Samsun Çevre Platformu tarafından yapılan açıklamada;
''Ormanlarımız; orman sanayisinin ve biyokütle elektrik santrallarının baskısı altında…
Kocadağ Samsun’un akciğeridir. Son birkaç gündür Kocadağ’da ağaç kesimi yapıldı yapıldığı ve bu kesimlerin ilgili resmi kurum tarafından prosedüre uygun yapıldığı basında yer almıştır. AncakSAMÇEP’e ulaşan görüntüler ve vatandaş şikayetleri artarak devam edince, SAMÇEP olarak Kocadağ’da kesim yapılan yerleri ziyaret ettik.
Kocadağ’ın eteklerinde Aksu Mahallesinden zirveye doğru harekete ederek kesim yapılan yerlere ulaştık.
Kocadağ orman bölgesi içerisinde kilometrelerce yeni ve oldukça geniş yollar açıldığını gördük. Yapılan kesimlerin gençleştirme ile sınırlı olmadığı, açılan yollar nedeniyle pekçok ve çeşitli ağacın kesildiğini de görmüş olduk.
Son zamanlarda sadece Kocadağ’da değil, Samsun başka orman alanlarında da gençleştirme ve yol açma gerekçesi ile orman varlığımızın eksildiğine şahit oluyoruz.Ülkemizde orman alanı olan her yerden, tıraşlamaşikayetleri artarak devam ediyor.
Samsun Valiliği ve ilgili resmi kurumlardan yapılan gençleştirme, sağlıklı hale getirme amacıyla kesim yapıldığı söylemlerinin tam olarak gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz.
Çünkü; Türkiye genelinde 2016 yılından 2020 yılına kadar ormanlarda yapılan dikili damga miktarının 20 milyon metreküp’ten 30 milyon metre küpe çıktığını, yine aynı dönemde odun üretiminin yüzde yüz artarak iki katına çıktığı resmi kaynaklarda yer almaktadır. 4 yılda mevcut orman varlığımız iki katına mı çıktı ki, odun üretimi iki katına çıktı?
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) verilerine göre, dünyada korunan karasal ekosistemlerin dünya karasal alanına oranının %15,6 olduğu, Avrupa’da bu oranın %26; ülkemizde ise 2020 sonu itibarıyla %9’a kadar düştüğü belirtilmektedir.
Zorunluluk halleri dışında ticari amaçlarla açılan yollar orman bütünlüğünü bozmaktadır. Kesilen her bir ağacın yerine 3 tane de dikilse bile orman vasfı olabilmesi için ekosistem bütünlüğü içerisinde yüz - yüzelli yıl geçmesi gerekmektedir. Yani devrilmiş kırılmış ağaçların, çürüyen ağaç ve bitkilerindoğada bulundukları ortamın gelişimine katkıları bilimsel bir gerçekliktir ve biyolojik çeşitliliğimizin korunması için zorunluluktur.
Maalesef uzun yıllardır ülkemizin doğal, kültürel varlıklarını ve miraslarını ticari meta olarak gören siyasi anlayışının ormanları korumakla yükümlü kamu kurumlarına da sirayet ettiğini görmekten endişeliyiz.
Son yıllarda döviz TL arasındaki kur farkının açılması ile iç piyasaya yönelen orman sanayicilerinin ağaç ihtiyacı ve olağan üstü kamusal destekler verilen biyokütle enerji santrallarının yakacak odun ihtiyacıorman varlığımız üzerinde büyük stres yaratmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatının,orman ürünleri sanayicilerinin ile biyokütle enerji santrallerinin baskı altında kaldığı görülmektedir.
Siyasi İktidar ve Samsun’lu üyeleri Orman teşkilatı üzerindeki baskıları kaldırmak ve ormanlarımızı korumakla yükümlüdür.
Ormanlarımızı, ovamızı, suyumuz, sahillerimizi kısacası Samsun’umuzu korumak için demokratik ve hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanmaya devam edeceğiz.
Samsun sahipsiz değildir'' denildi.