Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından, ASO 1. 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi (OSB), Başkent OSB, Anadolu OSB ve Dökümcüler OSB'nin bulunduğu Sincan sanayi havzasında oturanların istihdam olanaklarından haberdar olması için 'Herkese Meslek, Herkese İş-Sincan Sivil Toplum Diyaloğu Toplantı Programı' gerçekleştirildi.
Ankara'da Sincan Kaymakamlığı, Sincan Belediyesi, Ankara Sanayi Odası ve ASO 1. OSB ortak bir çalışma yaparak Sivil Toplum Diyaloğu kapsamlı bir toplantı düzenlendi. ASO Sürekli Eğitim Merkezi (ASO-SEM) Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Herkese Meslek, Herkese İş - Sincan Sivil Toplum Diyaloğu Toplantı Programı' düzenlendi. Program, ASO 1. 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi (OSB), Başkent OSB, Anadolu OSB ve Dökümcüler OSB'nin bulunduğu Sincan sanayi havzasında ikamet edenlerin sanayilerdeki iş imkanlarından haberdar olmasını amaçlıyor. Buna göre, toplantıya toplumla yakın iletişime sahip olan muhtarlar, din görevlileri, sivil toplum kuruluşları, mesleki oda ve temsilcileri, gençlik dernekleri davet edildi.
Muhtarlar ve din görevlileri tanıtım afişleri dağıtarak, iş arayanlara yardımcı olacak
İşsizlikle mücadelede örnek bir çalışma olması planlanan toplantının ardından muhtarlar ve cami görevlilerinin, ASO tarafından dağıtılan tanıtım afişlerini ve iletişim bilgilerini mahallelere asması hedefleniyor. Buna göre, sanayi havzasında ikamet edenler kolayca iş ve meslek edinebilmek için kişi ve kurum bilgilerine ulaşabilecek.
Programa, Sincan Kaymakamı Abdullah Küçük, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, ASO-SEM Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Tütek, Sincan İlçe Jandarma Komutanı Engin Ölmez, Sincan İlçe Emniyet Müdürü Bülent Albayrak, Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayfer Yıldırım, Sincan İlçe Müftüsü Mevlüt Topçu ve çok sayıda muhtar, din görevlisi ile sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
'Herhangi bir fabrikada çalışan insanları çıkarsak, geriye sadece eski yıpranmış bir bina ve kullanılmış tezgahlar kalır'
ASO Başkanı Nurettin Özdebir burada yaptığı konuşmada, işletmelerin en önemli varlıklarının insan kaynağı olduğunu dile getirerek, 'Şuradaki herhangi bir fabrikayı alsak, içindeki insanları dışarı çıkarıp, herkesin tazminatlarını ödeyip sağa sola dağıtsak, geriye sadece eski yıpranmış bir bina kullanılmış ve tezgahlar kalır. Ama bir firmanın değerini oluşturan; o firmanın yaptığı cirodur, pazarda aldığı paydır, o firmanın çıkardığı ürünlerdir. Bunlar da ancak insanlarla bir araya geldiği zaman, yani insanın dokunuşu ile vücut bulan şeylerdir. Bu anlamda insan çok önemli' ifadelerini kullandı.
Halk diliyle, ülke olarak gençlerin bozuk para gibi harcandığını söyleyen Özdebir, '69 yaşındayım. Benim yaşımda olanlar çok iyi bilirler. Bizim zamanımızda ilkokul, ortaokul hatta lisede el işi dersi gibi becerilerimizi artıracak öğretiler vardı. Onlar hayatımıza önemli anılar ve istikametler vermişti. Maalesef bu dersler kaldırıldı' değerlendirmesini yaptı.
