Yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Fevzi Gül, '2025 Yılı Memur ve Emeklinin Umudu Oldu!' başlıklı yeni yazısını samsun son haber okuyucuları için kaleme aldı.
2025 YILI MEMUR VE EMEKLİNİN UMUDU OLDU!
Yeni bir yıl, yeni umutlar demektir! 2025'te hiçbir kadının ve çocuğun hayatının son bulmadığı, yokluğun, açlığın, sefaletin, eşitsizliğin olmadığı, adil bir ücretin, onurlu yaşamın, adaletin, liyakatin sağlandığı ve tabi ki ülkemize, coğrafyamıza barış ve huzurun geldiği bir yıl olması dileklerimizle 2025 yılını heyecanla karşılayarak yeni yıla girdik.
Kamu çalışanlarının, emeklilerin ve emekçilerin 2025 yılından beklentileri çok büyük. 2025 yılına büyük umutlar bağlandı ve kimse 2024'ü hatırlamak bile istemiyor. 2024 yılı en başta emekliler olmak üzere, memur, işçi ve emekçi için ekonomik açıdan çok ama çok zor bir yıl olarak geçti. Memurların, emeklilerin, işçinin ve emekçinin alım gücü gün geçtikçe eridi ve büyük bir geçim sıkıntısı çektiler. Hatta kimine göre; "Hayatım da yaşanmamış olmayı dilediğim bir seneydi" diyenler bile oldu.
Aslında bu cümle 2024 yılının büyük bir acılar yaşattığını açıkça gözler önüne serdiğinin de bir kanıtı olarak tarihe altın harflerle değil ama karanlık bir yıl olarak tarihte ve hafızalarda yer kazıyacağı aşikâr olacaktır. Kısacası kimse, artık 2024 yılını hatırlamak bile istemiyor! Herkes, ama herkes 2025 yılından umutlu ve güzel şeyler olmasını bekliyor ya da temenni ediyor. Bu bekleyişin içerisinde Memurlar ve emeklilerin beklentileri büyük! Çünkü ekonominin kötü gitmesinin faturası, daha çok bu dar kesimdeki insanlara yüklendi. O nedenle gözler önümüzdeki günlerde belirlenecek olan memur ve emekli maaşlarına çevrildi.
Emekli ve memur artık adalet istiyor, insan onuruna yaraşır bir ücret bekliyor. Her ekonomik krizde "vurun abalıya" der misali kemer sıkan kendileri olmak istemiyor. Bu ülkede ne hikmetse herkese para var ama bir emeği ile geçinen memura ve bu ülkeye hizmet ettikten sonra emekliye ayrılmış insanlara gelince ekonomik koşullar bahane edilerek para yok deniyor. Bu ülkede yaşayan herkes aynı gemide yaşıyor ise, bu geminin küreklerini neden yalnızca memur ve emekli çekiyor! Kürek çekmekten memur ve emekli yoruldu. Yeter artık! Emekli ve memur insanca yaşamak ve hayatını daim ettirmek istiyor. Yıllarca beceriksiz, basiretsiz ve memurun haklarını savunması gereken ama sendikacılık yapmayı bırakıp, sendikacılık oynayan, siyasilerin arka bahçelerini sulayan sarı sendikaların politikaları için memur ve emekli artık açlıkla ve sefaletle boğuşmak istemiyor. Memur ve emekli sadaka değil, hakkı olanı istiyor. Devletin kurumu olan TUİK bile yıllık enflasyonu %43'e yakın rakamlarla ifade ederken, memur ve emekliye bu oranın altında zam verilmesi gibi bir rakamın telaffuz edilmesi, hak ve hakkaniyetten uzak, gerçeklikle bağdaşmayacaktır. Dolayısı ile Ocak 2025 memur ve emekli maaş artışları yapılırken, gerçek enflasyon oranları ve dikkate alınarak değerlendirilmeli ve ona göre insan onuruna ve yakışır bir şekilde ücret belirlemesine gidilerek memura ve emekliye en az % 43 oranında zam yapılmalıdır. Şu da unutulmamalıdır ki; " emekli ve memur, devletin aynadaki kendi yüzüdür". O nedenle devletimizin itibarına ve insan onuruna yaraşır bir ücret belirlenmesine gidilmeli ve devletin itibarından tasarrufa gidilmemelidir.
