Yazıları ilgiyle okunup, takip edilen köşe yazarımız Akın Üner, 'Sürmeli Köyü, Gastronomi Ve Züleyha'nın Gözlemesi' başlıklı yeni yazısını samsun son haber okuyucuları için kaleme aldı.
Sürmeli Köyü, Gastronomi Ve Züleyha'nın Gözlemesi
Geçen Pazar günü, Organik Pazarıyla Türkiye'nin örnek köylerinden birisi olarak gösterilen mübadil köyü Sürmeli'deydik.
Köyde "mübadil yemekleri şenliği" şenliği düzenlenmişti ve adıyla müstesna benim gibi duyan koşup gelmişti.
Ben söyleyeyim iki bin kişi, sen de üç bin kişi köyü şenlendirmiş, harika bir bahar havası, fonda iki zurna bir davul Rumeli ezgileriyle güzel bir gün geçirdi.
*
Sonrada öğrendik ki aslında köyde düzenlenen etkinlik, Sayın Vali ve sayın Büyükşehir Belediye Başkanının himayesinde düzenlenen "Samsun ve Gastronomi" konulu bir çalıştay kapsamında düşünülmüş.
Gastronomi, yemek ile kültür arasındaki ilişkiyi araştıran bir bilim dalı. Anlayacağınız, Samsun sofra kültürü üzerine aklı erenler konuşup fikirleşecekler. Gelen misafirler konu dahilinde farklı bir gün geçirsin diye Sürmeli köyünde böyle bir etkinlik düşünülmüş.
"Sürmeli Köyü ve Gastronomi" denilmiş olsa bizim ahali, köyde nükleer (!) karşıtı eylem yapılacağını zannedeceği için başka bir isim aranmış olmalı.
En nihayet "Mübadil Yemekleri Şenliği" adıyla tertiplemişler işi.
*
Bafra Balkan Türkleri Derneği başkanı Süleyman Özata ve köyün dernek başkanı Aşire Hanım becerikli insanlar.
Seviliyorlar, sayılıyorlar. Elleri işe yatkın, milletle devlet arasında köprü olacak karakterde kişiler.
Öyle olunca da Gastronomi Çalıştaycıları onları bulmuşlar, Sürmeli Köyünde şenlik davulları çalmaya başlamış.
*
Aşire Hanım'ın etrafında toplanan Sürmeli kadınları döktürmüşler. Birbirinden güzel Balkan yemekleri, tatlıları, ekmekleri, pasta börekleriyle saraylara layık çeşitler hazırlamışlar.
Aslında ben de dahil olmak üzere ahali "yemek şenliği" lafını duyunca buraya bu harika yemeklerden tatmayı hayal etmiştik.
Köyün Organik Pazar Kültürü olunca bu yiyecekler satılır, biz de parasını verir alırız sanmıştık.
Lakin kazın ayağı öyle değilmiş. Gastronomi Çalıştayı için gelen misafirlere parayla yemek verme fikri biraz ters gelmiş olacak ki organizasyonun arka planındaki resmi makamlar sınırlı sayıda bir hazırlık yapılmasına izin vermişler.
Velakin "yemek şenliği" lafını duyan binlerce kişi köye doluşunca bir çare aranmış.
Balkan Türk Kültüründe misafiri aç göndermek olmaz tabii.
Dedim ya Süleyman Özata becerikli adam. Arzu eden herkese yetecek kadar nohutlu pilav dağıtarak sorunu çözmüş.
*
Pilav kuyruğuna girmeye gözüm kesmeyince ben de çareyi Züleyha Hanım'a uğramakta buldum.
Organik Pazarın gözlemecisi Züleyha, tipik bir Balkan kadını. Çalışkan, becerikli, elinin kendine özgü bir lezzeti var.
Onu ne zaman görsem, bir zamanlar gördüğüm tarihi bir fotoğraf aklıma geliyor. Göç yollarında, yorgun ama onurlu bir Balkan kadını gibi ikonik bir duruşu var. "Bir Göçmen Kızı Gördüm Tuna Boyunda" dedirtecek kadar sembolik bir Rumeli kadını!
Sizin anlayacağınız, Balkan Yemekleri Şenliği'nden bize düşen Züleyha'nın peynirli gözlemesiyle iki bardak yayık ayranı oldu.
Gastrolog abiler duymasın ama tadı hala damağımda!
*
Bu hafta sonu Sürmeli Köyü'nde uçurtma şenliği varmış.
Vakti olanlara tavsiye ederim.
Sürmeli'ye gidin, Organik Pazarın sağlıklı ürünlerinden alın.
Züleyha Hanım'a da benden selam söyleyin.
Peynirli, patatesli, otlu gözlemelerini afiyetle yiyin.