Okullar 21 Eylül'de açılacak mı? Uzaktan eğitim nasıl olacak? Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde uzaktan eğitim çalışmaları ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Basın mensuplarına konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk canlı sınıf ile ilgili imkanlarının 10-12 kat artacağını duyurdu.
Ders kitabının dışında ilk kez çocuklara öğrenci çalışma kitabı verileceğini açıklayan Bakan Selçuk, '16 milyon çocuğumuzun internet erişimi var. 1.5 milyon çocuğumuzun erişimiyle ilgili bir problemimiz var. Bu tür durum olan her bir çocuğumuza 17 kitaptan oluşan özel bir set veriyoruz' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, yüz yüze eğitim konusunda, "Bütün halkımız şunu bilsin. Biz hiçbir çocuğumuzu ya da öğretmenimizi riske atan bir karara imza atmayız." dedi.
Selçuk, 21'inde belirli sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatılacağını. bunda bir değişiklik olmadığını söyledi.
Bakan Selçuk, "21'inde hangi sınıflar açılacak? Bu spekülasyonlar hep yapılıyor. Sadece resmi kaynaklardan,Milli Eğitim Bakanlığı'nın sitesinde ne yazıyorsa odur." ifadelerini kullandı.
Selçuk, uzaktan eğitim çalışmaları hakkında, "Canlı sınıfla ilgili imkanlarımızı başlangıca göre bu süreçte asgari 10-12 kat artırıyoruz." diye konuştu.
Bakan Selçuk, yeni eğitim öğretim yılı hakkında öğrencilere uyum konusunda paketler hazırlandığını söyledi. Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Öğrencilerle ilgili EBA kanallarının yeni hazırlık dönemi programları çıktı." dedi.
Selçuk, "İlk kez çocuklarımıza ders kitabının dışında öğrenci çalışma kitabı, somut olarak verilecek." diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "5 bin 200 EBA destek noktası kuruyoruz. Bu noktaları erişimde zorluk çeken çocukların bulundukları bölgelere kuruyoruz." dedi.
(Özel okullar)
Selçuk konuşmasına şöyle devam etti:
"Özel okulların, velilerin talepleri doğrultusunda tedbirler alması noktasında beklentilerimizi çok net olarak ifade ettik. Onların da geçen bir deklerasyonu oldu. Biz talebe uyarak özel okullarda indirim yapma konusunda ki her bir okulun şartı, ücreti farklı, okula göre değişecek bir durum söz konusu. Her okulun bunu yapması konusunda bütün okul temsilcilerinin bir mutabakatı var."
Bakan Selçuk'un açıklamalarından satır başları şöyle;
Hazırlıklarımız konusunda aylardır çalışıyoruz, hep belirttiğimiz gibi hangi senaryo olursa olsun bu tedbirleri almak gerekiyor diye. Şimdi bir burukluk var elbette ama bildiğiniz gibi bu bütün dünyada ortaya çıkan bir durum. Ve Türkiye'nin de bu bağlamda her gün belli başlı ülkeleri izleyerek tedbirler noktasında gereğini yaptığını sizlerle paylaşıyoruz. Ben bugün bir sunumla başlayacağım; arkasından sizlerin soruları konusunda da ayrıntıya girme imkanımız da olacak.
(Uzaktan eğitim nasıl olacak?)
Bu önemli bir soru. Bizim bu soruya verdiğimiz cevap aslında çok net. Şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sağlık koşulları nedeniyle uzaktan eğitimin ayrı bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Mart'tan beri bazı aşamaları paylaşıyoruz sizlerle. Başlangıçta, biliyorsunuz televizyon kanalları açtık. Bu kanalların içeriğini okul kademelerine göre doldurduk Hep şunu söyledik, dünyada bunu yapabilen çok az sayıda ülke var. Artık niteliğinde de çok iddialı hale geldik. 3 bin 358 ders çekimi yaptık. Bir dersin toplam yapılma süreci yaklaşık 5 gün sürüyor. Üst üste koyduğunuzda kaç yıl olacağını siz düşünün lütfen.
Hala da bu süreç derinleşerek, uzmanlığı artırarak sürüyor. Peki sadece televizyonla yetindik mi? Hayır. Canlı platformlar kurduk, yapay zeka temelli bir eğitim içeriği olması bakımından dünyada yine birkaç ülkede olan bir içerik. Canlı sınıf ile ilgili imkanları 10-12 kat artırıyoruz. Öğrencinin seviyesini ölçen, durumuna göre bölüm tavsiyesinde bulunan, öğrencinin hızına göre; bu hızla gidersen bölümlerini değiştirdim, azalttım, çoğalttım diyebilen bir zeka. Ya da bir öğrencinin bilemediği sorunun hangi konu eksikliğinden kaynaklandığını otomatik olarak bilip, ekrana hazır olarak getiren bir sistem.
