Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeler belli oldu! Resmi rakamlara göre Türkiye ilk sırada yer aldı.
Son yıllarda savaşlar, kuraklık ve politik sebeplerden ötürü mülteci sayıları gittikçe artıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 2022 yılında dünya genelinde zorla yerinden edilenlerin sayısını 108 milyon olarak açıkladı. BMMYK'ya göre Türkiye, 3,6 milyon mülteciyle dünya genelinde en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke oldu.
BMMYK'nın raporuna göre dünya genelinde zulüm, şiddet, çatışma ve insan hakları ihlalleri nedeniyle milyonlarca insan zorla yerlerinden edildi. Bu sayının 108 milyonu aştığı açıklanırken dünya çapında en mültecilerin ve uluslararası korumaya ihtiyaç duyanların yüzde 76'sına, düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor.
1 SENEDE 19 MİLYON İNSAN ZORLA YERİNDEN EDİLDİ
BMMYK'nin "Zorla Yerinden Edilmede Küresel Eğitimler 2022" başlıklı raporu yayımlandı.
Raporda, geçen yıl 2021 sonuna göre yaklaşık 19 milyon artan zorla yerinden edilenlerin sayısının 108,4 milyona yükseldiği belirtildi.
Bu rakamların 62,5 milyonu ülke içinde yerinden edilenleri, 35,3 milyonu mültecileri, 5,4 milyonu sığınmacıları, 5,2 milyonu da uluslararası korumaya ihtiyaç duyan bireyleri kapsadığı ifade edildi.
RAPORDA DİKKAT ÇEKEN DETAY
Düşük ve orta gelirli ülkelerin, dünya genelindeki mültecilerin ve uluslararası korumaya ihtiyaç duyanların yüzde 76'sına ev sahipliği yaptığı bildirildi.
En az gelişmiş ülkeler zorla yerinden edilenlerin yüzde 20'sine ev sahipliği yaparken, mülteciler ve uluslararası korumaya ihtiyaç duyanların yaklaşık yüzde 70'nin komşu ülkelerde yaşadığı kaydedildi.
TÜRKİYE, EN FAZLA MÜLTECİYE EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKE KONUMUNDA
Raporda, Türkiye'nin yaklaşık 3,6 milyon mülteciyle dünya genelinde en fazla mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülke olduğunun altı çizildi. Türkiye'yi, 3,4 milyon ile İran, 2,5 milyon ile Kolombiya ve 2,1 milyon ile Almanya takip etti.
Ulusal nüfuslarına göre, Aruba Adası (nüfusunun 6'da 1) ve Lübnan'ın (nüfusunun 7'de 1'i) en fazla sayıda mülteciye ve uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer insanlara ev sahipliği yaptığı kaydedildi.
Raporda, dünya nüfusunun yüzde 30'unu oluşturan çocukların, zorla yerinden edilenlerin yüzde 40'ını temsil ettiği bildirildi.
Dünya genelinde 2022'de toplam 2,6 milyon sığınma başvurusu yapılırken, ABD'nin 730 bin 400 kişiyle en fazla başvuru alan ülke olduğu ifade edildi.
ABD'yi 217 bin 800 ile Almanya takip ederken, Costa Rika, İspanya ve Meksika'nın bu alanda ilk 5'te olduğu belirtildi.
SURİYE, UKRAYNA VE AFGANİSTAN KORUMA İHTİYACI TALEBİNDE ZİRVEDE
Raporda, tüm mültecilerin ve uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer kişilerin 6,5 milyon ile Suriye, 5,7 milyon ile Ukrayna ve 5,7 milyon ile Afganistan'dan geldiğinin altı çizildi. Buna göre korumaya ihtiyaç duyanların yüzde 52'si bu 3 ülkeden geldi.
Dünya genelindeki toplam mülteci sayısının yüzde 35 artışla (8,9 milyon kişi) 2022'nin sonunda 34,6 milyona ulaştığı da belirtildi.
Bu artışın büyük ölçüde ülkelerindeki savaştan kaçan Ukraynalı mülteciler ile İran ve Pakistan'daki Afganların sayısının revize edilmiş tahminlerinden kaynaklandığı da vurgulandı.
6 MİLYON KİŞİ ÜLKESİNE GERİ DÖNDÜ
Raporda, 5,7 milyon ülke içinde yerinden edilmiş kişi ve 339 bin 300 mülteci dahil yerinden edilmiş 6 milyondan fazla kişinin, 2022'de ülkelerine döndüğü aktarıldı.
114 bin 300 mültecinin, sığınma başvurusu yapılan ülkeden onları kabul eden başka bir ülkeye transfer edildiği belirtilen raporda, bu oranın da bir önceki yıla göre yarı yarıya arttığı ifade edildi. BMMYK'nin de 116 bin 500 mülteciyi yeniden yerleştirme için ülkelere teslim ettiği bilgisi paylaşıldı.
Raporda görüşlerine yer verilen BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, "Bu rakamlar bize bazı insanların çatışmaya girmek için çok hızlı ve çözüm bulmak için çok yavaş olduğunu gösteriyor. Sonuç, evlerinden zorla koparılan milyonlarca kişinin her biri için yıkım, yerinden edilme ve ıstıraptır." ifadelerini kullandı.
Raporda, 2022'de çözüm bulunan mülteci ve yerinden edilmiş kişilerin sayısı bir önceki yıla göre artarken, kalıcı çözümler için parlak bir tablonun olmadığı kaydedildi.