Türkiye'deki ihracatçı firmalara Afrika'dan binden fazla potansiyel alıcı ile tanışma fırsatı sağlayacak olan 'Dünya Sektörlerarası İşbirliği Forumu(WCI Forum)'nun 7'incisi, Ankara'da başladı.
14-15 Eylül tarihleri arasında 41 Afrika ülkesinden binden fazla potansiyel alıcı ile Türk firmalarını bir araya getirecek olan 7'inci Dünya Sektörlerarası İş Birliği Forumu (WCI), ATO Congresium'da başladı. Foruma, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran'ın yanı sıra Afrika Ticaret Merkezleri Kurucusu Utku Bengisu, Ankara Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Hasan Fehmi Yılmaz, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran ve çok sayıda Afrikalı firma yetkilileri katıldı. Bosphorus Expo (Boğaziçi İhtisas Fuarcılık) tarafından 'Afrika Gelecektir, Gelecek Afrika'dır' sloganıyla düzenlenen forum; Afrika ülkelerindeki alıcıların, dış ticaret firmalarının ve tüccarların Türkiye'de özellikle Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeleri (KOBİ) tanımaları ve doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine Türk pazarını keşfetmelerini amaçlıyor.
'Bu sene sonunda ticaret hacmini 40 milyar dolarlara taşıyacağız'
Afrika'da yer alan birçok ülkeye ziyaret gerçekleştirdiklerini ve Türkiye KOBİ'leri ile Afrika KOBİ'leri arasında iş birliğini arttırmak açısından araştırmalar yaptıklarını belirten Afrika Ticaret Merkezleri Kurucusu Utku Bengisu, 'Türkiye ile Afrika ilişkilerinde bugün 35,5 milyar dolara dayanmış bir ticaret hacmimiz var ve bu senenin sonunda istatistikler gösteriyor ki biz bunu 40 milyar dolarlara taşıyacağız. Ancak 2005 yılında sadece ikili ticaret hacmimiz 5,4 milyar dolarken Hindistan'ın da ikili ticaret hacmi yaklaşık 6 milyar dolardı. Fakat bugün Hindistan, 62 milyar dolara ulaştı. Bugün Çin, 188 milyar dolar sınırını zorluyor. Bugün artık arkamızda bir Birleşik Arap Emirlikleri gerçeği var, sessiz ve derinden gelen Güney Afrika, Fas ve bir Kenya gerçeği var' diye konuştu.
'2012 yılından bugüne Afrika'da 67 farklı organizasyon gerçekleştirdik'
Bengisu, Türkiye KOBİ'leri ile Afrika KOBİ'leri arasındaki hikayelerin çok benzer olduğuna dikkati çekerek, 'Türkiye'nin 4 milyon şirketi var. Bu 4 milyon şirketin yüzde 88,8'i KOBİ statüsünde. Fakat Türkiye'nin toplamda ihracat yapan yaklaşık 130 bin civarında firması var. Bu ihracat yapan firmaların, 10 bini toplam ihracatın neredeyse yüzde 80'ini yapıyor. KOBİ'leri daha fazla ihracat yapar hale getirip, daha fazla Afrika KOBİ'sini birleştirmemiz gerektiği konusunda bir inancım var. Bu inançla şirketimizi kurduğumuz 2012 yılından bugüne Afrika'da 67 farklı organizasyon gerçekleştirdik' ifadelerini kullandı.