'Kat sayı konusunda Genelkurmay Başkanı'ndan Başbakan'a, Milli Eğitim Bakanı'ndan Yükseköğretim Kurulu Başkanı'na kadar birçok kişiye yalvardım, yakardım'
69 yaşındaki Özdebir, ortaokula başlayacağı tarihlerde meslek liselerine girilebilmesi için ayrıca bir sınava girildiğini belirterek, şunları söyledi:
'Daha sonra Türkiye'nin önünü kesmek için imam hatip meselesi ile bir kat sayı getirildi. Yani hedef sadece imam hatip okulları olsaydı, bu kat sayının imam hatip okulları mezunlarına konulması lazımdı. Ama bütün meslekleri kapsayacak şekilde konuldu bu. Ben o tarihte Genelkurmay Başkanı'ndan Başbakan'a, Milli Eğitim Bakanı'ndan Yükseköğretim Kurulu Başkanı'na kadar birçok kişiyi ziyaret ettim. Yalvardım, yakardım. Mesleki teknik eğitimi bu katsayı meselesinden kurtarın. Çünkü cazip olmayan her şey, iltifat edilmeyen her şey körelmeye mahkumdur. Nitekim öyle oldu. Üzerinden zaman geçti. Artık 'Bu adam olmaz, bunu sanat okuluna gönderelim de olsun' denecek kadar değersiz hale getirildi. Halbuki hayatımızda asıl farkı oluşturan ne bildiğiniz değil, bildiklerinizle ne yapabildiğiniz. Eğer bilgi ile olsaydı bugün dünyanın en zenginlerinin profesörler olması gerekirdi. Ama öyle değil. O zaman beceri dediğimiz şey son derece kıymetli ,son derece önemli.'
'İHA'larımızı SİHA'larımızı bütün dünyanın gıpta ile baktığı marka haline getirdik, bu örnekleri çoğaltabilmemiz için insan kaynağımızın niteliğini ve becerisini artırabilmemiz lazım.'
Sanayide eğitime ilişkin ASO olarak 7 okulları olduğunu anımsatan Özdebir, şöyle devam etti:
'Bu okullarımızın amacı insanımızın becerisini kabiliyetlerini artırabilmek. Çünkü biz ancak o zaman daha kaliteli işler yapabiliriz, daha verimli işler yapabiliriz, daha yüksek katma değerli ürünler üretebiliriz. Dünyada da bir marka haline gelebiliriz. Bugün mesela övünüyoruz, insansız hava araçlarımızla, silahlı insansız hava araçlarımızla. Kaliteli bir iş çıkardık ortaya. Bütün dünyanın gıpta ile baktığı marka haline, bir sembol haline getirdik. Bu örnekleri çoğaltabilmemiz için insan kaynağımızın niteliğini, becerisini artırabilmemiz lazım. Bu ASO 1. OSB'deki bütün bu eğitim faaliyetlerinin temel amacı budur.'
'İnsanlarımızı, gençlerimizi heba ediyoruz'
İşletmelerde yetenekli insanların çalışması durumunda, o insanların yaptıkları ile, pazarın, ihracatın, gelirin ve çalışanların gelirlerinin de beraberinde büyüyeceğini ifade eden ASO Başkanı Özdebir, 'İnsanlarımızı, gençlerimizi heba ediyoruz. Bugün 8 milyon üniversite eğitimi gören, gencimiz var. Maalesef işsizlik rakamları içerisindeki en büyük topluluğu da üniversite mezunu olan gençlerimiz oluşturmakta. Bu gençlerin anne-babaları dört yıl fedakarlık yaptı. Devlet dört yıl bu insanların gideceği okulları destekledi. Hocalar emek verdi, çocuklar en keyifli zamanlarını belki orada harcadı. Sonucunda bunların içerisindeki birçoğu iş bulamadıkları için yıkıldı' diye konuştu.
