Haftanın Kitabı - Beyoğlu Rapsodisi

Haftanın Kitabı - Beyoğlu Rapsodisi

Bu hafta sizlere Ahmet Ümit'in Beyoğlu Rapsodisi adlı romanını tanıtacağız.

Ahmet Ümit, kendine has okur kitlesi oluşturabilen yazarlardan birisi. Polisiye romanları bazı eleştirilere maruz kalsa da okunuyor, beğeniliyor.Beyoğlu Rapsodisi'nin merkezinde cinayet mevzusu var.

Ancak bu kez cinayetler öyle ilk sayfalarda çıkmıyor karşımıza. Epey bir okuyorsunuz karşılaşabilmek için.

Romanda üç erkek ve bir kadın karakter ön plana çıkıyor. Bunlar çocukluktan bu yana çok samimi arkadaş ve ellili yaşlarına yaklaşmak üzere olan Selim, Kenan ve Nihat ile İstanbul’da yaşayan bir Rus olan Katya. Selim ve Kenan oldukça varlıklı insanlar. Zaten roman boyunca bu zenginlikleri ve ekonomik üstünlükleri sıklıkla gözümüze çarpıyor. Romanda anlatıcı kişi Selim. İçlerinde en aklı başında, en mantıklı davranan kişi de kendisi zaten.

Nitekim bütün o işlere girmeleri de uçarı ve savruk bir tip olan Kenan’ın fotoğrafçılık merakıyla oluyor. Roman, ortalama 20-25 sayfalık bölümlerden oluşuyor. Ara karakterler de var.

Özellikle zaman örgüsü konusunda bir sıkıntı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yine de kurgu icabı bu zorlamayı yapmış yazar.

Adamlar Beyoğlu’nun eskilerinden. Özellikle Selim, tam bir Beyoğlu uzmanı. Zaten Ahmet Ümit, İstanbul Hatırası’nda yaptığı şeyi burada da Beyoğlu üzerinden yapıyor. İstanbul’da yaşamayan ve dolayısıyla Beyoğlu’nu çok iyi bilmeyenler için fazla bir şey ifade etmeyen bir sürü bilgi var romanda. Ama Beyoğlu sakinleri ya da müdavimleri için çok özel bilgilerdir bunlar.

Roman son bölümlere kadar normal bir işleyişle devam ediyor. Hatta içinizden ‘E, iyice sona geldim; ne olacak ki bu kadar az sayfada?’ diye düşünebiliyorsunuz. Ancak yazar, numarasını sona saklamış. Sürpriz bir final bekliyor okurları. Romanı da kurtarıyor bu son.