ALLAH, MÜSLÜMAN MI OLMAMIZI İSTİYOR YOKSA İSLAMCI MI?

ALLAH, MÜSLÜMAN MI OLMAMIZI İSTİYOR YOKSA İSLAMCI MI?

Samsunsonhaber köşe yazarlarından AV. Kerami Gürbüz'ün kaleminden ALLAH, MÜSLÜMAN MI OLMAMIZI İSTİYOR YOKSA İSLAMCI MI?

Bizim inancımıza göre Yüce Allah, bütün insanları İslam fıtratı üzerine yaratır. Fakat sonra insanlar, çevreleri, aldıkları eğitim, idrakleri ve kendi tercihleriyle ya bu fıtrat üzere hayatlarını idame ettirirler ya da başka bir dini başka bir inancı yahut da inançsızlığı tercih edebilirler. Ancak"Şüphesiz Allah katında tek makbul din İslâm'dır." (Âli İmran Sûresi 19.Âyet) Yani Yüce Allah,  gönderdiği son ilâhî kitabında, biz kullarının Müslüman olmamızı murad etmekte ve istemektedir."Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, şunu bilsin ki, aradığı din ondan asla kabul edilmeyecektir; o, âhirette de kaybedenlerden ola­cak­tır." (Âli İmran Sûresi 85.Âyet) 

İslam, anlam olarak kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak anlamlarına gelir. Peki kime, nasıl ve niye teslim olunup, boyun eğilecektir?!!!  Bunun cevabını da Yüce Yaradan, Kur'an-ı Kerim'de veriyor :"Kim, söz ve davranışlarında Allah'ı görüyormuşçasına, en azından Allah'ın kendisini sürekli gördüğünün şuuru içinde iyiliği şiar edinerek bütün varlığıyla Allah'a yönelip O'na teslim olursa, onun mükâfatı Rabbinin yanındadır."(Bakara Sûresi 112.Âyet) "Ey iman edenler! Hep birlikte ve bütün varlığınızla İslâm'ın barış ve huzur iklimine girin. Şeytanın adımları ardınca gitmeyin; çünkü o, size apaçık bir düşmandır."(Bakara Sûresi 208.Âyet)"Öyleyse sen her türlü bâtıl inançtan uzak dupduru bir tevhid inancı içinde bütün varlığınla tek gerçek din olan İslâm üzerinde sabit ol! Bu din, Allah'ın insanları yaratmasında esas gaye kıldığı, hiçbir ortağı olmayan, her şeye gücü yeten sonsuz ilim ve hikmet sahibi tek ilâha boyun eğmektir." (Rum Sûresi 30.Âyet)

Yüce Allah, İslam dininin "doğruya giden yolun ta kendisi ve adâlet, hakkaniyet üzerine kurulu" bir din olduğunu ifade eder. (Saf Sûresi 9.Âyet) İnananların da"yeryüzünde iyilikleri ve güzellikleri emredip yayan; kötülük ve çirkinlikleri yasaklayıp önüne geçmeye çalışan insanlar oldukları vurgulanır, Kur'an-ı Kerim'de. (Âli İmran Sûresi 110.Âyet) Yine inanan, her türlü kötülüğü yapmaktan, yaptırmaktan sakınarak korunan insanlara"Rabbiniz size din olarak- ne indirdi?" diye sorulduğunda onlar"Hayır - hasenat / iyilik, güzellik indirdi" diyerek cevap verirler. (Çünkü) bu dünyada güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır." (Nahl Sûresi 30.Âyet) Nitekim"İnsanları Allah'a çağıran, sâlih ameller işleyen ve "ben müslümanlardanım" diye ilan eden kimseden daha güzel sözlü kim vardır?" (Fussilet Sûresi 33.Âyet) Düzgün, sağlam ve dürüstçe yapılan meşrû ve helal olan her işsâlih ameldir. Asr Sûresi'nde de, (bir olan Allah'a) inanıp hayra ve barışa yönelik işler (sâlih amel) yapanlar, birbirlerine hakkı (hakkaniyeti, adaleti) önerenler, birbirlerine sabrı önerenler dışındaki tüm insanların hüsranda olduklarına vurgu yapılmaktadır.

Alıntıladığımız bu ayetlerden görüldüğü üzere Yüce Allah, her bir insan teki'nin yani bireyin "kâmil/erdemli insan" olmasını murat etmekte ve adeta Kur'an-ıKerim'inde kullarını bu yönde eğitmektedir.

Gelin görün ki, son yüzyılda İslam dünyasında "İslamcılık" akımı ve bağlıları olan "İslamcı"lar zuhûr etmiştir. İslamcılık tabii ki bir din değildir bilakis bir düşünce sistemi bir ideolojidir.