Ve bir milyon öğrencim varsa, bir milyon ayrı deneme sınavı yapabilen bir sistem. Bu konu bizim açımızdan kritik. Öğretmenlerimiz için de çok önemli bir dönem. Ben uzun yıllardır eğitim içindeyiz. Hiçbir dönem bu yılki kadar hizmet içi eğitim gördüğünü görmedim. Öğretmenlerimiz sürekli olarak bir eğitimin içerisindeler; özellikle dijital becerilerin geliştirilmesi konusunda.
Başka ne yaptık? Canlı sınıflar yaptık. Dünyada canlı sınıf yapabilen ülke sayısı 3-4'ü geçmiyor. Burada eksiklerimiz, hatalarımız vardı. Bunu nereden biliyoruz? Bir araştırma yaptık, uzaktan eğitimin süreciyle ilgili araştırma yaptık.
Öğretmen ve öğrenciler sınıfta olduğu gibi senkron eğitim imkanına buradan sahipler. Uzaktan eğitimi biz anlık olarak olarak ölçüyoruz. Şu anda hangi sınıf düzeyinde, kaç canlı sınıfta hangi hareket var, kaç öğretmenimiz aktif, orta öğretimdeki öğretmenlerin aktivitesi nedir, hangi şehirdedir, hangi kasabadadır, bütün bunları anlık olarak izliyoruz. Biz ilk kez, yaz tatilini de eğitim fırsatı olarak değerlendirdik. TV kanallarımız hiç durmaksızın yaz programları, yaz okulları açtı.
Yaz tatili süresince de tasarım beceri atölyeleri kurduk. Çocukların her türlü konuda bu dijital becerilerle, dramayla ilgili olabilir. Her konuda atölye imkanına kavuşuyor olması, kişisel olarak katılma fırsatının olması önemli.
(İnternet kotaları artıyor)
Yabancı dille ilgili yazın önemli bir program yaptık. Dedik ki bir yıl boyunca alınan derslerin tamamını bir yazda verebiliriz. A1 seviyesinde ve diğer seviyeleri de dikkate alarak uluslararası nitelikte bir içerik hazırladık ve sunduk. Türkiye'de en çok ziyaret edilen bütün siteler içerisinde 10'uncu site olması, dünyada en çok ziyaret edilen site anlamında EBA'nın ayrı bir yeri var. Çok daha ileri taşıyacağız. Bu tıklanma sayısı ve sürdürülebilir şekilde bunun gerçekleşmesinin de ayrı bir önemi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Erişimde fırsat adaleti olsun diye internet paketi olmayan çocuklarımıza destek olmak; bugün yine operatörlerden olumlu haber geldi. İki katına çıkarılıyor çocuklarımızın eğitimle ilgili kotaları. Bu anlamda da daha yeni gelişmeler olacak. Öğretmenlerden bize binlerce talep geliyor. Şöyle bir avantajımız var, artık kişiye özel eğitim verebiliyoruz. Yani 'ben şu konuda almak istiyorum' olabilir. Bununla ilgili dünyadaki büyük markaların gönüllü desteği oldu. Ve yüz binlerce öğretmenimizin eğitimini alması ve iki gün önce de sertifika töreni vardı.
On binlerce öğretmenimizin dünyanın her yerinde geçerli sertifika almalarını sağlıyoruz. Beş binden fazla lise öğrencimiz uluslararası geçerliliği olan sertifika aldılar. Yaptığımız araştırma sonucunda, özellikle erişimde sorun yaşayan çocuklarımızın, ilkokul çocuklarının somut bir takım araç gerece de ihtiyacı var. İlk defa Türkiye'de hikaye temelli bir müfredat çalışmasını yaptık. Bir çocuğun hayatı işlenirken, orada matematik sosyal bilgiler fen işleniyor. Bunu çocuklar çok sevdiler. Bunun devamı gelecek inşallah. 22 bin 700 ilkokuldaki çocuklarımızın eline teslim edildi, somut olarak teslim edildi.
