Liv Hospital Samsun Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği'nden Uzm. Dr. Fırat Altay, ağrı ve ağrı tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Ağrının kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterdiğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Fırat Altay, "Birçok faktör ağrıyı hissetmeyi, dolayısıyla da ağrılı uyarana tepkiyi belirler. Ağrılı hastayı değerlendirirken hem fiziksel hem de psikolojik nedenleri göz önünde tutmak gerekir. Bu bakımdan hekimler tarafından ağrı gerçek olarak ele alınmalı, gerçek bir bulgu tespit edilmese bile hemen psikolojik olarak değerlendirilmemelidir" dedi.
Uzman Dr. Fırat Altay, ağrı ve tedavisi ile ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:
"Ağrı; vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, gerçek ya da olası bir doku hasarı ile birlikte bulunan, insanın geçmişteki deneyimleriyle ilgili, hoş olmayan bir duyudur. Ağrı kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Birçok faktör ağrıyı hissetmeyi, dolayısıyla da ağrılı uyarana tepkiyi belirler. Ağrılı hastayı değerlendirirken hem fiziksel hem de psikolojik nedenleri göz önünde tutmak gerekir. Bu bakımdan hekimler tarafından ağrı gerçek olarak ele alınmalı, gerçek bir bulgu tespit edilmese bile hemen psikolojik olarak değerlendirilmemelidir"
"Ağrının kronik olması için 3-6 ay sürmesi gerekir"
Ağrının, akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrıldığını dile getiren Uzm. Dr. Altay, "Akut ağrı bir hastalığın habercisi olabilir, tanı koymada yardımcıdır. Bir ağrıya kronik demek için 3-6 ay sürmesi gerekir. Kronik ağrı toplumda iş gücü ve ekonomik kayba neden olur. Hastaların önce uykuları bozulmaya başlar, kişi geceleri sık sık uyanır ve sabahları yorgun kalkmaya başlar. Bu durumun sonucunda hastanın enerjisi düşer. Uyuyamama, enerjinin azalması ve ağrının devam etmesi hastayı daha sinirli ve hassas bir hale getirir. Bu durum devam ettikçe hasta duygusal, gergin, tahammülsüz ve kırıcı bir ruh haline girer. Kimi hastalarda iştahsızlık hatta bulantı, kusma bile görülebilir" dedi.
"Sürekli ağrı yaşamak kişiyi depresyona sürükleyebilir"
Zaman zaman kişilerde ağrının sürekli devam etmesinin, depresyon dediğimiz durumu tetikleyebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Altay, "Hastalar hiçbir şeyden zevk alamaz ve sürekli yorgun bitkin hissederler. Ailevi sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Doktora danışmadan, gelişigüzel ağrı kesici kullanmaya başlarlar, sürekli hekim değiştirir bir hastaneden diğerine giderler ve durum içinden çıkılamaz bir hale gelir. Hekim görüşü almadan sürekli olarak ağrı kesicilere başvurulmamalıdır. Ağrılı hastalarda tedavi ilaçla ya da ilaç dışı tedavi olmak üzere iki ana başlıkta toplanır. İlaçlı tedavide analjezikler, steroid olmayan iltihap giderici ilaçlar ve kontrole tabi ilaçlar kullanılır" ifadelerini kullandı.