Kamu Çalışanlarına seçim öncesinde söz verilen ve bir türlü yerine getirilmeyen sözlere de burada değinmek istiyorum. Seçim öncesinde hemen hemen birçok siyasi partinin seçim propaganda malzemesi olarak kullandığı 1/4 kadro derecesine gelen memurlara 3600 ek gösterge verilmesi ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı Personellerinin (YHSP), Genel İdare Hizmetler Sınıfına geçirilmesi ile ilgili sözleri, seçim sonrasında unutuldu, tabiri caizse; öküz öldü, ortaklık bitti" atasözünü akıllara getirdi. Seçim bitti, her şey bitti gibi görünse de memur, seçim öncesinde verilen sözlerin, 2025 yılında yerine getirilmesini bekliyor.
Memurların 2025 yılından beklentileri o kadar çok ki anlat, anlat bitmiyor! Çünkü yıllarca ekonomik koşullar bahane edilerek birçok haklarından mahrum bırakıldılar. Memur ve emekli, "devletimizin yanındayız, gerekirse soğan, ekmek yeriz, yine de devletimizi ve milletimizi yalnız bırakmayız" dediler ve bugüne kadar sabrettiler. Artık fedakârlık yapma ve memura sahip çıkma sırası devletimizdedir.
Kısaca ifade etmek gerekirse memurların 2025 Yılından beklentilerini burada anlatmakla bitiremeyiz. Ama genel hatları ile genel anlamda memurlar özellikle aşağıda belirtilen hususlarda kendi hakları olarak, bir beklenti içerisinde olduklarını açıkça belirtmekte fayda görüyorum. Memurların 2025 yılı talepleri arasında;
- Emekli maaşı bağlama oranı yeniden düzenlenmeli, 7456 sayılı Kanun ile seyyanen verilen artış, taban aylıklara eklenerek emekli ücret ve ikramiyelerine de yansıtılması sağlanmalı, emekli ikramiyeleri en az 3+1 daire alabilecek şekilde piyasa rayiçlerine göre revize edilmelidir.
- Memur ve emeklilerine, Ocak ve Temmuz ayları ile Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere yılda dört defa net birer maaş ikramiye verilmelidir.
- Sosyal yardımlar kapsamında; aile, çocuk, doğum ve ölüm yardımı piyasa rayiçlerine uygun hale getirilmeli, aile ve çocuk yardımı ödemesi emeklilikte de devam ettirilmelidir.
- Memurlara, kooperatifleşmeyi sağlamak üzere "konut edindirme yardımı" ödenmelidir
- Büyükşehirlerde görev yapan memurlara, kalkınmada öncelikli bölge tazminatından az olmamak üzere "Büyükşehir Tazminatı" ödenmelidir.
- Tüm memurlara "ücretsiz öğle yemeği" verilmeli veya tayin bedeli olarak 22 günlük öğle yemek maliyeti maaşlar ile birlikte topluca ödenmelidir.
- Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliğinin kadrolar bazında yapılacak yardım miktar ve kullanım süreleri ile ilgili hükümleri yeniden düzenlenmeli, nakit yapılan giyecek yardımı piyasa koşullarına göre güncellenmelidir.
- Banka maaş promosyon anlaşmaları, Cumhurbaşkanlığı veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kurum, yer, kadro vb. ayrımı yapılmaksızın tek elden yürütülmeli, sözleşmeler enflasyonist dönemlerde birer yıllık periyotlarla yapılmalıdır.
- 1994 ila 2005 yılları arasında 375 sayılı KHK kapsamında memurlara ödenen "Lojman Tazminatı" tüm memurlara piyasa rayiçlerine uygun olarak yeniden ödenmelidir.
