Kahve tüketiminin kanser türleriyle olan ilişkisinin tıp dünyasındaki çalışmalara konu olduğunu belirten Diyetisyen Melisa Karataş, 'Genel olarak, Türk kahvesi olarak da bilinen kahvenin tüketimindeki 1 porsiyonluk artış ile kanser riskinde yüzde 3'lük azalma gözlemlenmiştir' dedi.
Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Dyt. Melisa Karataş, kahvenin kanser oluşumunu önlemek başta olmak üzere birçok hastalığı önleyici etkisinin bulunduğunu açıkladı. Türk kahvesinin kahvaltından sonra telvesiyle birlikte tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Diyetisyen Melisa Karataş, Türk kahvesi tüketiminin 1554 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda açılan bir kahvehane ile başladığını hatırlatarak, 'Türk kahvesi Osmanlı'dan günümüze sevilerek tüketiliyor. Her yıl kişi başı tüketimin arttığını da görüyoruz. Bugün Türk kahvesi, kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası. Kültürümüzün vazgeçilmezi olan kahve sağlığımız için altın kadar değerlidir. Hele ki telvesiyle içilirse. Türkçede günün ilk öğünü anlamına gelen 'kahvaltı' sözcüğü kahve altı yani kahve içimi öncesi yenen yiyecekler demektir. Sabah kahvaltısından sonra her derde deva olan Türk kahvesi içilmesi son derece sağlıklı bir alışkanlıktır. Kahve içeriğinde bulunan güçlü antioksidanlar sayesinde antikanserojen etki göstermektedir' şeklinde konuştu.
Kansere karşı etkili olabilir
Diyetisyen Melisa Karataş, kahve tüketiminin kanser türleriyle olan ilişkisinin tıp dünyasındaki çalışmalara konu olduğunu belirterek, 'Farklı kanser türleri üzerinde yapılan çalışmalar incelendiğinde kahve tüketimi mesane, meme, farinks, yanak, kolorektal, endometrial, özofajiyal, hepatoselüler, lökemik, pankreas, prostat kanseri riskiyle ilişkilendirilmiştir. Genel olarak, kahve tüketimindeki 1 porsiyonluk artış ile kanser riskinde yüzde 3'lük azalma gösterilmiştir' ifadelerini kullandı.
Kalp krizi riskini azaltabilir
Düzenli kahve tüketiminin kalp damarlarında biriken kalsiyumu azalttığını söyleyen Diyetisyen Melisa Karataş, 'Kalp damarlarında biriken kalsiyumu kahve tüketerek uzaklaştırabiliyoruz, bu durumda kalp krizi riskini azaltmış oluyoruz. Kahve tüketim sıklığı artan bireylerin iyi kolesterol değerinde anlamlı bir artış oluyor. Kronik hastalıklarla negatif ilişkili olduğu öne sürülen çay ve kahve tüketiminin yüksek vitamin ve polifenol içerikleri sayesinde kardiyovasküler hastalıklar üzerinde faydalı olduğu tespit edildi. Bu nedenle kardiyovasküler hastalıklar söz konusu olduğunda kahve tüketimini tavsiye edebiliyoruz. Kalp rahatsızlığı olan kişilerin kahve tüketimi konusunda diyetisyenlerine gerekli açıklamalarda bulunup, görüş almaları yerinde olacaktır' diye konuştu.
Tip 2 diyabeti önler
Kahvenin trigliserid seviyesini düşürmeye yardımcı olduğunu ifade eden Diyetisyen Melisa Karataş, şu bilgileri paylaştı:
'Kahvenin içerisindeki antioksidanların glukoz metabolizmasını ve insülin duyarlılığını geliştirebileceği saptanmıştır. Şekersiz kahve günde 2-3 bardak içildiğinde şeker hastalığı oluşumunu yüzde 25 ile yüzde 50 oranında azaltarak, kan şekerinin yükselmesini engelliyor. Kafein içeriğine bağlı olmaksızın şekersiz kahve tüketmek de tip 2 diyabet riskini azaltıyor.'
Metabolizmayı hızlandırıyor
Kahve tüketiminin vücut ısısını artırarak metabolizma hızını yüzde 10 oranında artırdığını vurgulayan Diyetisyen Melisa Karataş, 'Kahve tüketmek açlık duygusunu baskılayıp yağ yakım sürecine katkı sağlıyor. Kas gelişimi için spor yapanlara tavsiyem, spora başlamadan önce yüksek kafein içeriğine sahip bir kahveyi tüketmeleri. Gün boyunca zinde kalmak isteyenler için ise her kahvaltıdan sonra bir fincan kahve tüketimini tavsiye ediyorum. Kalp hastalıkları, kemik erimesi, migren, demir eksiliği, ülseri olanların ise kahve tüketmeden önce mutlaka bir diyetisyenden görüş alması gerekiyor' diyerek sözlerine noktaladı.