Kaybedilen onca seçimde başta gençler olmak üzere, hep CHP'ye oy veren seçmen bedel ödedi.
Bugüne kadar CHP'ye iktidar "GÜCÜ" veremeyen seçilenler, hiç bedel ödememişlerdi. Onlarca seçimdir iktidara gelemiyoruz, partiyi iktidar yapamıyoruz; belki sorun bizdedir diyerek yerlerini daha etkili insanlara bırakabilirlerdi. Belki kendilerinden daha iyi birilerinin olmadığını düşündükleri için 4, 5, 6 ve 7 dönem vekil ve/veya parti yöneticisi olarak kaldılar ve partinin geleceğine karar verdiler. Ta ki bugün yaşanan parti içi kaosa kadar.
Bugün kadar kaybedilen her seçimde; bedel ödeyenler "CHP ne yapsa doğrudur" diyen seçmenler idi. Ve sıra şimdi seçilenlerin bedel ödemesine geldik, çünkü hep dediğimiz gibi; her saltanatın bir sonu oluyor.
Eski milletvekili olup, bugün tutuklananlar "Kurtuluş savaşı" ilan etmek ne demek biliyor musunuz? Bugüne kadar halkın verdiği savaşı yok saymak demek.
CHP taban teşkilatlarının içi o kadar boşaltılmış ki, tabanda sadece iş, aş, para vb beklentileri olanlar kalmış ve bu da seçilenlerin kendilerini CHP olarak görmeye başlamalarına neden olmuş ve "ben yoksam parti de yok sanıyorlar" ve artık buna inanıyorlar. Çünkü teşkilat tabanı, onlara rakip birilerini yollama gücü olmayan, kendilerine muhtaç olanlardan oluşursa en az 3 dönemi veya belediye başkanlığını garantiye alabilirlerdi. Öyle de oldu ki, bunun bir sonu olacaktı ve son kurultay davası bunun başlangıcı idi.
Kılıçdaroğlu belki bu devri bitirmek için son kez kurultayda aday olmuş ve gemiyi korsanlardan kurtarıp, güvenli limana çıkaracaktı! Ama olmadı ve şimdi Kılıçdaroğlu niye konuşmuyor? diye soruyorlar.
Alevi değilim ama alevi bir aday yüzde 48 ile o seçimi kazandı. Kılıçdaroğlu aday olmasaydı, Sayın Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu aday olsaydı yüzde 58 ile kazanacaktı belki.
Ama o zaman Türkiye'yi yönetmeye aday olduğunda ses çıkarmayanlar şimdi parti yönetimine gelecek diye yüzüne tükürürüz, merdivenlere bile yaklaştırmayız diyorlar.
Savunulan tek şey "Türkiye'nin 1. Partisi" sloganı olduğumuz için partiyi karıştırıyorlar deniyor. Genel seçim mi oldu da 1. Parti olduk. Hatırlatırım Kılıçdaroğlu yüzde 48 alınca, partiniz yüzde 25 aldı ve bugün meclis başkanlığı seçiminde CHP adayına gelen oy sayısı 118. 1. Parti Cumhurbaşkanı alayınızın oy oranı olabilir ama bilmem kaç dönemdir vazgeçilmeyen sandığınız, en az 3 dönem vekiller dahil 118 oycuk bir parti, tutuklanan hiçbir partiliyi kurtaramadı ve itirafçılık ile kendini kurtarmaya devam ettikçe parti daha da karmaşaya gidiyor.
Parti'nin değişimden çok yenilenmeye ihtiyacı vardı. Ve bu iki kavramı ayırt edemediğiniz için parti bu durumda. Artık partiyi aklamak için değil, koltuklarınızı kurtarmak ve korumak için mücadele veriyorsunuz ve bu mücadelede partiyi toplumun sorunlarından uzaklaştırıyor. O kadar iddialara ve iftiralara rağmen 1 tane bile istifa edip, aklanıp geleceğim diyen biri çıkmadı.
Yapılacak en akıllı şey halkın önüne sandığı getirtecek bir hareket! Sine-i millet olur ve yapılacak ara seçimle CHP 1. Parti çıkarsa erken seçim mitingleri de güçlenir. Anayasa değişikliği çoğunluğu diye yapmadığınızı söylediniz ama son meclis başkanlığı seçiminde 1. Parti dediğiniz partinin adayı 118 oy aldı ve anayasa değişikliğinin meclisteki karşılığının mesajını ya almadınız ya da alacak cesareti bulamadınız. Sine-i millete dönmemek için bir tek engel var. O da bize hiç iktidar koltuğu göstermeyen koltuk koruma hevesi. Partiye iktidar gücünü veremeyen tüm vekillere, belediyeleri kazandık, anketlerde 1. partiyiz diyenlere yüce Türk Adaleti şu cevapla yanıtladı;
"Güce sahip olmadan, mülke talip olmaya kalkma! Sahip olduğunuz mülk, Türkiye Cumhuriyeti Millletinindir!"
Sağlıkla kalın...