Yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Akın Üner, 'Ramazan Hoca, Kilise, Fabrika, İmam' başlıklı yeni yazısını Samsunsonhaber okuyucuları için kaleme aldı.
Ramazan Hoca, Kilise, Fabrika, İmam
Yeni yılın ilk günleriydi, İstanbul'da Fatih Camii'nde slogan atmaya kalkan bir meczup kendisini sükunute davet eden İmamı bıçaklayarak ağır yaraladı.
Derken yine İstanbul'da, Sarıyer'deki bir Kiliseye düzenlenen silahlı saldırıda bir vatandaş hayatını kaybetti. Saldırganlar Türk vatandaşı değildi, saldırıyla bağlantılı olduğu anlaşılan 25 kişi tutuklandı, çok sayıda kişi de sınır dışı edildi.
Neler oluyor demeye kalmadı, bu defa da Diyarbakırlı Ramazan Hoca diye tanınan ve dindar vatandaşlar tarafından takip edilen bir sosyal medya fenomeni, çay ocağında namaz kılarken bıçaklanarak öldürüldü.
Bu olayın yarattığı infial sürerken Gebze'de Amerikan sermayeli bir fabrika, "Filistin'e destek" sloganları atan eski bir çalışanı tarafından basıldı, 7 kişi rehin alındı. Allah'tan polisin soğukkanlı biçimde yürüttüğü bir sürecin ardından kimsenin burnu kanamadan saldırgan yakalandı.
***
Bu dört olayda da saldırganların ortak yönü, Ortadoğu coğrafyasına özgü radikal akımların etkisiyle bu eylemlere girişmeleri...
Saldırıların arka arkaya gerçekleşmesinin nedeni bir yerlerden düğmeye basılmış olması mı, bunu ortaya çıkartacak olan elbette Türk istihbaratı ve emniyet güçleridir.
Velakin eğer saldrırılar tek elden planlanmıyorsa bile durum vahimdir. Çünkü hal böyleyse, toplumun bir kesiminin kendi kendine silaha sarılıp adam öldürmeye kalkacak kadar radikalleştiğini gösterir.
***
Oysa Türk İslam anlayışında "Yaratılanı Yaradan'dan dolayı hoş görme" diye bir cümlede özetleyebileceğimiz bir erdem hakimdir.
Bizim İslam anlayışımızı mayalayan Yunus Emre'nin şu dizeleridir: " Ben gelmedim dava için, Benim işim sevi için / Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim."
Türk İslam inanışının mihenk taşı olan Ahmet Yesevi'nin felsefesi, "İnsan sevgisinin yaşamadığı bir kalpte Allah sevgisinden söz edilemez" önermesine sığdırılabilir.
İşte bunun içindir ki, Türk insanı camide İmam bıçaklamaya kalkmaz. İsrailliler Gazze'de Müslüman kanı döküyor diye bir Amerikan firmasında çalışan Müslüman Türk çalışanları rehin almaz.
500 senelik Osmanlı hakimiyeti boyunca Kilisede ibadet sırasında öldürülen bir tek masum Hıristiyan yoktur.
Hele erdem sahibi hiçbir Türk, ahşap namazlık üzerinde Rabbine olan ibadet borcunu yerine getiren bir Müslümanın kanını dökmez.
Böyle canavarlıkların Anadolu irfanında yeri yoktur.
***
Peki ne oldu da Ortadoğu'da görmeye alışık olduğumuz bu türden canilikler birbiri ardına ülkemizde yaşandı?
Bu işlerin müsebbibi Türkiye'nin huzurunu bozmak isteyen Şer odakları mı?
Yoksa toplum öyle veya böyle radikalleşti de bütün bunlar bir tür sosyal patlamanın işaret fişekleri mi?
Bunu ortaya çıkartacak olan da tedbirini alacak olan da devlettir.
***
Memleketin her köşesini saran yabancı sığınmacıların yarattığı tehlikelere dikkat!
Tasavvuf çerçevesinden çıkıp kendi imparatorluklarını ilan eden odaklara dikkat!
Sosyal medyada millete din öğretmeye kalkan İnstagram hocalarına, twitter imamlarına, facebook evliyalarına dikkat!