Cumhuriyet Halk Partisi Samsun önceki İl Başkanı ve Samsun Barosu eski Genel Sekreteri Av.Tufan Akcagöz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir kısım meslek örgülerinin seçim sisteminde değişiklik yapılacağına ilişkin açıklamaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Baroların, Avukatlık mesleği örgütü olarak siyasi iktidar tarafından zapturapt altına alınacağını düşündüğünü dile getiren Cumhuriyet Halk Partisi Samsun önceki İl Başkanı ve Samsun Barosu eski Genel Sekreteri Av.Tufan Akcagöz, 'Ankara Barosu'nunDiyanet İşleri Başkanlığı ile karşı karşıya gelmesi, işin bahanesidir. Asıl hedef, bağımsız savunmanın önünü kesmek, siyasi iktidara tâbi olmayan Baroları, seçim sistemini değiştirmek suretiyle avuç içine hapsetmektir.' dedi. Tek adam rejiminin, burada da kendisini gösterdiğini belirtenTufan Akcagöz, 'Ortada bir taslak yok. Barolardan alınmış bir görüş yok. Böyle bir konu, ihtiyaç hâline de gelmiş değil. Birden bire ortaya çıkıyor. Erdoğan, ulusa seslenirken, bunu da gündeme alıyor. Baroların ve meslek odalarının seçim sisteminin değiştirilmesi ile birlikte etkin bir kısım Baroların, gücünün azaltılması arzulanıyor. Bu, belli. Demokratik bir seçim sistemi gelecekmiş. Sanırsınız hayatları boyunca demokrasiye uygun davranmışlar.
Cumhurbaşkanı bunu gündeme getirince, konu basına da yansıdı. Barolara üyeliğin zorunlu olmaktan çıkarılacağı, her ilde birden fazla Baronun kurulmasına izin verileceği ve mevzuatın buna uygun olarak değiştirileceği konuşuluyor. Avukatlık Kanunu'nun 1. maddesinde yer alan 'Yargının kurucu unsuru olan avukat, bağımsız savunmayı temsil eder' düzenlemesi bağımsız yargının da teminatıdır. Avukatlık mesleği, bağımsız bir meslektir. Oldu bittiye getirilmek suretiyle meslek örgütlerinin düzenini kurcalamak, hukuk devleti ilkesini tarumar etmek anlamına gelir.' dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın anlamsız ve zamansız açıklaması üzerine Ankara Barosu'nun verdiği tepkinin, siyasi iktidarın bahanesi olduğunu vurgulayan Akcagöz, ' Hiç bir Avukat, hangi görüşten olursa olsun mesleğin geleceğini yakından ilgilendiren bu gelişmelere kayıtsız kalmamalıdır. Avukatlık mesleği, çağdaş bir hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmesi için varlık gösteren bir misyon mesleğidir. Ülkede yaşanan antidemokratik dönemler bile, bu gerçeğin önüne geçememiştir. Maalesef hükümet, Baroları ayak bağı olarak görüyor. Avukatları böl, parçala mantığıyla ayrıştırma çabası, aynı merkezde farklı Baroların kurulmasına yönelik düzenleme asla kabul edilemez. Baroyla derdi olanın esasen hukuk devletiyle derdi vardır. Siyasi iktidarın, elini meslek odalarından çekmesini istiyoruz.' diye konuştu.