'Türkiye ekonomisini gerçekten arttırmak istiyorsak, KOBİ'leri biraz daha dışarı taşımamız lazım'
Afrika pazarında yer alan diğer devletlerin varlığının Türk ihracatçılara zarar verdiğini vurgulayan Bengisu, sözlerine şöyle devam etti:
'Diğer devletler bize iki türlü zarar veriyor. Birincisi, 3 liralık malımız o pazarda 20 liraya satılıyor. Aradaki tüccarlar, maalesef Afrikalı KOBİ'lerin karını bir şekilde alıyor. İkincisi, Türk üreticiler 5 liraya direkt Afrikalı KOBİ'lere satsa; hem Türk üretici mutlu olacak hem de Afrikalı KOBİ mutlu olacak. Hem bizim ihracat rakamlarımız rakiplerimize oranla gerçekten gelişecek hem de Afrikalı KOBİ'ler sermayelerinin büyük bir kısmını aracılara vermek zorunda kalmayacak. Her Afrika ülkesinde yine Ticaret Odası Başkanlarıyla yaptığım toplantılarda kendileriyle bir basın toplantısı yaptım. Türkiye ekonomisinin değişen ve gelişen ekonomisini ve Türkiye KOBİ'lerini anlattım. Orada yaptığımız toplantı da gördüm ki her hikayenin arkasında benzer işler var. Bir makine alınıyor 10 lira, bir aracı şirket var. Bir masa ve iki sandalye koyup 25 liraya satmış. Bu hikayeleri arttırdıkça, geliştirdikçe görüyorum ki Türkiye ekonomisini gerçekten arttırmak istiyorsak, KOBİ'leri biraz daha dışarı taşımamız lazım.'
'Cumhurbaşkanımızın 2011 yılındaki Somali ziyareti bir meydan okumaydı'
Türkiye ile Afrika kıtasındaki ülkeler arasında son derece köklü kültürel ilişkiler ve ortak bir geçmişe sahip olunduğunu anımsatarak, '2005 yılında Afrika Birliği'ne 'Gözlemci Üyelik' statümüz, 2008 yılında bunun stratejik ortaklığa dönüşmesi çok önemliydi. Ama 2011 yılında çok geniş bir heyetle Cumhurbaşkanımızın gerçekleştirdiği bu ziyaretle birlikte dünya bir şeyi gördü; ilk defa Afrika halklarının ve ülkelerinin kendi iradeleriyle, kendi ayakları üzerinde durabileceği bir kıta olduğu gerçeğini bir batılı lider, Afrika halklarına göstermiş oldu. Batı dünyasına da belki yüzyıllar boyunca Afrika kıtasının zenginliklerini sömürge üzerine kurdukları Afrika politikalarına da aslında bu ziyaret bir meydan okumaydı. Çünkü Cumhurbaşkanımız o ziyarette hep bir şeyi haykırdı, vurguladı ve dedi ki: 'Afrika kıtası, Afrikalılarındır. Afrika'nın zenginlikleri, Afrikalılarındır. Bu zenginlikleri daha da artırmak, güçlendirmek ancak kazan-kazan ilkesine dayalı bir ilişki anlayışıyla mümkündür'' ifadelerine yer verdi.
Bakan Yardımcısı Kıran, Türk yatırımcılarının Afrika'daki ticaret hacminin 80 milyar doları aştığını vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:
Bugün 80 milyar doları aşan Türk yatırımcılarının Afrika'daki yatırımları var. Tek Başına bu rakam bile iyi. Bir yatırımcı için başka bir ülkeye, hele ki dünya tarafından ötekileştirilmiş, bir köşeye hapsedilmiş bir kıtada yatırım yapmak kolay mı? Türk yatırımcılarımız, Afrika ülkelerinin sahip olduğu potansiyeli çok önceden görmüş ve bu potansiyeli açığa çıkarmak için çok güçlü bir irade ortaya koymuş, Afrika'nın geleceğine inanmış. Bu aslında bunu ifade ediyor. Bir yatırımcı için öngöremediği veya dünya tarafından farklı resimlerle ortaya konan bir kıtaya yatırım yapmak kolay mı? Yatırımcımız, kendisine başkaları tarafından dayatılan resimlere asla inanmadı. Türkiye Cumhuriyeti olarak bizler asla hegemon güçlerin, uluslararası toplumu hapsetmeye çalıştığı anlayışlara teslim olmadık' dedi.
Ayrıca Afrika Ticaret Merkezleri Kurucusu Utku Bengisu, Afrika pazarına girmek isteyen Türk firmaların sosyal medya ve internet sitelerinin Fransızca ve İngilizceye uyumlu olması gerektiğini ifade etti.