak.
Şimdi bir kısım zerzevat bana “Doların yükselmesini mi istiyorsun?” diyecek biliyorum
Ben 5 litelik ayçiçek yağı 150 lira olduktan sonra düşen Dolar’ı ne eyliyeyim?
Market arabası cayır cayır yanarken Dolar düşmüş faiz çıkmış bana ne?
Üstelik, ihracat patlaması yaşamadık. Türkiye’de çıkan hiç birşeyin fiyatı geriye de düşmez. Ne geçti şimdi elimize? Nass da olmadı.
Marifet Dolar’ı market rafları yanmadan önce kontrol edebilmekteydi.
“Şimdi gazetecilerde konuşuyor. Aman efendim her şeyi biliyorlar da hiç bir çözüm sunmuyorlar” diyenlere de iki çift lafım var.
Ekonomiyle inatlaşan altına edermiş
Talimatla faiz düşür, inat et. Dolar çıkınca geri adım at. Dolar düşsün. Oh ne güzel. Padişahım çok yaşa.
Efendiler, biz muasır medeniyetler seviyesini yakalamak ve refah içinde bir ülke olmak istiyorsak tek çaremiz var: Üretim, üretim, üretim.
Ülkemize Dolar girişini katma değeri yüksek ürünler ile sağlarsak Dolar o zaman bollaşır ve kati şekilde düşer.
Ülkede üretime güven oluşursa faizdeki paralar üretime katılır faiz düşer.
Faizdeki parayı destekleyen zihniyetten vaz geçilerek derhal üreticiyi destekleyen politikalar geliştirilmeli. Yoksa faiz ile döviz ile para kazanmak varken üretim riski almak niye?