Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, partisine yönelik eleştirilerini sıraladığı sosyal medya paylaşımı ile Saadet Partisi'nin ortasına bombayı bıraktı. Bundan sonra ne olacak? İşte 10 soruda Saadet Partisi'nde neler olduğunu inceledim.
Oğuzhan Asiltürk, Saadet Partisi'nde Temel Karamollaoğlu’na karşı neden hareket başlattı?
Esas itibarıyla Temel Karamollaoğlu'na karşı başlatılan bir durum söz konusu değil. Oğuzhan Asiltürk parti büyüğü olarak gelecek kongre için temennilerini dile getirmiş gibi gözüküyor.
Oğuzhan Asiltürk'ün Saadet Partisi'nde 'kongre' çıkışı nasıl yankı buldu?
Bu konu teşkilat mensuplarınca yanlış yorumlanmış gibi duruyor. Aslında Oğuzhan Asiltürk tabanında esasen rahatsız olduğu genel bazı durumlardan bahsetti. Ama partide operasyon olarak algılayanlar da oldu. Bir kere Oğuzhan Asiltürk'ün partiyi kongreye götürmek gibi bir yetkisi yok. Bu yetki Parti'nin Genel İdare Kurulu ve yetkili mercileri tarafından kararlaştırılacak bir konu.
Karamollaoğlu, Asiltürk'ün açıklamalarının kendisini bağladığını söyledi.Fakat Oğuzhan Asiltürk manevi bir lider. Tabana sahip. Bu durumda Saadet Partisi'nde Karamollaoğlu dönemi sona erdi diyebilir miyiz?
Saadet tabanı Oğuzhan Asiltürk'ün manevi lider kabul ettiği gibi parti konusundaki kararlarda da Temel Karamollaoğlu'nun söylemlerini dikkate alır. Yüksek İstisare Kurulu'nun tüzükteki görevi genel başkana ve yönetime parti'nin durumu, geleceği ile ilgili tavsiyelerde bulunmaktır. Oğuzhan Asiltürk de bu görevi yaptı.
Oğuzhan Asiltürk’ün kongre çıkışının ardından Saadet Partisi tabanı Karamollaoğlu ve Asiltürk arasında bir bölünme yaşar mı?
Oğuzhan Asiltürk ve Temel Karamollaoğlu dünür. Dolayısı ile var olan hukuklarından dolayı bir kavga veya küslük olmasına müsade etmeyecekleri gibi tabanın ayırşmasına da izin vermezler.
Oğuzhan Asiltürk, bir TV kanalındaki programda kendisine yöneltilen "partisinin gelecekte hangi ittifak içerisinde bulunacağı" sorusuna, “Seçime bir hafta kala buna karar verilir” yanıtını vermişti. Asiltürk'ün bu yanıtı ve daha sonraki açıklamaları parti içinde tepkilere neden olmuştu. Asiltürk 21 Nisan'da da Beştepe'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iftar yemeğinde bir araya gelmişti. Bu durum Saadet Partisi'ni Millet İttifakı'ndan Cumhur İttifakına kaydırma çabası olarak değerlendirilebilir mi?
Oğuzhan Asiltürk'ün verdiği cevaba karşın Temel Karamollaoğlu da benzer soru sorulunca aynı şekilde cevaplandırıyor. Ayrıca şu an Saadet Partisi oluşan algının tersine herhangi bir ittifak içerisinde değil. 2018 seçimlerinde yapılan ittifak o tarihte kaldı. Bunun ispatı yerel seçimlerde ülke geneli tum il ve ilçelerde saadetin tek başına ve kendi logosu ile secime girmesidir. Yani aslında şu an Saadet Partisi bir ittifaka zaten dahil değil.
Oğuzhan Asiltürk hiç bir ittifak içersinde yer almayan SP'yi AK Parti ve MHP'nin kurduğu Cumhur İttifakı'nın yanında konumlandırma hedefine ilişkin mesajlar verdi. Taban bütün bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyor?
