Bilirkişi Raporu'nun 52. bölümünde Samsun'da baba ve 2 kızının hayatını kaybettiği, annenin ise yaralı olarak kurtarıldığı heyelan faciasına ilişkin olarak bilimsel ve hukuki perspektiflerden değerlendirmelerde bulunuldu.
Bilirkişi Raporu'nun bu haftaki bölümünde Türkiye'yi sarsan ve Samsun'da bir ailenin yok olmasına neden olan rant hırsı ve ihmaller zinciri ele alındı.
Programda önceki dönem Mimarlar Odası Başkanı İshak Memişoğlu, önceki dönem Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hayati Tosun ve önceki dönem Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz sadece kazanç uğruna, bilime ve tekniğe aykırı yapılan müdahalelerin kurbanı olan baba ve 2 kızının kaybedilen son canlar olmayacağı dile getirildi.
"Facianın yaşandığı akaryakıt istasyonunda mühendislik çalışması ile yapılmış bir istinat duvarı dahi olmadığına dikkat çeken İshak Memişoğlu; "İstinat duvarı yapmadan çözüm üretmek isterseniz bunun iki yöntemi var. Birincisi ya kademelendirme yapacaksınız bu kadar dik kayalar bırakmayacaksınız ya da yine heyelanı önleyecek şekilde eğimlendirme yapacaksınız. Fakat Samsun Ordu karayolu Kirazlık Mevkii'nde bulunan diğer alanlar dahil olmak üzere bunların yapılmadığını görüyoruz. Geçmişte de bunun sonucu olarak başka heyelanlar ve sel gibi felaketlerin yaşandığını gördük. Felaketin olduğu akaryakıt istasyonunda bu çalışmalar olmadığı gibi mühendisliğe uygun bir istinat duvarı dahi yok. Baktığımızda bu iş yerinin faaliyetine göz yuman tüm kurum ve kuruluşlar bu felakette sorumludur. Yatırımcı para kazanmak uğruna size isteklerle gelebilir. Ama burada devletin ve yerel yönetimlerin görevi bu isteklerin doğurabileceği olumsuz sonuçları göz önüne alarak kamu yararı doğrultusunda hareket etmektir. Bu şekilde hareket etmeyen her devlet kurumu ve yerel yönetim, projeyi üreten ve onaylayan belediye meclisinin her bireyi de ortaya çıkan can kaybının sorumlusudur" dedi.
Önceki dönem Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz ise, geçmişte bu bölgede heyelan, sel gibi felaketler yaşandığına dikkat çekerek,"Bu son felaketin yaşandığı yerin daha doğusunda 14 yıl önce bir bina yine heyelan altında kaldı. Orada şans eseri can kaybı yaşanmadı. Dere yatağının ağzına yapılan Lovelet AVM sel suları altında kaldı. Aynı selde Kuzey Yıldızı TOKİ konutlarında yaşayan vatandaşlarımız sel sularında can verdi. Bunca felaket görülüyor ki ders olmadı. Üstelik selde sorumlu olduklarını iddiasıyla yerel yöneticiler hakkında soruşturma açılmasına müsaade edilmedi. Sadece üstelik Lovelet AVM'nin oraya yapılmasına tek karşı çıkan kurum olan DSİ 7'nci Bölge Müdürlüğü görevlileri hakkında soruşturma başlatıldı" ifadelerini kullandı.
Yeni heyelan felaketleri ile her an karşı karşıya olunmasına ve Samsun - Ordu karayolunda hareket eden ağır tonajlı araçların riskleri de arttırmasına rağmen Doğu Çevre Yolu Projesi'nin neden gündeme alınmadığını soran önceki dönem Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hayati Tosun; " Samsun trafiğini kaldırmayan bir Samsun Ordu karayolunu her gün kullanıyoruz. Bu yol heyelan riski altındaki bölgede sürekli olarak sismik hareketlere neden oluyor. Buna rağmen Doğu Çevre Yolu neden hiç gündeme dahi alınmıyor. Üstelik bu yol kenarında halen kazı çalışmaları ile yeni inşaatlar devam ediyor" ifadelerini kullandı.