Yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Akın Üner, 'Özgür Özel, Deprem, Samsunspor' başlıklı yeni yazısını Samsun Son Haber okuyucuları için kaleme aldı.
ÖZGÜR ÖZEL, DEPREM, SAMSUNSPOR
Türkiye'nin gündeminin her zaman hareketli olduğunu hepimiz biliyoruz.
Ancak Samsun'un gündemi çoğunlukla sakindir. Şehrin kendi gündemi, ulusal ve küresel gündemin arasında kaynayıp gider.
Velakin bazen ulusal gündemdeki hareketlik şehrin havasına baskı yapar, gündem bir anda ısınır.
Son birkaç günde yaşadığımız olaylar şehrimizde bir gündem fırtınası estirdi.
Ben de üç başlıkta gündemi özetlemek istedim.
*
Samsunspor'la başlayalım.
Bu sene çok iyi bir sezon geçiren Atatürklü armaya nazar değdi. Galatasaray maçındaki yenilgiyle birlikte üst üste üçüncü yenilgiyi aldık ve Avrupa Kupaları hayalimiz önemli bir yara aldı.
Kadronun dar olunca sakat oyuncuların yerleri dolmuyor, buna olağan formsuzluklar eklenince takımın düzeni bozuluyor.
Bazı oyuncuların gelecek sezon devam etmeyecekleri ve bu nedenle gönül bağlarının koptuğu hissediliyor.
Bütün bunların üstüne Sevgili Başkan Yüksel Yıldırım'ın yamyamlarla dolu ulusal medyaya yaptığı açıklamaları eklemek lazım. Üç büyütülmüşlerin trol orduları aleyhimize kışkırtılınca henüz süper ligin atmosferine alışamamış takımın atmosferi zehirleniyor.
Hakemlerin Anadolu Takımlarını nasıl doğradıklarını yazmaya gerek bile yok. İstemesek de alıştık bunlara.
Elbette bir de içimizdeki İrlandalılar meselesi var ki bu tamamen ayrı bir konu. Bu meseleye daha önce değindiğimde tepki gösterenlere selam olsun.
Gerçek Samsunsporlular ile başka takımı tutup Atatürklü armaya sadece ikinci takım muamelesi yapanları böyle maçlarda ne yazık ki çokça görüyoruz.
*
Gündemdeki ikinci konu CHP mitingi!
Doğrusu gündelik siyaset hakkında yazmayı sevmiyorum. Bu nedenle miting şöyleydi, böyleydi konusunu kentimizin siyaset yazan kalemşörlerine bırakayım.
CHP Milletvekili Murat Çan, mitinge birkaç gün kala benimle bir telefon görüşmesi yaptı. Hem mitinge davet etti, hem de bu vesileyle ülke gündemi hakkında epeyce istişare ettik.
Beni bilenler bilir, maçlara, mitinglere filan gitmek yerine televizyondan veya sosyal medyadan izlemeyi tercih ederim. Bizzat gidince gözün gördüğü, kulağın duyduğu, beynin algıladığı sınırlı olabiliyor. Teknoloji sayesinde daha çok ayrıntı yakalayabiliyor ve daha iyi analiz yapabiliyorsunuz.
Mitingi evde izlemeyi tercih ettim.
Ayrıntıya girmeyeyim, yağışlı havaya ve ortalıkta seçim atmosferi olmamasına rağmen katılım iyi gibiydi. Toplumsal muhalefetle siyasal muhalefetin uzun yıllar sonra aynı frekansta buluşmasını kayda değer buldum.
*
Gelelim Pazar akşamki depreme.
Ladik Gölünün yakınlarında, ancak komşu Taşova ilçesi merkezli 4,6 şiddetinde bir depremle sarsıldık.
Çevre illerden olduğu kadar Samsun ve ilçelerinden oldukça güçlü hissedilen bu sarsıntı yıkıcı boyutlarda değildi.
Ancak Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde olması, bölgemizin deprem gerçeğini bize hatırlattı.
1930'ların sonları ve 40'ların başlarında yaşanan bir seri güçlü depremin bu tehlikeli fayın üzerindeki enerjiyi büyük ölçüde boşalttığı ve muhtemelen uzunca bir süre kuvvetli deprem olmayacağını söyleyen uzmanlar çoğunlukta.
Ancak Karadeniz içlerinde uyuyan faylar olduğuna dikkat çekenler var.
Kaldı ki elli sene, yüz sene insan hayatı için uzun olabilir ancak milletlerin hayatlarında kısa aralıklar sayılır.
Kısa vadede büyük bir deprem beklenmiyor olması, şehrimizin orta vadede bir yıkımla yüzleşebileceği gerçeğini kesinlikle değiştirmiyor.
Bu nedenle Samsun merkezinde ve fay hattı üzerinde kalan ilçelerimizde kentsel dönüşüm konusunu sürekli gündemde tutmalıyız.
Siyasetçilerimizden torpil, tayin, kıyak istemeyi bırakıp depreme dayanıklı bir Samsun talep etmemiz gerekiyor.
Allah hepimizi beterinden saklasın.