Umut Samsun'da

Umut Samsun'da

Samsunspor konulu yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Emre Seven 'Umut Samsun'da' başlıklı yeni yazısını Samsun Son Haber okuyucuları için kaleme aldı.

UMUT SAMSUN'DA

Şu yazıyı kaleme almak tarifsiz bir gurur.

 2018 yılında, tam de benim Samsun'umdan ayrıldığım sene,  3. kademeye kadar düşen, deyim yerindeyse taraftarından başka hiçbir şeyi kalmamış bir takımın Avrupa Ligi'nde oynadığı maça dair bir şeyler anlatmak üzere masaya oturduğuma hala inanamıyorum.

Atatürklü Armayı orada görmemize katkısı olan herkese ve her şeye gönülden minnettarım.

Kırmızı Beyazlı Kara sevdamız 27 yıl sonra çıktığı Avrupa arenasında alnının akıyla mücadele ederek, başta Panathinaikos olmak üzere maçı izleyen herkese bugünkü başarının tesadüf olmadığını gösterdi.

Mağlup olunan bir maçın ardından bu sözleri duyduğuna şaşıranlar olabilir. Fakat tüm şehrin hissiyatı bu yönde.

27 yıl sonra ilk kez Avrupa kupasına katılan Samsunspor 27 yıldır hemen her sene bu kupalara katılan Atina ekibi karşısında sadece skor olarak mağlup oldu.

Hatta acemilik ve bireysel hatalardan kaynaklanan ufak tefek aksaklıklar olmasaydı puan ya da puanlarla da dönmemize kimse şaşırmazdı.

Hele hele hasretle beklediğimiz transfer sürecimizde bu denli geç kalmasaydık tur biletimizi cebimize koymuştuk bile.

Sonuçta Soner Gönül ve Yunus Emre'nin kurtarıcı olarak oyuna girmek zorunda kaldığı bir kadro derinliğinden, pardon, kadro sığlığından bahsediyoruz.

Reis'in ve takımın başarısını bu denli özel yapan şey de bu imkansızlıklara karşın gösterilen performans zaten.

Her şeye rağmen sahadaki oyun hepimize Samsun'da turu geçeceğimize dair umut verdi. Üstelik öyle sadece kalbimizde oluşan naif bir hayal değil. Sahada sadece olumlu taraflarımızı değil aksayan yönlerimizi de görerek temellenen, rasyonel bir inanç.

Satka ve Drongelen duvarından, Tomasson'un giderek takıma ısınmasından, gününde olduğunda bir maestro gibi takımı tıkır tıkır yönetebilen Ntcham'dan, taa Atina'da dahi Kırmızı Beyazlı Sevdamızı yalnız bırakmayan büyük taraftarımızdan, ve her şeyden öte Armamızda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü taşımanın getirdiği şanlı sorumluluktan mülhem;

Ve fakat hemen her pozisyonda ilk aklına gelen şey yere uçmak olan Dimata'ya; Kayserispor maçının nasiplisi, top ayağına geldiğinde ne yapacağını şaşıran Muja'ya;  bir santraforun yapması gereken her şeyi yapan ve fakat gol atamayan Marius'a, yedeksiz kulübemize rağmen bir inanç.

Sözün özü Samsun'da biz, biz gibi oynarsak tur bizimdir. Buna sonuna kadar inanıyoruz.

Atatürklü Armayı bir sonraki tura taşımak için gerekli ve her şeye sahibiz.

Düşündüğümüz gibi olmazsa, "biz bu takımdan razıyız" diyebilecek sevdaya da.

Kırmızı Beyazlı Günler