'Bugün ASO-SEM için gönüllü kişilere daha hızlı ulaşabilmede sizlerin desteği için buradayız'
ASO-SEM Başkanı Serdar Tütek yaptığı konuşmasında, söz konusu toplantının neden yapıldığına ilişkin, şunları söyledi:
'Bugün neden buradayız? Bugün ASO-SEM için gönüllü kişilere daha hızlı ulaşabilmede sizlerin desteği için buradayız. Bugün neden buradayız? Türk sanayisinin verimini ve kalitesini artıracak nitelikli kişileri beraber yetiştirmek için buradayız. Hep beraber aynı konuyu dert ettiğimiz için buradayız. Bugün neden buradayız? Daha büyük Türkiye için buradayız. Eğitimin önemi için buradayız.'
'Fabrikalardaki bizim için en değerli şey, oradaki insan kaynağı'
Mesleki eğitimin kendileri için neden önemli olduğunu açıklayan Tütek, 'Fabrikalarımızda makinelerimiz, binalarımız ve birtakım değerlerimiz var. Fabrikalardaki bizim için en değerli şey, oradaki insan kaynağı. Geri kalan her şeyin tamamı en fazla yüzde 10'luk bir teferruat. Şöyle düşünün; Bir fabrika sahibinin veya bir grubun fabrikası yıkılsa, makineleri çalınsa, ekibi orada olduğu sürece aynısını aynı şekilde kurar. Ancak bir fabrikanın eğer çalışanları ortadan kaybolmuşsa, ekip yok olmuşsa dünyanın en iyi makineleri ve tesisi de olsa o tesisin ayakta kalma şansı yok' diye konuştu.
Eğitimin her konuda ve her alanda çok önemli bir kavram olduğunu dile getiren ASO-SEM Başkanı Tütek, Nelson Mandela'nın 'Dünyayı değiştirmek için kullanacağın en güçlü silah eğitimdir' sözüne atıf yaparak, 'Hakikaten her şeyin temelinde bu geçiyor, bunun için bugün buradayız' dedi.
'Sanayileşmek cumhuriyetin en önemli hedeflerindendi'
Sincan Kaymakamı Abdullah Küçük, ASO-SEM Konferans Salonu'nda Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük harflerle işlenmiş, 'Endüstrileşmek, en büyük milli davalarımız arasında yer almaktadır' sözünü işaret ederek, 'Gerçekten bu hedefe 1923'ün daha cumhuriyetin ilan edilmediği dönemde 17 Şubat-4 Mart İzmir'de harpten yeni çıkıldığı dönemde iki haftadan fazla süren İzmir İktisat Kongresi ile başladı. Yani sanayileşmek cumhuriyetin en önemli hedeflerindendi. Çünkü tam bağımsızlık için yerli ve milli sanayiye ihtiyaç vardı' dedi.
'Atatürk, cepheyi arkadaşlarına emanet ederek, Ankara'daki Maarif Kongresi'ni yaptı'
1921 yılında savaşların olduğu bir dönemde 1. Meclis'in gündeminde eğitimi içeren, Maarif Kongresi'nin olduğunu hatırlatan Kaymakam Küçük, 'Atatürk'ün silah arkadaşları 'Bu kongreyi erteleyelim. Şu anda durumumuz çok kritik. Şu savaşı yapalım ondan sonra' diyor. Atatürk, 'Hayır' diyor. Cepheyi bırakıyor, arkadaşlarına emanet ediyor ve Ankara'da Maarif Kongresi'ni yapıyor. Yani bizim milli davalarımız içerisinde sanayileşmek ve eğitim var. Bugün de burada yaptığımız aslında hem sanayimizin hem de eğitimimizin buluşması' diye konuştu.
Konuşmaların ardından, ASO-SEM'den mezun olanlar örnek olmak amacıyla, yaşam hikayelerini anlattı. Ardından ASO-SEM mezunlarının tamamını temsilen 3 öğrenciye ASO-SEM Mezuniyet Belgesi takdim edilerek toplu hatıra fotoğraflı çekildi. Program, muhtarlara, din görevlilerine ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine ASO-SEM'de bulunan atölyelerin ve kursların gezdirilmesi ile sona erdi.