Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu (Kutlu Yol) Derneği 4. Olağan Genel Kurul toplantısını yaptı.
Gerçekleştirilen toplantıda, Genel Kurul Başkanlığına Orhan Bülbül, Yardımcılıklarına Ayhan Sobi, Kenan Yıldırım, Yazmanlıklara ise Havva Bak ve Ferhat Çobanoğlu seçildi.
Genel Kurul Başkanı Bülbül'ün, genel kurul üyelerine kısa konuşmasının ardından, Dernek Genel Başkanı Mustafa Keskin yaptığı konuşmada, "Rusya'daki Türkçülük ve yenileşmenin öncülerinden, büyük düşünür Gaspıralı'nın, Yeryüzü Türklüğüne 142 yıldır ışık tutmaya devam eden "Dilde Fikirde İşte Birlik" ülküsünden esinlenerek 9 Mayıs 2016'da kurduğumuz tam adı Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu Derneği, kısa adı Kutlu Yol Derneği'nin olağan genel kurulunu birlikte yapmanın sevinci, mutluluğu ile sizlere yönetim kurulum adına, sevgilerimizi saygılarımızı sunuyorum" dedi.
Mustafa Keskin konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
Derneğimizi Samsun'da kurduk.
Atatürk, Samsun'da başlattığı Kurtuluş Savaşı'nın altyapısını İstanbul'da yaptı. İşgal altındaki İstanbul'da aylarca aynı ülküyü benimseyen kişileri örgütledikten sonra, 1919'da Samsun'a ayakbastı; oradan Havza'ya, Amasya'ya, Erzurum'a ve Sivas'a geçerek mücadelesini Anadolu'da büyüttü ve son olarak Ankara'yı Kurtuluş Savaşı'nın komuta ve yönetimsel merkezi olarak seçti.
Bugün Kongremiz, Genel Kurulumuz, Kurultayımız var.
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı okurken "kongreler" özellikle önemlidir. Mustafa Kemal Paşa daha Samsun'a çıkmadan başlayan "kongreler" sivil derneklerdi. Seçilmiş yönetim kurulları vardı, kongreler, kurultaylar yaparlardı.
Aynı görev ve inançla genel kurulumuzu yapıyoruz.
Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu Derneği ulusumuzun birlik ve bütünlüğünü savunan, her türlü ayrışmaya ve ayrılığa karşı çıkan, özgür ve özgün bir ulusal oluşumdur. Türk ulusunun, yeryüzündeki bütün Türk topluluklarının dilde, fikirde, işte birliğini sağlamak, ulu önder Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti korumak ve yüceltmek yolunda ilke ve devrimleri biricik ışığımız ve kılavuzumuzdur.
Türkçü düşünce anlayışındaki Derneğimizin ülküsü doğal olarak Türk Birliğidir.
Türk Birliği, Türkçülerin 100 yılı aşkın süredir istediği, üzerinde çalıştığı bir ülküdür. Ulu önder Atatürk, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile bu amaç doğrultusunda Türk kimliğini 1371 yıl sonra yeniden devletin adı yapmıştır. Türkçülük, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun özü, amacı ve ülküsüdür. Ancak bu ülkü, ne yazık ki Atatürk sonrası Türkiye'de devlet politikası olarak pek gündeme alınmamıştır.
Tarih boyunca Türk ulusunun birer ögesi olarak değişik coğrafyalarda yaşamakta olan toplulukların, ortak bir kültürel kalıt, dil ve tarih bilinci ortaklığına dayanan birleşme olanağı vardır. Bu bağlamda, Yeryüzü Türklüğü'nün güçlenmesi için Türk Birliği'nin sağlanması, sadece tarihsel bir sorumluluk değil, aynı zamanda günümüzün küresel, siyasi ve kültürel dinamikleri ışığında yeniden ele alınması gereken bir konudur. Çünkü Türk ulusunun, ortak kültürel kalıtı, dili ve tarihsel bağları doğrultusunda birleşmesi, sadece ulusal değil, uluslararası düzeyde de önemli bir güç birliği oluşturabilir, küresel barış ve düzenin sağlanmasına katkıda bulunabilir.
Türk devletleri ile gelecekteki Türk devletlerinde; soy, kardeşlik, Türklük bilinci, tarih, dil, kültür, töre gibi ortak değerlere dayalı özgün, Türk'e özgü Türkçü Cumhuriyet ya da Türkçü Yönetim Düzeni ? Türkçü Düzen olmalıdır. Bir gün bu ülküler gerçekleştiğinde, bu ölçütlerde gelişmelidir. Aksi durumda sıradan bir biçimde devletlerin bir araya gelmesiyle Türk Birliği kuralım dediğimizde, ortaya çıkacak birlik, gerçek bütünlükten yoksun ve sorunlara gebe olacaktır.
Türklük için tüten bir ocak olan Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu ya da Kutlu Yol Derneği olarak, yaşamda en gerçek kılavuz bilimdir bilinciyle, Türk ulusunu çağdaş uygarlıklar düzeyinin üzerine çıkarma ereği Türk Birliği ülkümüzün en önemli aşamasıdır.