Çocuklardan ev yapımı öyküler... Yarışma açtık, evde oturuyorsunuz hadi hikaye yarışması var, hikaye yazın. On binlerce hikaye geldi. Çok enteresan bir yönü var. Çocuklar kendi hayatında neyi yaşıyorsa onu hikayeye yansıtmışlar. Ve çok özel bir jüri bu hikayeleri okudu, bir seçim yaptı. Ve biz bunu somut olarak bastık. Bu da benim çok etkileyen bir çalışma. Çocukların yaşadıklarını okuyunca inanılmaz.
31 Ağustos'ta yüz yüze eğitim başlamazsa senaryomuz var demiştim ya, onun gereğini de bir ay önce hazırladık. Başlasaydı onun gereğini de hazırlamıştık. Onun için hiç tedirginlik yaşamıyoruz, sadece kaliteliyi yükseltmeye çalışıyoruz. Canlı derslerin kapasitesini en az 10 kat artırdık. Destekleyici araçlarımız giderek artacak. Çalışma kitapları ilk kez çocuklarımıza; bakın ders kitabının dışında çocuklarımızın eline 'öğrenci çalışma kitabı' somut olarak verilecek. Bu yeni bir şey. Ders kitapları da geçen hafta itibariyle çok büyük ölçüde dağıtıldı. Çünkü kitapları iki ay öncesinde bitirmiştik zaten.
TSE ile yaklaşık üç aydır çalışıyoruz. Bir okulun temizliği konusunda nasıl standart olmalı? Neler yapabiliriz, bunu uzmanlar çok uzun süre çalışarak standartlar çıkarıldı. Enfeksiyon önleme kılavuzunu da yayımladık. Bunu velinin, öğretmenin diline göre özel olarak yeniden rehber haline getirilmesi lazım. Hazırlığı tamamladık, tamamlayan okullara da temizlik belgesi veriyoruz.
(Yeni eğitim öğretim yılı)
Bizim internete erişimde bulundukları bölge itibariyle internet altyapısının olmaması... Çocuklarımızın erişiminde sorun var. Peki bu çocuklar 16 milyon çocuğun erişimiyle ilgili bir problem görülmüyor. Ama yaklaşık 1,5 milyon çocuğumuzun erişimiyle ilgili bir problemimiz var, bunu görüyoruz.
Peki bu çocuklara nasıl erişeceğiz? Bu tip durumda olan her bir çocuğumuza, 17 kitaptan oluşan özel bir set veriyoruz. Başka ne yapıyoruz? 5200 EBA destek noktası kurmaya başlıyoruz. Bu noktaları erişimde zorluk çeken çocukların bulundukları bölgede kuruyoruz. Onların taşımasını da üstleniyoruz, gezici EBA destek noktası da hazırlıyoruz.
Bütün dünyada böyle bir problem var. Bugün elimizdeki en güçlü araç 31 ağustos için söylüyorum, uzaktan eğitim. Uzaktan eğitimi en iyi şekilde nasıl kullanırız? Bizim derdimiz bu. 31 Ağustos itibariyle bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Yüz yüze eğitimin daha işlevsel olduğunu biliyoruz. Ama mümkün değilse uzaktan eğitimin hakkını sonuna kadar vermek istiyoruz.
Avrupa'da ülkelerin tamamı okulları açtı, açıyor. Ama bizim kendi ülkemize, kendi riskimize özgü hesapları yapıyoruz. Bu çerçevede şu anda uzaktan eğitim daha önemli. Ve buna bütün velilerin sahip çıkması lazım.
Çocuklar ölçme değerlendirme açısından da gördükleri eğitimden sorumluluk sahibi olacaklar.
(Özel okullara indirim gelir mi?)
Tabi özel okullarla ilgili olarak defalarca toplantılar yapıp, her bir okulun ayrı ayrı şartları nelerdir, konumu nedir, ücreti nedir... Bunlarla ilgili çözümleme çalışmaları yapıldı ve temsilcilerle uzun soluklu çalışmalar gerçekleştirildi. Ve biz özel okulların velilerin talepleri noktasında, tedbirler alması noktasında beklentilerimizi net olarak ifade ettik. Onların da geçen hafta deklerasyonu oldu. Ve biz bu talebe uyarak, özel okullarda indirim yapması konusunda; okula göre değişecek bir durum söz konusu. Ama her okulun bunu yapması konusunda okul temsilcilerinin bir mutabakatı var.
