Yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Akın Üner 'KUTU KUTU SAMSUN' başlıklı yeni yazısını Samsun Son Haber okuyucuları için kaleme aldı.
KUTU KUTU SAMSUN
Şimdiki gençlere söyleyince inanmıyorlar: Bizim çocukluğumuzda internet neyim yoktu. Cep telefonundan, tabletten oyun bilmezdik.
Yazın okullar kapanınca Kirazlık tarafındaki derelerde soğan çuvallarından yaptığımız filelerle balık tutar, okullar açılınca Samsun'a gelip İlyasköylü çocuklarla mahalle aralarında top oynardık.
Bizden küçüklerin oynadıkları "kutu kutu pense" diye bir oyun daha vardı ya, artık bu tür cıvıl cıvıl oyunların yerini "kutu" içinde satılan başka oyunlar aldı.
Yeni nesiller internete takılıyor ama Samsunlular hala nostaljik çocuk oyunlarının postmodern (!) halleriyle halleniyorlar.
Hadi şehrimize özgü bu harika "kutu" oyunlarından on tanesini sizin için listeleyelim:
BİR: KAZI KAZAN SAMSUN
Önce üzerinde keçi bile gezmeyen yamaç yerleri bedavadan az pahalıya topluyorsunuz. Sonra siyasetçilerle anlaşıp burayı dinamitle patlatıyorsunuz. İş makinalarıyla dağı indirip kayaları ucuza dolgu malzemesi diye satıyorsunuz. Arazi düzlenince imara işletiyorsunuz. Bazen kayalar milletin üstüne düşerse aksiyon oluyor, bunun haricinde kolay yoldan cukkayı götürdüğün kazanma garantili bir oyun!
İKİ: TETRİS TRAFİK
Zamanı olanlar ve gergin aksiyon oyunlarını sevenlere göre mükemmel bir vakit öldürme oyunu! Çok yoğun trafiğin içindesiniz. Arabanızla şehir trafiğinde yol almaya çalışıyorsunuz. Işıkları yöneten ve sizi kameralarla takip eden bilgisayara karşı oynuyorsunuz. Oyunun algoritması, en küçük yanlışınızda size ceza gönderiyor ve game over oluyorsunuz. Üstelik sabrınızın limitlerini zorlamak üzere programlanan trafik ışıkları sizi bunaltıyor. Haliyle arabanız da boşluk doldurarak ilerliyor. Işıkları geçince level atlıyorsunuz, bir sonraki kavşağa geçiyorsunuz.
ÜÇ: MONOPOLY 55
Harika bir emlak oyunu! Rant sağlayacak yerleri ucuza kapatıyorsunuz. Dere yataklarını, yeşil alanları, otopark yerlerini filan imara açıp para kazanıyorsun. Eski binaları yıkıp alışveriş merkezi yapıyorsun. Denizin dibine otel, derenin dibine alışveriş merkezi, ormanlık alana belediye hizmet alanı kuruyorsun. Yol açılacak yerleri önceden öğrenip köylüden ucuza arazi topluyor, voleyi vuruyorsun.
DÖRT: KORKU TÜNELİ
Aksiyon gerilim sevenler için birebir! Vampirli, hayaletli uyduruk korku aksiyon oyunlarından bıkan, daha gerçekçi gerilim isteyenler için tasarlanmış. Sokaklarda işlenen bir cinayete tanık oluyorsunuz. Araba yıkarken heyelan oluyor. Mezarlıkta toprak kayıyor. Sel suları şehri yutuyor. Kadınlar öldürülüyor, bebeğine bez alamayan bir adam apartman girişinde kendisini asıyor. Cami duvarında ölü bir kedi sarkıyor. Uyuşturucu bağımlıları ve sokak köpekleri çete gibi! İnsanlar spor olarak etrafta define arıyor. Korku, gerilim, stres gırla gidiyor.
