Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Samsun'da faaliyet gösteren kadın STK'lar ile online toplantıda buluştu. Başkan Deveci, 'Ailede demokrasiyi kurabilmenin tek yolu, kadın erkek eşitliğini oluşturabilmektir. Birlikte bu mücadeleyi yükseltelim' dedi
Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci,8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) tarafından yürütülen "Türkiye’de Katılımcı Demokrasinin Güçlendirilmesi: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi Projesi" kapsamında oluşturulan Samsun Yerel Eşitlik İzleme Platformu üyesi kadın STK'lar, meslek örgütleri üyeleri ve üniversite mensubu kadınlarla online toplantıda bir araya geldi.
KADINLAR O VAHŞETE TEPKİLİ
Toplantıya,Samsun’da faaliyet gösteren Amazon Kadın ve Yaşam Derneği, Eğitim-Sen Samsun Şubesi, Karadeniz Yeni Ufuklar Derneği, Samsun Karadeniz İlleri Kadın Platformu Derneği, Atakum Karadeniz İlleri Kadın Platformu Derneği, Samsun İş Kadınları Derneği, Kırmızı Balon Çocuk Hakları Derneği, Atakum Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü temsilcileri katılarak Samsun’da yürütülecek toplumsal cinsiyet çalışmalarına dair fikir alışverişinde bulundu. Başkan Deveci’ye Atakum Belediyesi’nin çalışmaları hakkında sorular soran STK temsilcileri gelecekte de yapılacak çalışmalara katkı sunmak istediklerini söyledi. Ayrıca kadınlar tek tek söz alarak önceki gün Samsun’un Canik ilçesinde yaşanan, tüm Türkiye’de tepki uyandıran erkek vahşetiyle ilgili de üzüntü ve öfkelerini dile getirdiler.
“BU SADECE BİR KADIN MÜCADELESİ DEĞİL”
Toplantıda söz alan Başkan Deveci, Samsun’da önceki gün yaşanan kadına şiddet skandalını kınıyarak başladığı konuşmasında, “Dünkü yaşanan vahşet Türkiye’de her gün oluyor. Yılda 300’ün üzerinde kadın eşi, eski eşi, akrabası tarafından şiddete uğruyor ve öldürülüyor. Çocuklar keza öyle. Bu bir mücadele ve özgürlük işi. Kadın ve erkek eşitliğinin olabilmesi için dünya kurulduğundan bu tarafa bir mücadele var. Daha tam sonuç alınamadı. Alınabilen yerler var alınamayan yerler var. Türkiye de sorunlu coğrafyalardan birisi. O nedenle bizim mücadelemiz bitmedi. Nasıl ki Ulusal Kurtuluş Savaşın’nda kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk birlikte mücadele etmişsek kadının özgürlüğü mücadelesini de birlikte sürdürmemiz gerekiyor. Bu sadece bir kadın mücadelesi değil. Eğer erkekler bu konuda duyarlı olamazlarsa, bunu fark edemezlerse; kadın erkek eşitliği olmadan, topluma yararlı çocuk yetiştiremeyeceklerini bilemezlerse bu çözüm yarım kalır. O nedenle soruna bütünüyle bakmak lazım” ifadelerini kullandı.
“KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Atakum Belediyesi’nin toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle yaşanılan sorunlara tüm hatlarıyla baktığını söyleyen Başkan Deveci, “Kadının ekonomik olarak özgürleştiği, sahada, hayatta, iş alanlarında kendine yer edinmesine ilişkin en azından ön açıcı oluyoruz. Daha çok kırsal mahallelerimizdeki kadınlarımızı önceliyoruz. Onları aile içerisinde ekonomik olarak bağımsızlaştırmaya ve üretime dahil etmeye çalışıyoruz. Aile bütçesine bizzat kendileri katkı vererek ‘Ben de varım’ dedirtmeye çalışıyoruz. Buna ilişkin kooperatifler kurduk, sivil toplum örgütleriyle dayanışma içindeyiz, belediye bütçesinin önemli bir bölümünü buna ayırıyoruz. Belediyemizde kadın alanına etki edecek birimler kuruyoruz, sıkça kreşler açıyoruz. Eğitime önem veriyoruz. Çocukların psikolojisini, aile içindeki ilişkisini takip ediyoruz. Pandemi süreci var olan sorunları artırdı. Ailelerde beklenmedik travmalar var. O nedenle belediyelere ve sizin gibi sivil örgütlerine çok önemli görevler düşüyor. Atakum Belediyesi olarak her birinizle ayrı ayrı işbirliği yapmaya hazırız. Ben iki yıldır hiçbir sivil toplum örgütünü geri çevirmedim, hiçbirisine ilgisiz kalmadım. Hepsine el uzatmaya çalışıyorum. Bu zaten bizim görevlerimizden birisi. Bu konuda hem farkındalık yaratmak hem de çocukluktan itibaren eğitimi güçlü tutmak gerekiyor. Daha doğrusu biz çocuklarımızı bağımsız ve özgür, hak arayabilen modelde yetiştiremezsek yarın buna benzer sorunlar çıkacak demektir. Bunu el birliği ile yapmalıyız” diye konuştu.
