Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 'Cuma günü yılbaşının ertesi günü, zaten akşam saatinde sokağa çıkma kısıtlaması başlıyor, hafta sonunu kapsayacak şekilde. Cuma günü gündüz de resmi tatil olduğunu düşündüğümüzde aslında en az 3 günlük bir kısıtlamanın olumlu olacağını düşünüyorum' dedi.
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, artan vakalar sonrası alınan sokağa çıkma kısıtlaması kararlarının yerinde olduğunu söyledi. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, sokağa çıkma kısıtlamasının etkisini göstermeye başladığını, önümüz yılbaşına çok dikkat edilmesi gerektiğini açıkladı. Ayrıca İlhan, pandemi ile mücadelede aşının çok önemli olduğunu söyleyerek, kendisinin de sırası geldiği anda hemen aşı olacağını belirtti.
“Vatandaşımızın biraz daha hassas olmasını istiyoruz"
Vatandaşların genel itibariyle sokağa çıkma kısıtlamasına uyduğunu, ancak evlerde bir araya gelmelerin de önüne geçilmesi gerektiğini belirten Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Şu an geldiğimiz noktaya baktığımızda, hasta sayımızda da vaka sayımızda da bir azalmayı gözlemliyoruz. Belki istediğimiz kadar hızlı değil ama 6 binlerden, 5 bin 900’ler 5 bin 800’ler bandına indiğini gözlemliyoruz. Üstelik bu düşüşün geçtiğimiz haftaki kısıtlamalara baktığımızda, hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarından daha öncesinden başlayan etkilerle de olduğunu gözlemliyoruz. O yüzden baktığımızda şu an geldiğimiz noktada, bu 2 hafta sonu kısıtlamasının etkileri ile birlikte, bu hafta Çarşamba Perşembe’den itibaren düşüşün daha olumlu olacağını, daha 5 binlerin başı 4 binlerin sonu gibi hasta sayılarının düşebileceğini kestiriyoruz. Ama tabi ki çok istediğimiz özlenen bir düşüş değil açıkçası. Vatandaşımızın biraz daha hassas olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlamasına uyuyor ama evlerde bir araya gelmemesini, çekirdek aile olarak bulunmalarını arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.
“YIılbaşında 3 günlük kısıtlama olumlu olacaktır"
Yılbaşının bir toplanma gününe dönüşmemesi gerektiğini vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, “İnsanlar Cuma günü bir araya geliyorlar, bütün hafta sonunu birkaç aile beraber geçiriyorlar. Hafta sonları dinlenmek için iyi bir seçenek ama bir araya gelmek için iyi bir seçenek değil. Öyle olduğu zaman da tabi birden fazla kişi enfekte olarak karşımıza çıkabiliyor. Bunları yapmamak gerekiyor. Şu an geldiğimiz noktada da hafta sonu kısıtlamalarının devam etmesi uygun olacak gibi görünüyor. Önümüz yılbaşı biliyorsunuz. Yılbaşında 2 gün zaten hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması var. Yılbaşı akşamı da kısıtlamalı. Cuma günü yılbaşının ertesi günü, zaten akşam saatinde sokağa çıkma kısıtlaması başlıyor, hafta sonunu kapsayacak şekilde. Cuma günü gündüz de resmi tatil olduğunu düşündüğümüzde aslında en az 3 günlük bir kısıtlamanın olumlu olacağını düşünüyorum. Bunun hem vaka hem hasta sayısına olumlu yansıyacağı kanısındayım” diye konuştu.
"Özel araç ile seyahat kısıtlandırılabilir"
Yılbaşında yaşanabilecek yoğunluk düşünüldüğü vakit özel araç ile şehirlerarası seyahatin riskli olabileceğine dikkat çeken İlhan, “Özel araçlar ile şehirlerarası dolaşmak şu an özel izne tabi. Özel araçla dolaşmanın dışında belki yılbaşı yoğunluğunu düşündüğümüzde, o dönem için insanlar tatil gibi görüp başka yerlere gitmesin diye belki yılbaşı öncesinde sadece iş ile ilgili dışarı çıkanların çıkmasına izin verilebilir. Aslında bu halihazırda da yapılabilir. İller arası dolaşım sadece işle ilgili olarak gidecekler için, tabi ki mücbir sebepler hariç, vefat gibi diğer nedenler haricinde kısıtlama yapılabilir düşüncesindeyim” dedi.
Okullar
Okulların açılması için erken olduğunu, vaka sayılarına bakılarak belki Şubat tatili sonrası bu konunun gündeme gelebileceğine değinen Bilim Kurulu Üyesi İlhan, “Milli Eğitim Bakanımız değerlendirileceğini rakamlara göre karar verileceğini söylemişti. Ama geldiğimiz noktada, zaten biliyorsunuz tüm öğrencilerimiz alıştı. Ben de çocuk babası olarak bunu söylüyorum. Hem EBA’yı takip ediyorlar, hem kendi eğitim sistemlerini takip ediyorlar. Bu nedenle sanki bu dönem, zaten biliyorsunuz Şubat tatiline az bir dönem kaldı. Bu dönem Şubat tatiline kadar çocukları evde tutarak, Şubat tatilinden sonra yine küçüklerden başlayarak peyderpey tabi ki o zamanki vaka sayısına göre okulları açmak daha uygun olacak gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
Aşı
Aşılanmanın mücadeleye katkı sağlayacağını, salgını bir anda bitirmeyeceğini, bu nedenle de aşı sonrasında da maske, mesafe ve temizlik kurallarına bir süre daha dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan İlhan, “Bütün vatandaşların aşıya istekli olması, kurallar dahilinde aşı yaptırmasının çok önemli olduğunu söylemek gerekiyor sürecin başında. Bu takdirde şu anki yapılan hesaplama ile tabi ki Nisan ayında yerli aşının da kullanıma girmesi ile beraber, Ramazan Bayramı sonunda, Haziran ayı sonuna doğru baktığımızda belki tüm Türkiye’nin aşılanması söz konusu olabilecek gibi görünüyor. Burada ilk planda bilindiği gibi sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü olanlar, sonra 50-64 yaş arası veya toplumda risk grubunda bulunan polisler, askerler, öğretmenler, belediye çalışanları, medya çalışanları gibi kişilerin aşılanması söz konusu olacak. Aslında ilk başta bu büyük grupların aşılanmasıyla da bir hayli başarı elde edileceği aşikar” dedi.
“Ben de aşı olacağım"
Aşılamanın pandeminin zincirinin kırılması açısından çok önemli olduğunu belirten İlhan, “Ben aşı olacağım. Sıra bana geldiğinde, o sırada hangi aşı varsa onu olacağım. Ama görünen o ki Çin aşısı yani Sinovac aşısı olacağız. Sağlık Bakanımız söylemişti sağlık çalışanları zaten en başta aşı olacak. Bilim Kurulu olarak belki bir arada da aşı olabiliriz. Yani muhtemelen yılbaşı civarında ilk aşımı olacağım ben. İkinci dozumu da Ocak ayı içerisinde olurum” dedi.