Türkiye sahte diploma skandalı ile çalkalanıyor. Her sokak başında bir üniversitenin olduğu, evinin altını boş bulanın özel ya da vakıf üniversitesi adı altında üniversite açtığı bir dönemde bile diploma almayı başaramayanlar için sahte diploma hazırlamışlar.
Sahte diploma sahipleri, üç günlük ömürlerine bir sürü diploma sığdırmışlar. Diplomalar; kahve içerken hazırlanınca, alması da kolay oluyor tabii... Sabahtan akşama, duvarınızı dolduracak kadar diplomaya sahip olabiliyorsunuz.
Üstelik, sudan ucuz bir şekilde alıyorlar diplomaları. Emek vermedikleri diplomalar için işin aslını sorarsanız önemli sayılabilecek bir para da vermemişler.
Peki; ülkemizde sahtecilik sadece diplomalarda mı yapılıyor? Sadece diplomalar mı sahte?
Hukukta bir terim vardır, muvazaa. Nedir muvazaa? Üçüncü kişileri aldatmak amacı ile olmayan bir işlemin varmış gibi gösterilmesi. Özellikle icralık olanların sıkça başvurduğu bir yöntem. Birine gerçekten borcu olan birinin, gerçekte borcu olmadığı başka birine, borcu varmış gibi işlem yapması.
Borçlunun, gerçek alacaklıdan kurtulmak için, sahte alacaklı oluşturması.
Ülkemizde muvazaanın en sık başvurulduğu yöntemlerden bir tanesi de, makamlara getirilen idareciler. Liyakati olmayan, oturduğu makam hakkında bilgisiz, sorun çözmek yerine sorunun kendisi olan idareciler oturuyor makamlarda. Baktığınızda, makamda biri oturuyor. Makam dolu. Koltukta bir idareci var.
İşleyişe geldiğinde ise açıkça görüyorsunuz ki; makamda kimse yok. Hiçbir sorun çözülemiyor. Sorunlar üst üste biniyor. Açıkça bir muvazaa.
Samsun Yeni 19 Mayıs Stadyumu'nun çözül(e)meyen sorunları, muvazaalı koltukları en net bir şekilde bizlere göstermekte.
Samsun halkının itirazlarına rağmen Tekkeköy'de sanayii sitesinin ortasına yapılan stadyum, 2017 yılından bu yana faaliyette. Beşiktaş - Konyaspor maçı ile açılışı yapıldı. Samsun Stadyumunda, açılış maçını Samsunspor'a yaptırmadılar.
2017 yılından bu yana, stadyumun sorunları çözülmedi. Özellikle, trafik ve otopark problemi hakkında, yazılmadık yazı, söylenmedik söz kalmadı. Eli kalem tutan, ağzı laf yapan herkes konuyu gündeme taşıdı.
2025-2026 sezonun açılış maçında, belki sorunlar çözülmüştür diyerek gittik stadyuma.
Sonuç, tabii ki hayal kırıklığı. Taraftar sayısının az olduğu bir maçta bile yine stadyumdan çıkamadık. Yine, otoparkta kaldık. Taraftarın stadyumdan çıkması, abartısız bir saate yakın bir zaman aldı.
Sorunu çözmesini beklediklerimiz, muvazaalı bir şekilde koltuklarında oturduklarından olsa gerek, taraftarın kendince bulduğu çözümleri de engellemek yolunda adımlar atmışlar.
Kuzey Kale arkasında bulunan otoparka sadece Kuzey Kale arkasına bilet alanların girmesine izin verdiler. Otoparkın tribünlere göre ayrıldığını bu sene ilk defa gördük. Kuzey Kale arkasına gelen taraftarların tamamı araçları ile gelse o otopark yine dolmaz.
Kuzey Kale arkasından yaya olarak çıkanların sayısı az olduğu için taraftar kendince çözüm bulmuş, trafikten kendi yöntemleri ile az da olsa kurtulmuştu.
Koltuklarında liyakatle oturmayanlar, taraftarın çözümünü baltalamak için Kuzey Kale arkası otoparkına girişi kısıtlamışlar.
Bravo!!! Sorunu çözemeyenler, sorunu büyütme yolunu tercih etmiş!
Maç çıkışı, kapıları açmayarak insanların daracık kapılardan çıkmaya çalışmasına hiç değinmeyeceğim bile...
Eskiden, çektiğimiz çilenin iş bilmeyen idarecilerden kaynaklandığını düşünüyordum.
Artık öyle düşünmüyorum.
Bir işi bilmiyorsan öğrenirsin. Liyakatsiz bir şekilde makamda oturuyor olsan bile öğrenirsin?
Stadyumun faaliyete başlamasının üzerinden sekiz yıl geçmiş olmasına rağmen, hala aynı konular sorun olmaya devam ediyorsa, ortada iş bilmemezlik yoktur.
Samsunspor taraftarı, sekiz yıldır aynı çileyi çekiyorsa ve hala çözüm üretilemiyorsa, orada kasıtlı bir kötülük vardır!
Haber - Yorum: Yusuf Demircioğlu