Samsun’da son dönemde ilginç bir gündem trafiği var. Türkiye’de korona rekorunun sahibi olmamızın ardından Samsun'da Emriye Metoğlu’nun eski eşi tarafından sokak ortasında darp edilmesi konuşuldu günlerce.
Ardından da tam herşey normale dönerken Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir Samsun’un kırmızı illerin lideri olmasında test sayısının fazlaca yapılmasının etkisi olduğunu söyledi.
'Az test yaparsak korona sayımız da az çıkar' anlamı taşıyan bu cümleyi Trump’tan da duymuştuk ilginç oldu.
Son gelişme ise Türk Telekom Bölge Müdürlüğü'nün Samsun'dan Trabzon'a taşınması.
Aslında bir ilden bakan çıkmasının önemini bize gösteriyor bu gelişme.
Trabzon Samsun’dan kat kat ufak olmasına karşın birçok bölge müdürlüğünü siyasal sebeplerle kaybetti Samsun. Allah’tan bizim bakanımız olmasa da (Gerçi Samsun’dan bakan çıktığı dönemleri de gördük) AK Parti Genel Başkan Yardımcımız var.Samsun Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan olmasa göz göre göre Türk Telekom Bölge Müdürlüğü Samsun'dan gidecekti.
Çiğdem Hanım’a tüm Samsun adına tekrar teşekkür ediyorum.
Ama asıl meselenin çözümü bu değil. Samsun ne kazandı? Var olan bir bölge müdürlüğü Samsun’da kalmış oldu.
Allah sevdiği kuluna önce merkebini kaybettirir sonra buldururmuş.
Peki Samsun bunu hak ediyor mu?
Samsun yukarıda yazdıklarımı hak ediyor mu?
Neden bu şehir yaptığı ihracatlar ile, istihdam sağlayan işletmelerinin büyüklüğü ile yada tarihi kültürel değerleri ile konuşulmuyor da bu gündemler ile Türkiye’nin karşısına çıkıyor.
Ben sıkıldım artık açıkçası.
Asıl gariplik zaten Türk Telekom’un Trabzon’a gidişine üzülmemiz. Bu şehrin potansiyeline göre Trabzon ile karşılaştırıldığında bizim şunu dememiz lazımdı; “ Ya bunların aklı yerinde mi? Samsun gibi Karadeniz’in merkezi dururken, her imkana sahip gelişmiş bir şehir bırakılır da Trabzon’a gidilir mi? Aman gitsinler kendileri bilirler”
Ama bizi öyle bir hale getirdiler ki ödümüz kopuyor. Samsun’da bir kayıp daha. Samsun giderek küçülüyor. Yıllardır öylesine bir öğretilmiş çaresizliğe maruz kalıyoruz ki artık ödümüz kopuyor.
Mesela hızlı tren projesi. Yapılacak mı? Gelecek mi? Yüksek hızlı tren mi olacak? Yoksa hızlı tren mi olacak? Samsun’dan geçecek mi? Trabzon-Erzincan hattı mı olacak?
Samsun bunları hak etmiyor.
Nacizane Samsun halkı adına isteğimdir; Siyasiler, bürokratlar, devlet büyükleri, iş adamları, sanayiciler sivil toplum kuruluşları artık Samsun’un kaybedecek vakti yok. Lütfen tüm çekişmeleri bir kenara bırakın. Aynı partiden iki ismin bile çekişmesi yüzünden Samsun’da bir çok meslek grubu ihtisas sanayi sitesi için yer bulamıyor.
Bütün bunları yazsak uzar gider uzun lafın kısası; ‘Kurtaran şehir Samsun, kaybeden şehir olmasın’