Vergi ve benzeri hususlar konusunda hayata geçebilecek bazı kolaylaştırmalar, veli lehine... Neler olabilir, bunu da çalışıyoruz. Bir hafta içerisinde belirli bir noktaya da gelmiş olacağız. Netleşen konu şu. Velilerimizin taleplerini özel okullarımızın dikkate alacağını umuyorum. Almaları konusunda da kendileriyle her türlü irtibat içindeyiz.
(Okullar 21 Eylül'de açılacak mı?)
Dikkat ediyor musunuz, Bilim Kurulu üyelerine sorular soruluyor. Bizim de tavsiyelerini aldığımız bir kuruldan söz ediyoruz. Bu soruyu sorduğunuzda bunun çok net ve belirlenmiş bir cevabının aylar öncesinden olamayacağı, o günkü koşullara bağlı olarak sürekli bir değerlendirmeye muhatap olması gerektiği söyleniyor. Diyelim ki biz üç sene önce, iki sene önce net olarak söylüyorduk. "Okullar şu tarihte açılacak" diyebiliyorduk ama bunun MEB'in tek karar alıp da söylemesi, diğer paydaşlarla işbirliği içinde alınabilecek karar olmasından dolayı mümkün değil.
Ama bizim yaklaşımımız nedir, biz çocukların yüz yüze eğitim almasını tabi ki çok istiyoruz. Ama izliyorsunuz, salgının seyrine ilişkin rakamlar sayılar yayımlanıyor. Kurul dese ki, Sağlık Bakanlığımız dese ki "Okulların tamamının açılmasında sakınca yoktur" dese biz bunu elbette açarız. Ama "kesinlikle şu şu olmaz" dese, bizim tam tersini yapıyoruz dememiz söz konusu değil.
Biz hiçbir çocuğumuzu ve öğretmenimizi riske atan bir karar imza atmayız. Benim ricam sadece, resmi kaynaklarda MEB'in sitesinde ne yazıyorsa odur. Önemli olan şu, biz 21'inde belirli sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatacağız. Salgının seyri itibariyle, sürekli değerlendirme söz konusu olduğu için biz bunu takip ediyoruz. Buna uygun olarak da durumumuzu dikkate alacağız.
(Sınav konusu nasıl değerlendirilecek?)
Şimdi tabi bütün bu süreçlerin birbirine bağlı ve ön şartla ilişkisi var. Müfredat sınava bağlı, sınav öğretmene bağlı, öğretmen veliye bağlı. Bu anlamda biz her zaman öğrencimizi zorda bırakmayacak, öğrencimizin ve öğretmenimizin lehine olan kararları alıyoruz. Bize, henüz daha sınav muhtevası diyelim ki YKS ile ilgili... İkinci dönemin sonuna doğru ne yapılır, ÖSYM'ye verilir. Bizim şimdiden belirlemek istediğimiz, belirlediğimiz bazı hususlar da var. Bunun ölçme değerlendirme fırsatı bitmek üzere. Bir hafta içerisinde belirli bir netliğe kavuşacak. Şu anda onların görevi.
(Çalışanlarda uzaktan eğitim tedirginliği)
Ailelerin müthiş bir heyecanı var. Acemilikleri var, ilk kez böyle bir şeye şahit oluyorlar. Yine Bilim Kurulu'nun tavsiyesiyle biz küçük sınıflarla ilgili başlama noktasında çok daha kararlıyız. Çünkü bu çocukların akademik ihtiyacı elbette var ama ilk önce manevi ihtiyacı var. Bu (1. sınıf) çocukların akademik ihtiyacı elbette var ama ilk önce manevi ve duygusal ihtiyaçları var. Bunu karşılamak için de öğretmeniyle az da olsa, her gün tam zamanlı olmayabilir ki 'seyreltilmiş, kademeli' dediğimiz şey biraz bununla da ilgili. Bir şekilde tanışsınlar.
Annelerimiz, çok yoruldular. Bunun farkındayız. Bununla ilgili de nasıl bir kolaylık olursa yapacağız. Bu yüzden, öğretmenlerimiz 'okullarda olmak istiyoruz, ulaşamadığımız öğrencilere nasıl ulaşırız' bana sordukları soru bu. Binlerce soru geliyor öğretmen arkadaşlarımdan. Ben inanılmaz derecede memnunum. Bu süreçte, milletimizin zor zamanında milletimize sahip çıktılar.
Okullara gitmek istemiyormuş öğretmenler vesaire, bunlar bana çok anlamsız geliyor. Çünkü öğretmenlerimizin çabasını biliyorum, bu yüzden müteşekkirim.
Sınavların yüz yüze olması konusunda simülasyon yapıyoruz.