Dün akşam Adana'nın mavi tarafı olan ADS ile yapmış olduğumuz maç öncesi herkesin aklından geçen; zor bir maç olacağı, muhtemel mağlubiyet ya da beraberliğin iyi skor olacağı yönündeydi.
ADS takımın önemli iki eksikliği ve düşüşte olan performansı bizim için neden 3 puan olmasını akıllara da getirmiyor değildi tabi.
Bu temayül futbol camiasının geneli ve karamsarlığa bürünmüş bizler için geçerli iken biz kafasında SAMSUNSPOR'dan başka bir şey düşünemeyenler de ise hep üç puan beklentisi yüksekti.
Sahaya çıkan 11 de defans bloğuna Alim katkısı varken orta sahaya M. Gümüşkaya ve Taylan'ın dahil edilmesi söz konusuydu.
Takımımızın oyun içindeki istekli tavrı, orta saha ve ön blok da baskı yaparak top kazanma isteği , bize gerçekten de gözede hoş gelen farklı bir futbol izletti.
Futbolda hataların oyuna olan etkisini bu sefer pozitif yanları ile biz hissettik, ADS'nin bireysel yeteneklerini elimizden geldiği kadarı ile durdurduktan sonrasında, Okan'ın kalede devleşmesi, Ntcham'ın yavaş yavaş oyuna ağırlığını veriyor olması, Taylan ve Emre'nin uyumlu futbolu bize sonucu getirdi.
Hakem kararlarının geceye damga vurması kaçınılmaz hale geldi maç içinde biri bize biri rakibe objektif karar la penaltı çalınırken, var sisteminin bizim lehimize 2 adet elle oynamayı es geçmesi ise tüm futbol camiası tarafından da fark edildi. Maçı kazandıktan sonra çok önemi kalmamasına rağmen, her ne olursa olsun tüm kararların hak ve adalet dağılım içinde değerlendirilmesi gerekliliği hakemin adaletli bir şekilde yönetmeye çalışmış olduğu müsabakaya gölge düşürmeye yetti, yine oyun için de kontra atakta rakip stoperin iki ayrı futbolcumuza atağı kesmek için yapmış olduğu kasti faulün avantaja bırakarak devam etmesi son derece doğru bir karar iken, pozisyon bitiminde ise kart ile cezalandırmayı es geçmesi kabul edilebilecek bir hata değil. Düz mantık ta ilk yaptığı hareket sarı kar iken, hemen ardından kesilmeyen mücadelede ikinci hareketi de yapması artık kırmızı ya davet çıkaran bir hamleydi. Hakem ise oyunun akışı içinde ya kaçırdı ya da kaçırmak istedi. Peki, 4. Hakemin ve veya yan hakem oyunun kesilmesi engelledikten sonra hatırlatması gerekmez miydi?
Şu ana kadar yazdıklarımızın hiçbiri geçmişi değiştiremez evet, bununla birlikte sonrasında tekrarlanmaması ise mümkün.
Bu maça damgasını vuran ise Deplasman tribünün de bulunan taraftarımıza yapılan saldırı girişimi oldu. Kısa bir özet de; rakip takım taraftarına ayrılmış olan güvenli alanda, tüm güvenlik güçlerini aşarak kesici aletlerle taraftarımıza saldırılması ve arbede yaşanacak kadar yakına gelinebilmesi kabul edilebilir bir şey değildir.
Bu açıkça güvenlik zafiyeti ve görev suistimalidir. Hasbel kader birkaç dönem bu görevde direk bulunduğum için o gün yapılmış olan güvenlik kurulu toplantısına hangi mülki amir katıldıysa, kulüp yöneticisi kimse, spor şubeden sorumlu kim ise bunun hesabını mutlaka vermelidir.
Yaşanılan olayın boyutunun bu denli hafif atlatılması büyük şans iken, yaşanılası kesici alet yaralanması ya da daha ileriye gidebilecek olan Allah göstermesin kayıplı bir durum tam bir infial yaratabilirdi. O maç sabahı ve maç önü stadyumda yapılan güvenlik kurulu toplantıları işte bu olaylar olmaması için yapılır.
Gerek TFF gerekse İl Emniyet müdürlüğü, Spor şube ve valilik bu olayın bir daha yaşanmaması adına acil önlem almalı ve sorumlularına da hesabını mutlaka sormalıdır.
Tüm yaşananlar kazanmış olduğumuz galibiyete ne yazık ki gölge düşüremeyecek, haklı bir galibiyeti sahada alın teri ve mücadele ile aldık, yok hocanın oyuncu değişiklikleri yok o yok bu. Hoca ne strateji uyguladıysa başarılı oldu mu ona bakın, sizin öyle olmalı böyle olmalıydı söylemleri kazanılan maçlarda rafa kalkar (ben de dahil). Şimdi açın elleri ve üşenmeden alkışlayın lütfen.
Bu bir seri başlangıcı olsun inşallah.