Samsunsonhaber'de Yusuf Demircioğlu'nun konuğu olan OMÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Akça, kahverengi kokarca böceğinin başta fındık olmak üzere Karadeniz Bölgesi'nde yüzlerce ürün için büyük tehlike oluşturduğunu açıkladı.
Kahverengi kokarca böceğinin 300'den fazla bitkiyi tehdit ettiğini ve zarar verdiğini söyleyen Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Akça, bu böceğin özellikle başta fındık olmak üzere, kivi, elma, armut, şeftali, fasulye ve mısır gibi bölgenin en önemli ürünlerine karşı tehlike oluşturduğunu kaydetti. Prof. Dr. Akça, kahverengi kokarca böceğinin emsallerine göre daha yükse irtifada ve mesafede uçabildiğini ve doğal ortamda yaşama kabiliyetinin yüksek seviyede olduğu için risk oluşturduğunu söyledi.
Mücadele yöntemi nedir?
Üreme kabiliyeti çok yüksek olan kahverengi kokarca böceğinin Karadeniz Bölgesi'nde üretilen ürünlerde önemli zarara sebep olabilecek istilacı bir zararlı tür olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. İzzet Akça, "Bu zararlı ile biyoteknik mücadelede, ışık veya feromon tuzakları, kitlesel yakalama ve popülasyonlarının takibi amacıyla birçok ülkede kullanılmaktadır. Ülkemizde de bu tür çalışmalar başlatılmış olmakla birlikte bu istilacı zararlıya karşı özellikle samuray arasının etkili olduğuna ilişkin sonuçlar bizi mutlu etmektedir. Bu zarlıya karşı samuray arası üretimi Samsun'da da gerçekleştirilmektedir. Biz bu arıyı Samsun'a getirdik ve Karadeniz Araştırma Enstitüsü'nde bu arının üretimini gerçekleştiriyoruz. Hatta bir kısım üretim sonucunda doğaya salınımı da gerçekleştirildi. Ancak bunu çok daha geliştirmek gerekiyor" dedi.
Kahverengi kokarca böceğinin kabuklu meyveler, sebzeler ve süs bitkileri gibi çeşitli tarımsal ürün grupları başta olmak üzere 300'den fazla bitki türünde zarar potansiyeline sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. İzzet Akça, "Bu bitki türleri arasından başta fındık, kivi, elma, armut, şeftali, fasulye ve mısır'da önemli zararlara neden olmaktadır. Zararlı böcek türleri bitkilerin kök, yumru, soğan, yaprak, gövde, sürgün, çiçek, meyve ve tohumlarını yiyerek kültür bitkilerine zarar veriyor. Tüm dünyada zararlıların yol açtığı üretim kaybının her yıl % 9 ila % 21 arasında değiştiği tahmin ediliyor" diye konuştu.
İstilacı ve zararlı tür böcekler ile mücadelede çeşitli yöntemler kullanıldığın kaydeden Prof. Dr. Akça, şöyle konuştu: "Bunlar temelde; kültürel mücadele, mekaniksel mücadele, biyoteknik mücadele, biyolojik mücadele ve kimyasal mücadele uygulamalarıdır. Kahverengi kokarca, meydana getirebileceği zarar potansiyalinden dolayı mücadele edilmesi gereken önemli bir istilacı böcek türüdür. Bu istilacı türe karşı entegre zararlı yönetimi oldukça önemlidir. Bu istilacı zararlı birçok ülkede daha önce tespit edilmesine rağmen Türkiye'de son 10 yıldır görülen yeni bir zararlı olduğu için bu zararlıya karşı ilk önce yapılması gereken zararlının Karadeniz bölgesi halkı ve üreticileri başta olmak üzere başarılı bir şekilde tanıtılmasıdır. Her şeyden önce mücadele bir bütünlük şartı aranmalıdır. Bu açıdan mücadele herkes tarafından gösterilmelidir. Kış aylarında bahçede değil, evde olan bu böceği evde değişik haşereler için kullandığımız ilaçlarla (biyosidal ürünlerle) yok etmek de mümkün olmaktadır. Çünkü bu böcekler mart ayına kadar şu anda evlerde"
İstilacı bir tür!
Küresel ısınma, artan dünya nüfusuyla beraber ülkeler arası ticaret ve ulaşım özellikle son yıllarda hız kazandığını hatırlatarak, gerek tarımsal ürünlerin taşınımı gerekse de insanoğlunun göçleri, bitkisel ürün zararlıları açısından yabancı türlerin değişik coğrafyalara dağılmasına neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İzzet Akça, "Yayılım gösterdikleri alandaki habitata sonradan gelen ve bu alandaki türlerle rekabete giren, habitattaki biyoçeşitliliği tehdit eden türlere istilacı tür diyoruz. İstilacı türler genel olarak yerel türlerle besin, barınma ve diğer faktörler için rekabete girerek bu türleri baskı altına alabilmektedir. Ayrıca bu egzotik türler bulundukları bitkisel habitada adapte olup çevredeki bitkisel ürünlerle beslenerek bu ürünlere önemli oranda zarar vererek, tahribata neden olmaktadır. İstilacı türlerin yerel türlerden en önemli farkları üreme güçleri ve çevre koşullarına hızlı bir şekilde adapte olabilmesidir. Böyle türler çok sayıda yumurta bırakıp, genel olarak birden fazla döl vererek popülasyonlarını kısa sürede arttırabilmektedir" şeklinde konuştu.
Nereden geldi?
İstilacı bir tür olarak bilenen Kahverengi kokarca böceğinin yurt dışından Türkiye'ye girdiğini ifade eden Prof. Dr. Akça, "Kahverengi kokarca veya halk arasında pis koku böceği olarak bilinen, bu zararlının kökeninin Kore yarımadası, Çin ve Japonya çevreleri yani Kuzeydoğu Asya olarak bilinmektedir. Orjini Kuzeydoğu Asya olmasına karşın 1990'ların ortalarından itibaren dünyanın farklı bölgelerine dağılmıştır. Özellikle son 20 yılda dünya genelindeki birçok bölgeye yayılmış ve mevcut iklim değişikliğiyle beraber gelecekte de bu yayılımı devam ettirerek çok önemli tarımsal ürün zararlılarından bir tanesi olacağı düşünülmektedir" ifadelerine yer verdi.