“BİRLİKTE BU MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM”
8 Mart’ın yüz yıl önce kadın mücadelesi sonucu ortaya çıkan farkındalık günü olduğunu kaydeden Başkan Deveci, “8 Mart’ları çoğaltalım sadece bir günde kalmasın. Kadın erkek eşitliği hem Türkiye’de hem de dünyada netleşinceye kadar, demokratik bir aile ve toplum yapısı oluşuncaya kadar mücadeleye devam etmemiz gerekiyor. Bu sadece kadınların mücadelesi değil. Kadınların, erkeklerin, toplumu oluşturan tüm bireylerin eşit, özgür, hesap verebilir, birlikte yaşayabilir bir toplum olabilme mücadelesidir bu. Yüz yıllardır olageldi, bugün de var yarın da olacak. Ben sizi dünkü olumsuz olay ve gerilerden gelen tüm olaylara rağmen enerjinizi toplamaya, bir arada olmaya, iddianızı artırmaya davet ediyorum. Moralinizi sakın bozmayın. Bu ülkede demokrasi yerleşecekse, demokrasi yaşam biçimi haline dönüşecekse, her gün buna benzer olayları yaşamayacaksak bunun temel unsuru ailede demokrasiyi kurabilmektedir. Ailede demokrasiyi kurabilmenin tek yolu, kadın erkek eşitliğini oluşturabilmektir. Eğer bu ülkede demokrasiyi kurabileceksek, kadının bir adım öne çıkması gerekiyor. Kadının örgütlenmesi, ülke yönetiminde ‘ben de varım’ demesi lazım. Bunun olabilmesi için kadınların hem kendi alanlarında hem de sahada örgütlenmeleri gerekiyor. Kent Konseyimiz, Kadın Meclisimiz ve yeni kuracağımız mahalle meclislerimizde kadınlarımızın ön planda olmasını istiyoruz. Biz Atakum Belediyesi olarak varız, sizin birikimlerinize ve desteklerinize ihtiyacımız var. Birlikte bu mücadeleyi yükseltelim” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİN’DEN DÖNMEK
TÜRKİYE’Yİ GERİYE GÖTÜRÜR
Son dönemde tartışmalara neden olan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Başkan Deveci, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cumhuriyet devrimlerinin en temel unsurlarından birisi Türk Medeni Kanunu’dur. Bu kanunda olmayıp ve 6248 sayılı yasada ya da İstanbul Sözleşmesi’nde olan bir hüküm yoktur. Ama İstanbul Sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu’nda verilmiş kadın erkek eşitliğine ve özgürlüğüne ilişkin hakları 6248 sayılı ailenin korunmasına ilişkin mevzuatı Avrupa standartlarına, uluslararası statüye ve anayasa seviyesine taşıyan bir sözleşmedir. O nedenle önemlidir. İstanbul Sözleşmesi’nden dönmek, çok söz konusu değildir. Türkiye bunun karşılığında çok büyük bedel öder. Uluslararası bir sözleşmeden dönmek çok kolay değil. Kaldı ki kadın erkek eşitliği gibi bir düzenlemeden dönmek Türkiye’yi çok geriye götürür, bu göze alınamaz. Türkiye’de şimdi birtakım gruplar, sözüm ona ilim adamları ailedeki geçimsizliğin nedeni olarak İstanbul Sözleşmesi’ni gösteriyorlar ama bu çok yanlış ve temelsiz bir görüş. Ben tüm kıydığım nikahlarda çiftlere İstanbul Sözleşmesi kitapçığı hediye ediyorum. Katılımcıların da hepsine burada anlattıklarımı bir kez daha anlatıyorum. ‘Aile içi demokrasiye sahip çıkın, birliğinizi koruyun, sevginizi eksiltmeyin’ diyorum. Bunun için bizim görevimiz bugünden yarına değil, sürekli ve birlikte.”