Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu Derneği (Kutlu Yol) Genel Başkanı Mustafa Keskin, bütün ülkelerin 100. Yıllarını coşkulu ve anlamlı bir şekilde kutlarlarken Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun kutlanmamasını eleştirdi.
Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunun 100. Yılı nedeniyle Samsun Onur Anıtı önünde düzenlenen programda konuşan Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu Derneği (Kutlu Yol) Genel Başkanı Mustafa Keskin, AK Parti Hükümetini eleştirerek, Türkiye'ye yakışan bir kutlama programının yapılmadığını söyledi.
Eyfel Kulesi'in Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde yapıldığını, ABD'nin simgesi olan Özgürlük Anıtı'nın, kuruluşunun 100. yılı nedeniyle yapıldığını ve yine İtalya'da kurtuluşun yüzüncü yılı için Garibaldi Anıtı'nın dikildiğini hatırlatan Kutlu Yol Derneği Genel Başkanı Mustafa Keskin, "Böyle mi olmalı, böyle mi kutlanmalı? Hiç oldu mu? Cumhuriyet bayramımızdan bir gün önce Filistin'e destek mitingi, tam kutlamalar anında üç günlük yas, TRT'nin kutlama etkinliklerini anlaşılmaz nedenlerle yapmaması, resepsiyon kutlamalarının yapılmaması. Oysa, yeryüzünde tüm ülkeler 100. yıllarını coşku içinde ve simgeleştirerek kutlar. Bir iki örnekle anımsatalım: Eyfel Kulesi Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde yapıldı. Yine ABD'nin simgesi olan Özgürlük Anıtı, kuruluşunun 100. yılı nedeniyle Fransa'nın onlara armağanıdır. İtalya kurtuluşunun yüzüncü yılı için Garibaldi Anıtı'nı dikti" diye konuştu.
Atatürk Onur Anıtı'na çelenk sunulup, İstiklal Marşı'nın okunduğu programda Mustafa Keskin konuşmasını şöyle sürdürdü:
Yüce Türk ulusu, kutlu Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını yaşamaktadır.
İlk adımı Türk yiğitliği ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılı kutlu olsun!
Tam bağımsız ve özgür Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, "Türk ulusunun yeniden dirilişi"dir.
Türkçü Yönetim Düzeni, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun özüdür, amacıdır, ülküsüdür.
Türkiye Cumhuriyeti, Türk ulusunun egemenliği ve birliğidir.
Ulusça, özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, ulusal egemenliğimizi, yurttaş olabilmeyi, aklımızı kullanabilmeyi, kadınlarımızın temel haklarını ve 100 yıldır devam eden kesintisiz barışı; kısacası Türkiye'de uygarca, kişilikli yaşayabilmeyi bu laik Cumhuriyete borçluyuz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bu büyük yıl dönümünde; öncelikle beklerdik ki Cumhuriyetin sunduğu olanaklarla yönetimde bulunma, yönetme şansı bulanlar, değerini anlasınlar, gereken önemi versinler, başlarının üstünde taşısınlar.
- yıl bu. Bir dahaki 100. yılı göremeyeceğiz. İleride 100. yılı yaşadık diye övüneceğiz.
Biz bir 100. Yıl Anıtı da mı yapamazdık?
Böyle bir yıldönümü büyük törenlerle kutlanmalı, anısına anıtlar dikilmeliydi. Sıradanın dışında herhangi bir şey yapılmaması çok üzücü ve düşündürücüdür.
Tüm bunlara karşın, sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus, bayramını daha büyük övünçle, mutluluklarla, dirlik ve coşku içinde kutlamıştır. Ulusumuz yine Cumhuriyetin 100. yılında bayramını coşkuyla kutlamaktadır.
Bizler Ulu önder Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği ülküye, durmadan, yorulmadan sonsuza dek yürüyeceğiz.
Ulu Atatürk! Diyorsun ki "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." Bizde diyoruz ki, sana söz Atam! Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuza dek koruyacağız ve savunacağız.
"En büyük yapıtım" dediğin cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız.
"En gerçek yol gösterici bilimdir" saptamanı kılavuz yapacağız ve Yüce Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracağız.
Gerekli güç, damarlarımızdaki asil kanda vardır.
Türklük sonsuz, gerisi ayrıntıdır.
YAŞASIN CUMHURİYET... YAŞASIN CUMHURİYET... YAŞASIN CUMHURİYET...
Yaşatacağız! Yaşatacağız! Yaşatacağız!
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Ne mutlu Türk'üm diyene!