Rize Deplasmanı - Yoksa Rüya Mı?

Rize Deplasmanı - Yoksa Rüya Mı?

Yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Mehmet Yılmaz, 'RİZE DEPLASMANI - YOKSA RÜYA MI?' başlıklı yeni yazısını samsun son haber okuyucuları için kaleme aldı.

RİZE DEPLASMANI - YOKSA RÜYA MI?

Maç bittikten sonra ister istemez dilime bir şarkı takıldı: "Olmaz böyle şey, yoksa rüya mı?" Hakikaten rüya gibi bir süreç izledik. Öyle ki ligin 6. haftası itibariyle dört maçımızı kazandık, 12 puanımız var ve 2 puan ortalaması ile ligin üst sıralarında yer alıyoruz. Üstelik üç deplasmandan da gol yemeden ve galibiyetle ayrıldık. Rize maçı da bu galibiyet serisinin son halkasıydı.

Açıkçası sezon başlarken ilk altı hafta itibariyle böyle bir tahmin yapmak pek kimsenin harcı değildi. Ancak Thomas Reis hafta içi verdiği röportajda "transfer yasağını bilerek geldiğini ve bunu bir avantaja çevirebileceğini düşündüğünü" söylemişti. Düşündüklerini aynıyla gerçekleştirmiş görünüyor.

Samsunspor 6. hafta itibariyle kaybettiği iki maç da dahil hep bir "takım görüntüsü" verdi. Bu takım görüntüsü Rize deplasmanı için de geçerliydi. Belki çok yüksek tempoda bir maç olmadı ancak öğleden sonra kapalı ve yağışlı bir havada olması, nispeten tribünlerin dolu olması gibi sebeplerle seyir zevki yüksek bir müsabaka gibiydi.

İlk devrede, ilk 40 dakika boyunca dengeli bir oyun vardı. Son 5 dakikada Rizespor'un pozisyona dönmeyen bir baskısını izledik. İkinci devre başlarken sahanın vasat isimlerinden biri olan Ntcham sahneye çıktı ve golünü attı. Futbol biraz da böyle bir şey; golü atmak sizi mertebe olarak üste ulaştırabiliyor.

Samsunspor'da kaleci Okan ile Zeki Yavru, Bola, Satka, Van Drongelen'den oluşan savunma hattımız yine çok iyiydi. Ön bölgedeki Bennaser de iyi bir oyun sergilerken en çok alkışı belki de Celil Yüksel hak etti. Celil bir dinamo gibi çalıştı; takıma çok ciddi katkı sağladı.

Bu deplasman galibiyeti 1986 yılından beri Süper Lig'de ilk defa art arda üç deplasman galibiyeti kazandığımız seriyi getirdi. Bunlar önemli şeyler bence. Teknik Direktör Reis'ın maç sonu açıklamalarındaki "hayal kurmak serbest ama bizim amacımız ligde kalmak, 12 puan bunun için yeterli değil" ifadesi de bence Alman disiplinini ve realizmini yansıtması bakımından ayrıca önemliydi.

Bu arada maç boyunca Samsunspor ve Rizespor tribünlerinin ortaya koyduğu dostluk görüntüleri hakikaten çok güzeldi. Ancak şunu kabul edelim ki skorun iyi olmadığı ortamlarda dostluk görüntüleri de biraz yavan kalıyor. Bu anlamda bizim için o dostluk görüntüleri kadar güzel olan bir şey skor ve beraberinde deplasman tribünüydü. Rize'deki ilgili bölümü adeta kırmızı duvara çeviren renktaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Seyretmesi hatta fotoğraf karesine bakması bile son derece keyifli bir ortamdı ve orada bulunamadığım için hayli üzüldüğümü de ifade etmeliyim.

Samsunspor her şeyden önce bir takım görüntüsü ortaya koyuyor. Kaybettiği maçlar da dahil, bu takım görüntüsünü vermekten hiçbir zaman imtina etmedi. Dar sayılabilecek bir kadroya rağmen geçen sezondan gelen birlikte oynama alışkanlığını doğru şekilde sahaya yansıttığımız ortada. Gerçekten en başta söylediğim şarkının sözleri gibi bir rüya başlangıcı oldu. Geçen sene bu zamanlar ligde sadece bir puanımız vardı ve büyük bir umutsuzluk kuyusunun içerisinde debelenip duruyorduk. Bu anlamda bütün takıma ve teknik direktör Reis'a teşekkür ediyorum. Gelgelelim henüz sezonun oldukça başındayız. Disiplini elden bırakmadan mücadeleye devam etmeliyiz. Bu süreçte ne kadar çok puan toplarsak bizim için o kadar iyidir çünkü yol uzun ve yıpratıcı?

EN ÇOK OKUNAN HABERLER