Toplumsal yaşamı ilgilendiren konulara eleştirel yaklaşım tarzı ve yorumları ile gündem olan Yusuf Demircioğlu, gündemi değerlendirdi.
Yusuf Demircioğlu programında, Samsunspor'un Sivasspor karşısında elde ettiği tarihi zaferi, Büyükşehir Belediyesi tarafından trafikte araç sürücülerinin çevreyi kirletmelerini denetleyen yeni uygulaması ile asayiş, şiddet ve narkotik olaylarındaki dikkat çekici artışın yanı sıra, kurban bağışı ile ilgili birçok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
SAMSUNSPOR RÖVANŞI TARAFTARIYLA BİRLİKTE ALDI
Samsunspor'un Trendyol Süper Lig'in 36. hafta mücadelesinde konuk ettiği Sivasspor ile tarihi bir karşılaşmaya çıktığını ve mücadeleden taraftarının desteği ile galip geldiğini hatırlatan Yusuf Demircioğlu, "Samsunspor, sezon başından beri çok iyi gidiyor. Şu anda da ligin 3. sırasında. Hafta sonunda Sivasspor ile bir maç yaptık. Bu maç Samsunspor için önemli bir maçtı. 7 Nisan 2012'de Samsunspor ile Sivasspor, bizim de 'Hatıran Yeter' adıyla kitabını yazdığımız Eski 19 Mayıs Stadyumu'nda karşı karşıya geldi. Samsunspor küme düşmemek için mutlaka bu maçtan galip gelmek zorundaydı. Biz bu maçı 82. dakikada yediğimiz golle 2-1 kaybettik ve küme düştük. Sivasspor'un bizi yenmesi çok önemli bir şey değildi. Sonuçta bu bir futbol müsabakası. Samsunspor taraftarı olarak buraya çok takılmamıştık. Bizim üzüntülü anımızda Sivassporlu futbolcuların ve teknik direktör yine Rıza Çalımbay'ın abartılı sevinçleri bizim asıl takıldığımız konuydu. Elbette galip geldiğinize sevineceksiniz ama bunu yaparken de karşı tarafın küme düşmüş ve üzgün olması durumunu da göz ardı etmemelisiniz. Dolayısıyla bu sevinci Samsunspor taraftarının önünde daha makul bir şekilde yapmak doğru bir davranış biçimi olurdu. Maçın ardından abartılı bir sevinç yaşadılar ve Rıza Çalımbay 'Ne yapalım kardeşim. Avrupa'ya mı gitmeyelim' şeklinde bir açıklama yaptı. Aradan 13 yıl geçti. Samsunspor taraftarı bu anıya dair hiçbir şeyi unutmadığını hafta sonu gerçekleşen Samsunspor-Sivasspor mücadelesinde gösterdi. Bu günü heyecanla beklemişler. Maçtaki tezahüratları görünce Samsunspor taraftarına helal olsun dedim. Samsunspor taraftarı Sivasspor'a tarihin tekerrürden ibaret olduğunu göstermek için birlik ve beraberlik içindeydiler ve 90 dakika boyunca susmadan takımlarını desteklediler. Dimata'nın golüyle Samsunspor galip geldi. Biz şimdi Avrupa'ya gidiyoruz. Sivasspor ise küme düştü. Sivasspor'a 1. Lig'de başarılar dileriz. Biz de Avrupa yolculuğuna devam ediyor.
TEMİZ BİR ÇEVRE İÇİN DENETİM ÖNEMLİ
Samsun trafiğinde Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulanan bir uygulamayı hatırlatan Yusuf Demircioğlu, "Artık trafikte araç içinde sigara içenlerin sigara izmaritlerini sokağa ulu orta atmaları takip ediliyor. Bu çok güzel bir gelişme. Kameralarda çevreye kirletenler tespit ediliyor ve ceza kesiliyor. Medeniyetsizlik sevilecek bir şey değil. Çevreye duyarlılık bir medeniyet göstergesidir. Medeni insan çevreyi kirletmez. Maalesef doğru davranışı göstererek te bazı insanların eğitilmesi mümkün değil. Örneğin yıllarda ülkemizde emniyet kemeri ile ilgili olarak birçok kamu spotu yapıldı. Emniyet kemerinin hayat kurtardığına yönelik bilgiler aktarıldı ama bu davranışı geliştirenlerin sayısının cezaların artması ile attığını gördük. Ceza yöntemiyle bu davranış geliştiğini görmekle biz, insanların parasının canlarından daha kıymetli olduğunu görmüş olduk aslında. Temiz bir kent için Bolu örneğinin sosyal medyada ön plana çıkarıldığını görmek açıkçası bizi imrendirmişti. Samsun'da da bu uygulama bizi mutlu etti. Dolayısıyla temiz bir çevre için belediye bu uygulamanın peşini bırakmasın" diye konuştu.
