Haftanın kitabında sizlere Yaşar Kemal'in İnce Memed serisinin ikinci kitabını tanıtacağız.
İnce Memed serisinin ilk kitabı bittiğinde “aslında roman bitti” diye bir yorum yapılabilir fakat Yaşar Kemal demek ki, bu karakterleri, bu kahramanları içinde öldürememiş, bunlar yaşamaya devam etmiş ve yeniden ortaya çıkma ihtiyacı oluşmuş ki, seriye devam etmiş. 2. kitap 1969 yılında yayınlanmış, yani ilkinden 14 yıl sonra. Kaldı ki diğerleri de 1980'lerde yayınlanacaktı.
Kitapla ilgili, ilkinin tadını vermediğini söyleyebiliriz. Yanlış anlaşılmasın, yine başarılı, aynı üslubu devam ettirilmiş. Onun için gerek karakterler, gerek romanının üslubu sanki hiç ara verilmeden yazılmış gibi başarılı bir havası var. Aynı anlatım tarzını tutuyor. Ancak bu sefer İnce Memed merkezde değil, daha fazla karakter oluşturulmuş bir devam romanı bu. İlk romanda köylüye zulmeden Abdi Ağa gitmiş, onun yerine bu sefer kardeşi Kel Hamza gelmiş Tabii sadece Kel Hamza değil, ilk kitapta kendisine yer bulan Ali Safa Bey karakteri de işlenmiş. Bir de yeni bir karakter olarak Arif Saim Bey gelmiş. Fakat bu iki isim birbirine karışabiliyor, doğru bir tercih olmamış gibi. Ancak Arif Saim isminin aslında gerçek bir şahsiyet olan Ali Saip Bey’den esinlenildiği muhakkak. Aslında onu işlemiş ama bir roman tekniği kullanarak, gerçek isim vermemiş ve bazı değişiklikler yapmış. Ali Saip Bey'in hayatı incelendiğinde, Arif Saim ile epeyce benzediğini görüyoruz. Gerek kökeni, gerek Milli Mücadele yılları ve sonrasındaki durumu… Romanda devlet otoritesini kullanan zalim bir karakter olarak çizilmiş.
Bu tür devam romanları ilkiyle hatta yazarının diğer eserlerini kendisi ile yarıştırabilirsiniz. Bu nedenle serinin ilk kitabındaki başarının ikinci kitapta olduğunu söyleyemeyiz. Ama bu ikinci kitabının başarısız olduğu anlamına elbette gelmemeli. İlkine oranla söylüyoruz bunu.
Bu sefer olay örgüsü daha yoğun, pek çok hadise anlatılıyor. İnce Memed fazla merkezde değil ve çok hareketsiz, stabil sanki bu romanda. Romanın sonlarına geldiğinde ona iyice kızabilirsiniz mesela. Bir şey yapması gerekiyordu, o gitti aşık oldu! Nitekim son sayfalarda bir şeyler olmaya başladı. Onun dışında sürekli bekleyen, ilgisiz, kararsız, işte “Bir Hamza gider Bin Hamza gelir, bu işler böyle olmaz” modunda, biraz hayal kırıklığı içinde, kafa karışıklığı içinde bir karakterdi İnce Memed. Neyse ki, son anda birtakım şeyler oldu.
Yaşar Kemal’in romanda anlattığı yağız at efsanesi çok başarılıydı. Yine köylülerin rivayetler üzerinden bir gerçeküstü olaylara bağlanması, kahramanlar oluşturması, o dönem için önemli bir anlatım biçimi olan bire bin katılması gibi durumlar… Başarıyla anlatılmış.
Tabii çok fazla cinayet var, çok fazla zulüm, tecavüzler, kıyımlar, köy yakmalar… Hakikaten böyle miydi bilmiyoruz ama muhtemelen öyleydi o yıllarda. Devrin ruh hali yansıtılmış, Ferhat Hoca tiplemesiyle iyi bir imam portresi çizilmiş, cumhuriyete geçiş döneminde birtakım beklentiler, haksızlıklar, göçler, fakirlik, köy hayatı ve elbette Çukurova başarılı bir şekilde tasvir edilmiş.