Samsunspor konulu yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Muhammet Nacak, 'ADS Maçı, Samsunspor ve İsmail Uyanık' başlıklı yeni yazısını samsun son haber okuyucuları için kaleme aldı.
ADS Maçı, Samsunspor ve İsmail Uyanık
Samsunspor adına galibiyet durumunda ligde kalmanın neredeyse garantileneceği maçtı Adana Demir maçı. Taraftarlar maça bu motivasyonla hazırlanmış ve yine bu düşünceyle 25 binden fazla bilet alınmıştı. Üzerine düşeni de fazlasıyla yapmıştı tribünde. Ama beklediğimizi bulamadık. Özellikle ilk yarıda oyun üstünlüğü tamamen rakipteydi. Bekleriyle atağa çıkıyor, orta sahasıyla pas üstünlüğü kuruyor ve kanatlarıyla bindirmelerde bulunuyorlardı.
Onların bu kadar iyi olmasında bizim oyuncularımızın durağan oyunu ve formsuzluğu da etkiliydi hiç kuşkusuz. Özellikle orta sahamız çok pasif ve birbirinden kopuk oynuyordu. Ntcham maçta yokları oynadı. O formsuz olunca kanatlar ve forvet de beslenemedi doğal olarak. Bennasser kritik bir top kaybı yapmadığı için göze batmamış olabilir ama maça hiç giremedi ve 90 dakika boyunca yürüdü sahada. Bu iki oyuncunun temposuzluğunda ayakta kalan tek isim Taylan'dı. Hem geriyi süpürmek hem topu ileri taşımak görevi kendisine kaldı. Rakibin kendisini yürüyerek hem soldan hem sağdan geçtiği Soner'i hatırladıkça fena oluyorum. Hele arkaya kaçırdığı topta rakibin karşı karşıya kaldığı atak. O kadar çok hatası var ki yedek sol bek olmasa dahi başka birini oraya monte etmek daha mantıklı bana göre. Kaldı ki buna hiç gerek yok. Bola var elimizde. Defans-orta saha ve merkez-kanat arasında o kadar bariz uyumsuzluk vardı ki topu ileri çıkarmakta zorlanıyorduk. Golü de bu sebeple yemedik mi zaten? Yediğimiz golde art arda yaptığı hataları düşününce Âlim artık bir müddet dinlenmeli diye düşünüyorum.
Bu vaziyette soyunma odasına gitmişken ikinci devreye Soner, Bennaser yerine Tait, Bola değişikliği ile çıkarız diye düşünmüştüm ama Hoca aynı kadroyu sürdü sahaya. Tam da bu anda "Samsunspor'da kalmak istemiyorum demenin başka yolları da var Hocam." dedim içimden. Yine de farklı bir motivasyonla çıktı takım sahaya. Enerjisi daha yüksekti en azından. Oyuncu değişiklikleri yapıldı sonra ve baskı kurduğumuz dakikalar o değişikliklerden sonra geldi. Sanırım benim gibi birçokları da "Hocam niye bu kadar bekledin ki?" sorusunu sormuştur. As oyuncularının formsuzluğunda yedeklerimizin dinamikliği ile maçlara ortak oluyoruz ne zamandır. Beraberliklere abone olduk. Yenemiyorsan yenilme mantığı şimdilik bizi üst sıralarda tutuyor. Fakat potayla 7 olan fark 6'ya düştü. İki zor maçımız var önümüzde. Umarım takım toparlanır. Bunun için yapılması gerekenler, yazının genelinde sözünü etmeye çalıştığım gibi takımda rotasyona gitmekten geçiyor. Schindler iki maçtır sonradan girerek alkış alıyor. Bola kenarda gireceği anı bekliyor. Tait, uyumu kaybolmuş merkezde denge unsuru olabileceğini gösteriyor. Dimata "Beni unutmayın." dercesine mücadele ediyor. Âlim'in yokları oynadığı bu haftalarda gözlerimiz Yunus'u arıyor. Kısaca, kadroda değişim şart.
Adana'da düzenlenen Portakal Çiçeği festivalinde Vezirköprü ve Samsunspor'u en iyi şekilde temsil eden içerisinde Samsunspor'u yaşam biçimi yapmış kıymetli öğretmen arkadaşlarım Eren Ocaktan ve Emre Şahin'in de olduğu Vezirköprü Türk Halk Oyunları Topluluğu'nu tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum.
TFF başkan adaylığını açıklayan efsane başkanımız İsmail Uyanık'ı kirlenmiş Türk futbolunun kurtuluşu için bir çare olarak görüyor çıktığı bu zor yolculukta tüm Samsunlular olarak daima arkasında durmamız gerektiğini düşünerek canı gönülden başarılar diliyorum.
Bugün 23 Nisan, kutlu olsun!