- Şef, Müdür Yardımcısı, Başmühendis ve Müdür/Şube Müdürü kadrolarında görev yapan orta ve alt düzey yönetici personele hiyerarşik bir düzen içerisinde 8.000 puana kadar görev ve 2.000 puana kadar makam tazminatı verilmeli, ek gösterge ve tazminat yansıtma oranları artırılmalı, müstakil birim müdürlüğü yapan personele "temsil tazminatı ve temsil ödeneği" verilmelidir.
- Kamu mühendislerinin, mali hakları yeniden düzenlenmeli, teknik sorumluluk tazminatı verilmeli, emekli kamu mühendislerine 15.000 puan karşılığı ek ödeme yapılmalı, "Mühendislik Meslek Kanunu" çıkarılmalı, Tekniker ve Teknisyen gibi Teknik Hizmetler Sınıfı personelin ek göstergeleri ile özel hizmet ve ek özel hizmet tazminatlarının da hiyerarşi içerisinde artırılması sağlanmalıdır.
- Çalışırken birinci dereceye gelmiş tüm memurlara, sınıf ayırımı ve herhangi bir şart getirilmeksizin 3.600 ek gösterge verilmeli, hiyerarşik düzen çerçevesinde ek göstergeler ve tazminat yansıtma oranları artırılmalı, ardışık iki ek göstergenin tazminat yansıtma oranı arasındaki farklar eşit olmalı, ayrıca 5510 sayılı Kanuna göre işe alınan memurlar ile 01 Ekim 2008 tarihinden sonra işe alınan 5434 sayılı Kanuna tabi memurların emekli maaşı bağlama sistemi eşitlenmelidir.
- Kamu personel yönetim sistemi yeniden düzenlenmeli, 1965 yılından bugüne yaklaşık 60 yıldır 235 defa değişikliğe uğramış, yamalı bohçaya dönmüş, çağa ayak uyduramayan ve memurların ve sistemin yaşadığı sorunların temeli olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu adalet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde sil baştan yeniden düzenlenmeli, performans değerleme sistemine dayalı, iş güvencesini koruyan, günün şartlarına ve çağa uygun özgürlükçü hale getirilmesi sağlanmalıdır. Kamuda branşlaşmayı sağlamak amacıyla; bu düzenlemelerde, "Savunma ve Güvenlik Hizmet Sınıfı", "Mali Hizmetler Sınıfı", "Sosyal Güvenlik Hizmetleri Sınıfı" ve "Adalet Hizmetleri Sınıfı" ihdas edilmelidir.
- Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği mülakat sınavları kaldırılmalı, yazılı sınavlar ÖSYM tarafından iki yılda bir KPSS benzeri tek elden merkezi olarak yapılmalıdır.
- Memurların yıllık izne denk gelen resmi ve dini tatil günlerinin yıllık izine dâhil edilmemesi, günlük izinler, günübirlik hastane refakat izinleri vb. zorunluluk hallerinin mazeret izninden düşülmemesi hususları başta olmak üzere memurların izinleri konusunda yeni bir düzenleme yapılmalıdır.
- 19 Mart 2011 tarihli ve 27879 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 2011/2 sayılı Genelge kapsamında, tüm kurumlarda "Mobbingle Mücadele Birimi" kurulmalı, bu birimlerde sendikaların da temsil edilmesi sağlanmalıdır.
Değerli Okurlar, Memurlar ve Emekliler; yazımı daha fazla uzatarak sizleri burada çokça sıkmak istemiyorum. Kısaca belirtmek gerekirse; Memur, emekli ve emekçi, 2025 yılına büyük umutlarla girdi. İnşallah 2025 yılı tüm çalışanlara sağlık, huzur, mutluluk, barış ve tabi ki geçimlerini sağlayabilmeleri için yeteri kadar para getirsin. 2025 yılının Ülkemiz ve Dünyamız için barış dolu bir yıl olmasını temenni ediyor, mutlu yıllar diliyorum.
Esen kalın.