Saadet Partisi'nin millet ittifakı dışında hareket ettiği İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra daha da belirginleşti. SP dışındaki tüm partiler İstanbul Sözleşmesi ni savunuyor. Oysa SP kaldırılması için mücadele veriyordu. Elbette bu durum SP Cumhur İttifakına dahil olacak demek değil. Ancak İstanbul Sözleşmesi gibi konularda danışılan bir parti konumunda olabilir. SP aslında herkese eşit mesafede duruyor. Bu konu özellikle AK Partilileri ilgilendiriyor ki akıllara oy oranı ile Cumhur ittifakına verdiği bir katkısı kalmayan MHP'nin ekarte edilip yeni bir yol arkadaşı istedikleri geliyor.
Saadet Partisi Cumhur İttifakına kayar ise olası bir seçimde Saadet Partisi tabanı Cumhurbaşkanı Adayı olan Recep Tayyip Erdoğan'a oy verir mi? Yoksa manevi lider Oğuzhan Asiltürk'e aykırı bir duruş mu izler?
Recep Tayyip Erdoğan saadet tabanından oy alamaz. Bu Genel Başkanın karar vereceği yada yönlendirebileceği bir konu değil. Özellikle Saadet Partisi tabanı güncel meseleleri, ülke ve dünya gündemini çok sıkı takip eden bir kitle. Uzun yıllardır AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'a en ciddi ve samimi muhalefeti yapan Saadet Partisi tabanıdır. Tabana sorduğumda aldığım cevap şu oldu; " Geçmişi bu kadar tahribatla dolu bir iktidara destek vermek buna ortak olmak demektir. Vebale ortak olmak onu yapmakla eş değerdir" Saadet Partisi tabanının bakış açısı bu şekilde.
Saadet Partisi'ne dışarıdan bir oyun mu kuruluyor?
SP dışarıdan müdahale edilebilecek bir parti değildir. Geçmişte olduğu gibi partini kapat gel çağrılarına tamam diyecek bir parti de değildir. Ancak Recep Tayyip Erdoğan, SP'nin kendisi ile yürümesini ister. İster çünkü muhalif kanatta bulunan ve muhafazakar olarak nitelendirilen tek parti SP. Bu da dengeleri bozuyor. SP toplumsal etkisinin oy oranından çok yüksek olduğu bir parti. Erdoğan da bunu farkında.
Aslında Saadet Partisi'nin yeri Cumhur İttifakı mı?
SP'nin yeri herhangi bir ittifak olmak zorunda değil. 50 yıllık geçmişi ile Siyaset Okulu denebilecek bir camianın her partiye fikir ve aksiyon konusunda öneri ve tavsiyelerde bulunabilecek bir birikime sahip.
Asiltürk'ün iddia ettiği gibi "Saadet Partisi, ona niçin oy vermiyorsunuz diye sorunca, gençler biz o partinin de bizim inançlarımızı, savunduğunu duymadık" diyorlar mı?
Ülkedeki milyonlarca gencin 20 yıllık süre içerisinde dindar nesil olmak yerine dinidar nesile dönüştüğü bir gerçek. O nedenle gençlerin hangi değerlere hassasiyet gösterdiklerini de TV ekranları belirlemekte. İktidar kontrolünde istenilen programları yaptırması, ayrıca aileyi tahrip eden onlarca programa RTÜK tarafından hiç bir yaptırım yapılmaması belirleyici faktör. SP'de medya ambargosu vardır. Hatta bu yüzden Temel Karamollaoğlu "Medya padişahınsa sosyal medya bizimdir" sözünü söylemiştir. Saadet sosyal medyada video içerikleri ile büyük beğeni toplamaktadır. Sosyal medya gençlerin uğrak noktasıdır. Bu gençlere ulaşılırken halen ulaşılamayan da milyonlarca genç var.