Son günlerde ülkemizde en çok konuşulan konu devlet yetkilileri tarafından açıklanan rakamlar.
“Efendim Yunanistan’a şimdiden 101 bin 101 göçmen gitti” Afedersiniz de Türkiye’ye girerken bu kadar net sayamadığınız ve 3.7 milyon civarı göçmen diye ifade ettiğiniz bu kişileri Yunanistan’a giderken nasıl bu kadar net sayabildiniz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Mültecilere 40 milyar dolar harcayan Türkiye, evel Allah bir 40 daha harcar” dedi.
İnşallah harcamayız. "Yiğitsin derler candan ederler, cömertsin derler maldan ederler" Gerçekten Türk Milleti’nin de maddi durumu sizin sandığınız kadar iyi değil Sayın Cumhurbaşkanım. Üstelik kendi ülkelerindeki ölümden kaçan göçmenler Türkiye’den de ekonomik durumun iyi olmamasından dolayı kaçıyor. Vahametin büyüklüğünü buradan anlayın.
Bizim gibi bir ülkede 40 milyar dolar ne demek? Dolar olmuş 6 TL. Bu hesapla para 240 milyar Türk Lirası yapar.
3. Köprünün maliyeti 3 milyar dolar, İzmir-İstanbul Otoyolu ve Osman Gazi Köprüsü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesine göre 11 milyar dolar, Avrasya Tüneli 1,2 milyar dolar, Ulaştırma Bakanlığı'nın açıklamasına göre Marmaray Projesi'nin toplam maliyeti de 1.750 milyar dolar kadar, Çanakkale Köprüsü de 3 milyar dolar olsun. Yani bu büyük projelerin toplam maliyeti yaklaşık 20 milyar dolar.
40 milyar doların yarısı ile 3. Köprü, Osman Gazi Köprüsü, İzmir-İstanbul Otoyolu, Avrasya Tüneli, Marmaray ve hatta Çanakkale köprüsü kendi paramız ile yapılır, halk bedava ya da çok cüzi bir ücret ile geçebilirdi.
Sadece bu kadar mı? Şehir hastaneleri, barajlar, okullar daha neler neler. Bugün toplanan deprem vergileri konusu halen gündemde. Bu parayla kentsel dönüşüm sorunumuzu çözemez miydik?
Kalkınma Bakanlığı'nın raporuna göre inşaatı devam eden 18 adet şehir hastanesine yatırımcı şirketler 10 milyar ABD Doları yatırım yapacak. Elimizde kalan 20 milyar dolar ile de şehir hastaneleri peşin para ile yapılır biterdi! Daha da 10 milyar dolar cebimizde olurdu.
40 milyar dolar ile 40 adet 1 milyar dolarlık dev fabrika kurulup Türkiye'nin üretimine, ihracatına ve istihdama katkı sağlanabilirdi.
Bir de biz bu parayı cepten vermedik, yabancılardan dövizle borç alıp verdik.
Daldık yine hülyalara. Oralardan çıkalım gerçeğe dönelim. Bir önceki yazımda Sezar’ın hakkını Sezar’a vererek Türk SİHA’larının ve Bayraktar’ın ülkemize yaptığı büyük hizmetten bahsetmiştim. Gerçekten medya ile paylaşılan görüntüler sayesinde rejim askerlerinin nasıl yok edildiğini o kadar net çoluk çocuk izleyebiliyoruz ki hayret verici. Ama açıklanan sayıların netliği buna rağmen daha hayret verici.
Üstelik Suriye haber ajanslarını da takip etmeye çalışıyorum. 2 bin 986 rejim askerinin öldürülmesinin ardından Suriye’de herhangi bir infial oluşmaması da ilginç geliyor bana. Suriye’den açık bir savaş ilanı da yok.
Askerimizin eline koluna sağlık. İnşallah daha fazlası telef olmuştur. Değil, binlercesinin ölmesi milyonlarcası ölse şehitlerimize karşılık gelmez. Yüreğimiz soğumaz. Mesele o değil. Ben dün akşam mecliste yaşanan kavgayı televizyonda izlerken pür dikkat kesildim. Ama maalesef o kadar dikkatli bakmama rağmen kimin kaç yumruk attığını ve kaçının isabetli olduğunu, kimin neresine geldiğini Suriye’den gelen sayıların netliğinde tespit edemedim.