Yüce Allah eğer kullarına bir din değil de ideoloji göndermeyi murad etseydi mutlaka buna da gücü yetendir. Halbuki, Yüce Allah, Hz.Peygamber'e tebliğ ettiği son ayet olan Maide Suresi'nin 3.Âyetinde "sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim" buyurmakta yine aynı ayette dinin kemale erdiği ve bu anlamda Allah'ın kulları üzerindeki nimetini tamamladığı vurgulanmaktadır. Kısaca Yüce Allah, kulları için bir ideoloji değil bir din, bir ideolog değil bir peygamber göndermeyi, kullarının erdemli insan olabilmeleri için gerekli ve yeterli görmüştür.

 

Hangi ideoloji olursa olsun, o ideolojinin bağlıları hele de katı bağlıları genel olarak;

  • kutuplaştırıcı ve dışlayıcı bir tavır,
  • kendi hatalarını ve çelişkilerini görmezden gelme,
  • mutlak doğruya sahip olduklarına dair inanç,
  • tartışma yerine empoze etme çabası,
  • yaşamın her alanında ideolojik yaklaşım,
  • eleştirilere karşı sert ve savunmacı bir tutum

içindedirler. Yaklaşımları böyle olunca kendi grubunu, yandaşını, mahallesindekileri aşırı yüceltme, kutsama, yandaşının yanlışını meşrulaştırma ya da görmezden gelme refleksleri gelişir. Kendilerini sorgulama erdemi gittikçe köreldiği gibi bilakis karşısındaki, öteki sorgulanmaya ve karalanmaya başlanır. Bu anlayıştakiler farklılıkları zenginlik kabul edemeyecekleri gibi bunlar için farklılıklara rağmen bir arada yaşayabilmek olmazsa olmaz toplumsal bir gereklilik değil tam tersine başlı başına bir eziyettir.

 

Bu yüzden bir ideoloji olan İslamcılığın tavrı da Müslümanca değildir. Tartışmacı, kavgacı ve kendi mahallesi odaklıdır. Halbuki Kur'an-ıKerim'de kavga etmenin şeytana ait işlerden olduğu vurgulanmaktadır. (Kasas Sûresi 15.Âyet) Hatta En'am Sûresi 108.Âyettte"Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövme"k de yasaklanmıştır. Bunun yerine taşkınlık yapmayan, saldırgan olmayan ehl-i kitap mensubu Yahudi ve Hristiyanlarla iyilikle ve güzellikle mücadele edilmesi gerektiği tavsiye edilmektedir. (Ankebut Sûresi 46.Âyet) Taşkınca yapılan ve toplumun huzurunu bozan hal ve davranışların aslında yapanlara zarar verdiği bu tavırlarıyla sadece dünya hayatının menfaatlerinin kazanılabileceği ancak ahiretin yitirileceği yine Yunus Sûresi 23.Âyet'te bildirilmektedir.

 

Sonunda -'cılık, -'çılık, -'çülük vd ekleri taşıyarak tanımlanan ideolojilerin hepsi bir değerin, bir şahsiyetin ve/veya bir inancın kullanılması ve temsil ettiklerini iddia ettikleri değerin içinin boşaltılması ve ayağa düşürülmesinden başka bir sonuç doğurmamaktadır. İslam dini, hiçbir ideolojinin, hiçbir zümrenin, hiçbir şahsın tekelinde olmadığı gibi onların dünyalıkları için kullanacakları bir malzeme de değildir.

 

Gelinen nokta itibariyle Türkiye'de İslam'a ve Müslümanlığa en ağır darbeyi İslam adına hareket ettiklerini iddia eden İslamcılar vurmuşlardır. Bugün gençliğin azımsanmayacak bir bölümünün deizmi veya ateizmi tercih ediyor olmalarının en önemli sebeplerinin başında İslamcıların olumsuz hal ve tavırları bulunmaktadır. Ancak sorumlu, inançlı bir insanın yapması gereken bu olumsuz rol modelleri görmezden gelmek ve İslam'ı sahih kaynaklardan araştırıp öğrenmektir.

 

Yapılan işin adı İslamcılık da olsa, İslam'ı idolojiye, Kur'an-ı Kerim'i doktrin kitabına, peygamberi de bir ideoloğa indirgemek kimsenin haddine değildir.

 

Son sözü yine Kur'ân-ıKerim'e bırakalım :

"Rasûlüm, sen insanları tevhide (bir olan Allah'a) dâvet et. Emro­lunduğun gibi  dosdoğru ol. Onların arzularına uyma. De ki: 'Ben Allah'ın indirdiği bütün kitaplara inandım. Bana, sizin aranızda adâletle davranmam emredildi.Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize sizin yaptıklarınız sizedir. Aramızda tartışılacak hiçbir şey yoktur. Nasıl olsa Allah hepimizi bir araya toplayacak ve aramızda hükmünü verecektir. Çünkü herkesin nihâî dönüşü O'nadır.'" (Şûrâ Sûresi 15. Ayet)

 

 

 

EN ÇOK OKUNAN HABERLER