ASAYİŞ, ŞİDDET VE NARKOTİK İLE İLGİLİ HABERLER NEDEN BU KADAR ÇOK?
Türkiye'nin hemen hemen yer yerinden asayiş, şiddet ve narkotik olaylarının sıkça medyada yer aldığına dikkati çeken Demircioğlu asayiş, şiddet ve narkotik olayları ile ilgili eski ve yeni kıyaslaması yapması durumuna değinerek, "İşin açıkçası bu olayların eskiden bu kadar yoğun olduğunu inanmak biraz zor. Özellikle şiddet olayında TV dizilerinin çok büyük etkisi var. Çünkü TV dizelerinden yüz kızartıcı su işleyenler kahraman gibi, mafya çok iyi bir şeymiş gibi gösteriliyor. Samsunda görünen durumu söylemek gerekirse bir cinnet durumu var. Şiddet haberinin medyada yer almadığı tek bir gün geçmiyor. Geçtiğimiz günlerde 16 yaşındaki bir çocuk kuzenini silahla öldürdü. Atakum'da 17 yaşında 9 suç kaydı bulunan bir çocuk bir çocuk babası 45 yaşındaki babayı bıçaklayarak öldürdü. Yine yurdun birçok yerinde aynı olaylar oldukça yoğun şekilde yaşıyor. Başkasına kasıtlı olarak zarar veren bir kişiye çocuk denilmemesi gerekir. Böyle bir çocukluk olamaz. Bu kişilerin hayatlarının ilerleyen dönemlerinde ne kendisine ne de ülkesine faydası olur. Bu tür olaylarda ceza çok büyük önem taşıyor. Böyle giderse bu tür olayları daha çok görürüz. Böylesi bir ortamda hiç birimizin can güvenliği yok. Sokakta, trafikte her an böyle bir olayla karşı karşıya gelebiliriz. Bu suçları işleyenler de maalesef ceza almayacaklarına yönelik bir düşünce gelişmiş durumda. Kanunlar suçluları değil, masumları korumalıdır. Suçluları cesaretlendiren kanunlar masumları da korumalıdır" diye konuştu.
ASGARİ ÜCRETLİ KURBAN KESMEYECEK Mİ?
Türkiye'de asgari ücretli bir kimsenin kurban kesmesinin bugünkü ekonomik şartlara göre mümkün olmadığına dikkat çeken Yusuf Demircioğlu, "Türkiye'de kurban kesenlerin sayısının her geçen yıl azalıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in dediğinin aksine Türkiye'de ekonomi kötü durumdadır. Kurban kesemeyen ve evine et alamayan insanlarımızın sayısı azımsanamayacak ölçüdedir" İfadelerini kullandı.
Yurtiçi ve yurtdışı kurban kesme bedelleri ile ilgili belirlenen rakamlarla ilgili düşüncelerini de aktaran Demircioğlu şöyle konuştu: "Ben hayatımda hiçbir zaman herhangi bir dernek, vakıf ya da kuruma kurban bağışında bulunmadım ve bundan sonrada bu düşüncemden vazgeçeceğimi zannetmiyorum. Bunun iki sebebi var. Birincisi; bir bayram ruhuna uygun yaşanmalıdır. Kurban Bayramı sadece bir et bayramı değildir. Buradaki asıl amaç Allah'a teslimiyettir. Bunun için kurbanını alır keserken yanında bulup duanı edersin. Vekaletini de telefonla uzaktan değil, kurbanın başında yapar, kurbanını alır ve ihtiyacı olanlara dağıtarak da gereğini yaparsın. Bu teslimiyeti hissetmek gerekir. İkincisi; biz gidip kurban alırsak, hisse başı 25-30 bin TL, ama kurum, kuruluş, vakıf, dernek alırsa kurbanı 13 bin TL. Ben bunun nasıl olduğunu çözebilmiş değilim. İster toplu alın, isterseniz tek alın bu iki rakam arasındaki farkı izah etmek çok mümkün gözükmüyor. Yine de vakıf ve dernekler kurbanı olduğundan çok ucuza alabiliyorsa bağış yerine kurban kesemeyen vatandaşları bir araya getirerek onların da kurban kesmesine vesile olabilir. Hiçbir vakıf ve dernek bu yolu denemiyor."