Ulu önderimizAtatürk, "benim herhangi bir görüşüm bilime ters düşerse, bilimi seçin"derken Cumhuriyetimizin akıl ve bilime dayalı bir felsefeye, bilim ile dinin farklı kategorilerde değerlendirilmesi gerektiği düşüncesine bağlı olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
Günümüzde Atatürk'ün adını anmaktan, Cumhuriyet Devrimlerini savunmaktan kaçınan ve hatta Türk dememek için uyduruk "Türkiyeli" saçmalığına bile sığınan ister solculuk, ister cemaatçi, tarikatçı, dinci ve tüm bölücü yapılar, yine Kürtçülere sevimli görünmek için Atatürk'ü anmaktan kaçınan, Ne mutlu Türk'üm diyene diyemeyenler, ister bu duruma sessiz kalan, görmezden gelen, izleyen milliyetçiler kısaca kim olursa olsun tüm "Türkiyeli" kavramını öne çıkaranlar emperyalistlerin, yayılmacıların kullanımlık uşaklarıdır, kapıkuludur.
Burada özelikle vurgulayarak, altını çizerek diyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal devlet niteliği ve üniter yapısı, Türk yurttaşlığı ilkesi ve resmî dilin Türkçe oluşundan kesinlikle, hiçbir biçimde ve koşulda ödün verilemez. Buna kesinlikle izin verilemez, vermeyeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü olması, üniter ulusal devlet niteliğini koruması sadece Türkiye Cumhuriyeti için değil, bütün yeryüzü Türklüğü için, dahası bütün insanlık için önemlidir.
Parti siyasetinin dışında kalmaya özen gösteriyoruz ancak orada da bir ilkemiz var. O partiler Türk ulusuna, Türkçülüğe hangi uzaklıktaysa biz de onlara o uzaklıktayız. Biz parti siyaseti yapmıyoruz ancak siyaseti de görmezden gelmiyoruz, ilgisiz değiliz, boş vermiyoruz. Uzaklığımız herkesin Türk ulusuna, Türklüğün sorunlarına olan ilgisi ölçüsünde olacaktır ve olmaktadır.
Ulu önder Atatürk diyor ki "Ey Türk gençliği! Birinci görevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuza dek korumak ve savunmaktır."
Bizde diyoruz ki, "sana söz Atam! Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuza dek koruyacağız ve savunacağız.
"En büyük yapıtım" dediğin cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız.
"En gerçek kılavuz bilimdir" saptaman yol göstericimiz olarak, Yüce Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine ulaştıracağız.
Gerekli güç, damarlarımızdaki soylu kandadır."
Bu inanç ve özgüvenle, yalın, duru ve kardan ak Türkçemizin sözcüklerini yüreğimize işleyerek bir kez daha haykırıyoruz:
Kimliğimiz tektir o da Türk'tür.
Kurtuluş Türkçülük'te!
Tek yol Türkçülük!
Tek önder Atatürk!
"Yolumuz: Dilde Fikirde İşte Birlik Yoludur. Bu Yol: Kutlu Yoldur."
Varlığımız Türk varlığına armağan olsun!
"Ne mutlu Türk'üm diyene!""
Genel Başkan KESKİN'in konuşması'nın ardından,
Çalışma, Gelir - Gider ve Denetim ile Yönetim Kurulu Çalışma ve Gelir - Gider tutanaklarının yine Tüzük düzeltme ve değişiklik önerilerinin görüşülmesi genel kurul üyelerinin oylarına sunulması ve onaylanmasından sonra Genel Merkez Yönetim/ Denetleme/ Yüksek Disiplin/Bilgeler Kurulu Asıl ve Yedek üyelerinin seçimine geçildi.
Seçimler sonucu önümüzdeki dönemin yönetimi:
Genel Başkanlığa: Mustafa KESKİN
Yönetim Kurulu Asıl Üyeliklerine:
01- Hülya TOMBUL
02- Nevin DALAY
03- Murat KILIÇ
04- Ali AYDIN
05- Levent COŞKUN
06- Fatma KARA
07- Elif KESKİN
08- Ümit Turan TERZAN
09- Ahmet DEMİR
10- Zeynep YAVUZYİĞİT
Yönetim Kurulu Yedek Üyeliklerine:
Adı Soyadı
01- Ferhat ÇOBANOĞLU
02- Ayhan SOBİ
03- Birol USTAOĞLU
04- Gülenay DALAY ÇEVİBAŞ
05- Yaren Aysema TOMBUL
06- Ahmet DURAN
07- Birsen ŞANLI
08- Metin CENGİZ
09- Kenan KAYA
10- Çiğdem KILIÇ
11- Adem ÖZTÜRK
Denetim Kurulu Asıl Üyeliklerine:
Adı Soyadı
1- Mehmet ŞANLI
2- Mustafa ER
3- Güler AKSU
4- Oğuzhan Önder ŞENGÜL
5- Havva BAK
Denetim Kurulu Yedek Üyeliklerine:
1- Aydın İÇİGEN
2- Halil İbrahim POYRAZ
3- Necmiye KUKUŞ
4- Emrah BALOĞLU
5- Leyla GÜNGÖR
Bilgeler Kurulu Üyeliklerine:
Adı Soyadı
01- Orhan BÜLBÜL
02- Tuğrul BAYAR
03- Halil TAŞKIN
04- Hüseyin KURT
05- Kudret KEVSEROĞLU
06- Köksal ŞİMŞEK
07- Burak YAVUZYİĞİT
08- Oğuz YARDIMCI
Yüksek Disiplin Kurulu Üyelilerine:
Necati BULUTAY
Aydın İÇİGEN
Talat EYÜPOĞLU
Yunus KESKİN
Halil İbrahim POYRAZ
seçildiler.
Olarak oluştu.