Mustafa BİLİK

Bugün önlem almazsanız yarın derdinizi anlatamazsınız

Mustafa BİLİK

Bugün Samsun yarım saat yağan sağanak yağış ile birlikte adeta Venedik'e döndü.

Çok klişe bir haber cümlesi değil mi?

"Kanal İstanbul'a gerek yok burada kanallar şehri Samsun var" diyerek bugün yaşananları biraz da mizahlaştırabiliriz aslında.


Ama bütün bunlarla meseleyi sulandırmak 2012 yılında yaşadığımız sel felaketini ne kadar çabuk unuttuğumuzu gösterir.


Bugün yarım saatte yağan yağmur sonrası şehrin ne hale geldiğini gördük. Yeniden anladım ki biz felaketlerden ders çıkartmıyor aksine yaşananları hafife alıyoruz.


2012 yılında yaşadığımız ve çok sayıda insanımızı kaybettiğimiz sel felaketini bir kere daha üstüne basa basa hatırlatma gereğini bu yüzden duyuyorum.
3-4 Temmuz 2012 tarihinde Samsun’u vuran sağanak yağış Canik Kuzey Yıldızı adı ile dere yatağına yapılan TOKİ konutlarında 10 kişinin canını almıştı.
Yine Karadeniz Sahil Yolu’ndaki bir aracı denize sürükleyerek bir aileyi hayattan koparmıştı.


Bilanço 13 ölü


İkinci sel ise 6 Ağustos 2012 tarihinde İlkadım ve Atakum’u vurdu.


4 Temmuz tarihlerinde birkaç saat içerisinde m2’ye 68,4 mm, 6 Ağustos 2012 tarihinde ise 127 mm yağış düştü. Bu değerler 35 yıllık günlük ortalama yağış değerlerinin 30-60 kat üzerinde gerçekleşmişti. Bugün ise bu rakamların çok altında veriler. Son 24 saatte metre kareye 28,3 kilo yağış düştü. Ancak, bu toplam yağışın 16 kilosu yarım saat içerisinde yağdı. Samsun’un ne hale geldiği ortada.


Lafın tamamını iyi anlaşılsın diye söyleyeceğim; Siz bugün yaşanan olayı hafife alır, hiçbir önlem almazsanız doğa yapacağını yapar. Yine bir gün Samsun’a 35 yıllık günlük ortalama yağış değerlerinin 30-60 kat üzerinde bir yağmur yağar, sel olur, insanlar ölür. Sonra o dönemde körün taşı gibi bir de sizin partinizden olmayan yöneticiler görevde olur. Çıkar der ki; “Samsun’a geçmiş dönemde görev yapanlar hiç alt yapı çalışması yapmamış, bir çivi bile çakmamışlar” Hop topu size atar.


O zaman çıkıp da basında kendinizi aklamaya muktedir olursunuz olamazsınız bilemem. Ama gelecek nesillere bunu söyletmeye fırsat bırakmamak, yani işi şansa bırakmamak en güzeli.