Havai fişek fabrikasındaki patlamayla ilgili davada gerilim sürüyor

Havai fişek fabrikasındaki patlamayla ilgili davada gerilim sürüyor

Sakarya'nın Hendek ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği havai fişek fabrikasıyla ilgili görülen davada müşteki olarak dinlenen bir işçi, tutuklu olarak yargılanan patronları için 'Allah patronlarımdan razı olsun' deyince salondan 'Yuh' sesleri yükseldi. Taraflar arasında gerilim sonrası ara verilen duruşma yeniden başladı.


Hendek ilçesi Yukarıçalıca Mahallesi mevki'inde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de saat 11.15'te meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden, kentin birçok noktasından duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybederken, 128 kişi yaralanmıştı. Konuya ilişkin davanın 2'nci duruşmasının 2'nci günü Ferizli ilçesindeki yeni cezaevi kampüsünde bulunan Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri Duruşma Salonu'nda görülmeye başlandı. Davanın bugünkü duruşmasında ise müştekiler dinlenmeye başlandı. Müştekilerden fabrika işçisi E.D. savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde kendinde olmadığını belirterek duruşmada ifadesini değiştirdi. Yoğun bakımda yatarken patronlarının yanında olduğunu ve tüm eksikliklerinin giderildiğini belirten müşteki E.D., sanıklardan şikayetçi olmadığını belirtince salonda bulunanlar ve diğer müştekiler tepki gösterdi. 'Yuh sana, yalan söylüyorsun' şeklinde bağrışmaların yaşandığı salonda sözlü müdahaleler sonrasında tartışma çıkınca ara verildi. Ardından duruşma yeniden başladı.

'Son zamanlarda işçiler çok uyarılıyordu, baskı vardı'
Duruşmaya müşteki olarak katılan ve beyanını belirten A.A., '2014 yılında fabrikada işe başladım ve 6 yıl çalıştım. Pandemi dönenimde torpil bölümündeydim. 2 ay izne çıktım ve muska denilen bölümde işe başladım. Bir ateş, bir ses duydum sadece bir fırtına çok büyük bir patlama oldu. İkinci patlamayı hatırlamıyorum yerdeydim. Kendime geldiğimde bütün mallar yanıyordu. Barutlar patladı ben öyle tahmin ediyorum. İlk gördüğümde muskalardan ateş geliyordu, ikincisi de çok çabuk patladı, yerdeydim görmedim. Herkesin bir koli sayısı vardı. Pandemiden dolayı koli sayısını veremedi arkadaşlarımız. Bu nedenle 'mallar çıkarılsın' diye molaları kısa veriyorlardı. Geldiğimiz son zamanlarda işçiler çok uyarılıyordu, baskı vardı. Emir ve talimatları H.A.V.'dan ve E.Ö.'den daha çok alıyorduk. Ali Rıza geliyordu, Y.C. ise ara ara geliyordu. Ben 6 gün hastanede yattım, Y.C. bey bir kere bile arayıp sormadı, bir kere bile geçmiş olsun demedi. Çok mağduruz, A.A., A.Ç. ve A.B. hariç bütün sanıkların şikayetçiyim' dedi.

'Sayıyı yetiştirmek için mal sayısı yanımızda fazlaydı'
Üretimde herkesin sayısı olduğunu belirten müşteki B.K., '6 yıldır volkan bölümünde çalıştım. Bir basınç geldi. Rüzgarla birlikte sonra her şey üzerimize yıkılmaya başladı, koşmaya başladık. Gerekli ekipmanlar dağıtılıyordu ama yeterli değildi, koruyucu değildi hiçbir etkisini görmedim. Eksikleri söylüyorduk ama bir şey değişmiyordu. Üretimde herkesin sayısı vardı. Bu nedenle yanımıza çok mal alırdık. Verilen sayıyı tamamlamak için bu mecburdu. Sayıyı yetiştirmek için mal sayısı yanımızda fazlaydı' diye konuştu. Müşteki, A.A., A.Ç. ve A.B. hariç diğer sanıklardan şikayetçi olduğunu da ekledi.

'Gözümden misket çıkardılar'
Patlama anında fabrikada olduğunu belirten müşteki H.Y., 'Patlamada ben içerideydim, düştüm. Torpil bölümündeydim. Patlamayı görmedim. Üstüme bir şeyler düşmeye başladı bayılmışım sonrasında muska bölümünde çok duman vardı. Gözüm, dişim çok yara aldım. Gözümden misket çıkardılar. Çok sıkı bir şekilde çalışıyordum. Öğle yemeği ve molaya çıkmıyordum. Eğitim alıyorduk. A.A., A.Ç. ve A.B. hariç diğer sanıklardan şikayetçiyim' şeklinde konuştu.

'Yoğun bakımda yatarken Allah razı olsun patronlarımdan, benim ihtiyacı gördüler'
Fabrikanın Çin Mahallesi bölümünde çalışan ve duruşmaya müşteki olarak katılan E.D., 'Çin mahallesinde fırıncıydım. Barutlarla hiç ilgilenmiyordum. Barutlarla diğer arkadaşlar ilgilenirdi. Patlamada hiçbir şey anlamadım, basınç beni ormana fırlattı. Arkadaşlar makinenin yanında olduğu için kaçamadı. Ben de olsaydım paramparça olacaktım. 24 gün yoğun bakımda ölüm tehlikesiyle yaşadım. Çin mahallesinde 6-7 kişi çalışıyordu. Bir arkadaşımız izin almıştı. O da gelseydi ölecekti. Bizden Çinli sorumluydu, o gittikten sonra A.Ç. oldu. Çin mahallesinde denetim görmedim. Barutta bir işim olmazdı ama iki tane küçük makine vardı onlar ufak ufak kırardı. Bize ekipmanlar veriliyordu ama bazen kullanıp bazen kullanmıyorduk. Yoğun bakımda yatarken Allah razı olsun patronlarımdan benim ihtiyaçlarımı gördüler. Sanıkların hiç birinden şikayetçi değilim, davaya katılmak istemiyorum' ifadelerini kullandı.