BEŞ: ADAM GAZLAMACA
Kent ile içiçe geçmiş fabrikaların bacalarından doğru zamanda havayı kirletme esasına dayanan heyecan verici bir oyun! Sanayii tesislerinin dibindeki stadyumda maç oynandığında veya şehri devlet büyükleri ziyaret ettiğinde bacalardan zinhar duman salmayacaksın. Gündüz vakti insanlar işinde gücündeyken dikkatli olacaksın. Ancak hava kararınca gazı salabilirsin. İnsanlar Tekke'sinde Köy'ünde uyurken gazla gitsin!
ALTI: BÜROKRAT MANAGER
Futbol manager oyunlarına alternatif geliştirilen müthiş bir menejerlik oyunu! Bir kentin bürokrat kadrosunu oluşturuyorsun. Elindeki imkanlar kısıtlı, liyakat sahibi ve yetenekli isimleri transfer edecek imkanlar yok. Bunun yerine senin sözünden çıkmayacak, yanlışlarını görmezden gelecek bir ekip kurarak durumu idare etmeye çalışıyorsun. Hemşeriler, okul arkadaşları, yengenin tanıdıkları, partiden gelen listeler içinden seçim yapabiliyorsun. Yabancı futbolcu misali şehir dışından bürokrat transferi mümkün ancak onlar da referansı güçlü isimlerden seçilmek zorunda. Bu koşullarda başarılı olabilirsen ne ala!
YEDİ: SIMCITY SAMSUN
Strateji oyunlarını sevenler için tasarlanmış. Milletten vergileri topluyorsun. Kafana göre fabrikaların arasına stad, 88 biçiminde köprülü kavşak, dağ başına Atatürk evi, trafik curcunasının ortasına hastane, in cin top oynayan yere tramvay hattı, zamanla dolan marina, caddenin orta yerine pazar yeri, derenin denize döküldüğü noktada AVM, elindeki sopayla topu deliğe sokmaya çalışan üç buçuk seçkin için golf sahası, Kurtuluş yolu güzergahına hapishane ve çöp deposu filan yapabiliyorsun. Beğenmezsen yıkıp tekrar yapma şansın var. Tamamen özgürsün.
SEKİZ: CENAZE HALAYI
Yüz sene önce şehre göç ederken evini, barkı, yerini yurdunu bırakmak zorunda kalan; göç yollarında salgın hastalığa yakalanmış bebeklerini denize atmak zorunda kalan insanları anmak için davul zurna çalıp türkü söyleyerek eğlenirken düğün pilavı ve tulumba tatlısı yiyorsun. Siyasetçilerin laflarını dinleyip onlarla fotoğraf çektiriyosun. Üstüne de para veriyorsun. Midesi kaldıranlar için sevimsiz bir kutu oyunu!
DOKUZ: BAŞALTI
Seçimlerde belediye başkan adaylarını bilye gibi yanyana diziyorsunuz. Vatandaş elindeki pusulayla sandığa girip bir kısmını seçiyor. Sizin gönlünüzden hepsini almak geçiyor, ama vatandaşın seçtikleri sizin gösterdiğiniz adaylar değilse çok mühim değil; birkaç ay içinde siz içlerinden müsait olanları kadronuza katabiliyorsunuz. Hep kazanmak isteyenlere göre bir "kutu" oyunu!
ON: SAHTE TARAFTAR
Şehrin futbol kulübüyle ilgili bir oyun, ancak menejerlik ya da FİFA tarzından farklı olarak tamamen keyfi bir taraftarlık oyunu! Aslında başka takımı tutuyorsunuzdur, ama şehrinizin takımına lütfen ikinci takımınız muamelesi çekiyorsunuzdur. İkinci takımınızın başkanına, futbolcusuna, hocasına istediğiniz gibi saydırırmek serbest. Oyun, gerçekten tuttuğunuz takıma toz kondurmama esasına dayanıyor. Bu oyunun bir çukur versiyonu daha var: Şehirde siyaset yapıyorsunuz, aslında başka takımı tutuyorsunuz, ama işler yolundayken maçlara gidip boynunuza ikinci takımınızın atkısını takıyorsunuz, alkış bile alıyorsunuz. İşler kötü gidiyorsa kafanızı kuma gömdüğünüz sürece sorun olmuyor.