Samsun Barosu Eski Başkanı Av. Kerami Gürbüz, Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne göre, hiçbir bakanın milletvekili adayı olamayacağını, aksi halde milletvekili adayı olarak gösterilmelerinin yasalara aykırı bir durum yaratacağını açıkladı.
Samsun Barosu Eski Başkanı Av. Kerami Gürbüz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne göre birer kamu görevlisi konumundaki Bakanların, YSK'nın 14 Mayıs seçim takvimine göre, seçimlerde aday olacak kamu görevlilerinin istifa edecekleri tarihi 16 Mart olarak belirttiğinden, hiçbir bakanın milletvekilliği için aday olamayacağını açıkladı.
Yasal değil!
Bu koşullarda bakanların aday gösterilmelerinin mümkün olmadığını belirten Samsun Barosu Eski Başkanı Av. Kerami Gürbüz, "Bugün YSK'ya verilecek milletvekili aday listelerinde bütün bakanların aday gösterileceği kamuoyunda konuşulmaktadır. Halbuki bakanların hiçbiri en geç 16 Mart'ta görevlerinden istifa etmemişlerdir. Eğer, bu mümkün kılınacaksa, o zaman yürürlüğe girdiğinden beri ifade ettiğimiz gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu sistem tutanın elinde ve güç sahibinin inisiyatifinde kalan ne olduğu belirsiz bir ucubeden başka bir şey değildir" dedi.
Samsun Barosu Eski Başkanı Av. Kerami Gürbüz, yasal olmayan durumu şu şekilde özetledi:
Anayasa'nın 104/1. m. "Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir."
"(Cumhurbaşkanı) Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir." (104/8. m.)
Anayasa'nın 106/4-5. m.leri "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludurlar." hükümlerini taşır.
Bu yüzden bakanlar, TBMM'nin güvenoyuna da gerek olmadan cumhurbaşkanının atamasıyla ardından yemin ederek göreve başlarlar. Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde bakanlar, Parlamenter Sistem'den farklı olarak siyasi birer kişilik değil bilakis teknokrat birer şahıstırlar.
Nitekim Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin neredeyse yegâne mimarı olan Mehmet Uçum (Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'nun başkan vekili ve Cumhurbaşkanı'nın başdanışmanı), 2018 yılında yeni sisteme ilişkin olarak kaleme aldığı kitabında,
"Cumhurbaşkanı siyasî kararları verme konusunda tek yetkilidir. Bakanların hiçbir siyasî yetkisi ve meclise karşı sorumluluğu yoktur, cumhurbaşkanının 'teknik çalışma ekibi'dirler." tanımını ve tespitini yapmaktadır. Durum böyle olunca bu sistemde, bir bakanın, -yetkilerinin genişliği dışında- herhangi bir bürokrat ve/veya kamu görevlisinden hiçbir farkı yoktur.
YSK, 14 Mayıs seçim takviminde, seçimlerde aday olacak kamu görevlilerinin istifa edecekleri ya da emekliliklerini isteyecekleri tarih olarak 16 Mart gününü belirlemiştir.
Bugün YSK'ya verilecek milletvekili aday listelerinde bütün bakanların aday gösterileceği kamuoyunda konuşulmaktadır. Halbuki bakanların hiçbiri en geç 16 Mart'ta görevlerinden istifa etmemişlerdir. Bu koşullarda bakanların aday gösterilmeleri mümkün değildir.
Eğer, bu mümkün kılınacaksa, o zaman yürürlüğe girdiğinden beri ifade ettiğimiz gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu sistem tutanın elinde ve güç sahibinin inisiyatifinde kalan ne idüğü belirsiz bir ucubeden başka bir şey değildir.
Zaten "yeni sistem" yürürlüğe girerken de artık bakanlar birer siyasi figür olmadıkları için "eski sistem"e göre seçimden 3 ay önce istifa etmesi gereken Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları'nın istifa zorunluluğu da Anayasa'dan kaldırılmıştır.