İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Esen, Çin'in dünyanın fabrikası konumunda olduğunu, salgın nedeniyle üretimlere ara verildiğini, bu durumun dünya genelinde yatırımcıları güvenli limanlara yönlendirdiğini vurguladı.
Küresel bir tehdit haline gelen korona virüsü, dünya ekonomisini de olumsuz etkiliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Esen, altının son 7 yılın zirvesine çıktığını, Çin ekonomisinin 2020 yılında korana virüsü tehdidinden önce yüzde 6 büyümesi öngörülürken, büyümenin 1.5 puanlık azalma ile yüzde 4.5 olacağının tahmin edildiğini belirtti.
2008 küresel finansal krizinden sonra Çin'de görülen en düşük büyüme olduğunu aktaran Prof. Dr. Esen, virüsün yayılmaya başlamasıyla mal ve hizmet arzının azaldığını, tüketici güveninde de gerileme yaşandığını ifade etti. Prof. Dr. Esen, 'Üretim tesislerinin, fabrikaların kapatılması ya da üretime ara verilmesi, tedarik zincirlerinin aksaması ve hizmetler sektöründeki kısıtlamalar, mal ve hizmet arzını etkiler. İş ve turizm amaçlı seyahatlerde ciddi bir azalma olur. Eğitim ve eğlence sektörünü başta olmak üzere hizmetlere olan talep dramatik biçimde düşer' dedi.
Karantinaların, seyahat yasakları ve kısıtlamaların, okul gibi kamusal alanların kapatılmasının ekonomileri olumsuz etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Esen, dünya genelinde yatırımcıları güvenli limanlara yönlendirdiğini vurguladı. Esen, Çin'in dünyanın ikinci büyük ekonomi ve ithalatçısı olduğunu, bu ülkenin küresel tedarik faaliyetlerinin otomotiv, tekstil, elektronik, bilgisayar ve kimya üzerine yoğunlaştığını anımsattı.
'Finansal yatırımcılar güvenli gördükleri limanlara sığınıyorlar'
Prof. Dr. Esen, küresel markaların üretim tesislerinin bir kısmı ya da tamamının Çin'de üretildiğine dikkat çekerek, 'Çin dünyanın fabrikasıdır. Üretime ara verilmesi şimdilik gecikmelere neden oluyor; ancak krizin derinleşmesi ile tedariğin tamamen durma riski var. Seyahat, turizm, eğlence başta olmak üzere en fazla etkilenen sektörün hizmetler olması bekleniyor. Küresel hava yolu gelirlerinde ciddi düşüşler olacağı tahmin ediliyor. Elbette olumsuz etkiler reel sektörle sınırlı değil. Bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketler zora girince, bunlara ait finansal varlıkların değeri düşüyor. Borsalarda kayıplar yaşanıyor. Finansal yatırımcılar güvenli gördükleri limanlara sığınıyorlar' dedi.
İtalya, İran ve Güney Kore'den de salgın haberlerinin gelmesiyle şubat ayı sonunda tüm dünya borsalarının yüzde 6 ile 8 arasında değer kaybettiğini aktaran Prof. Dr. Esen, şunları söyledi:
'Salgın, küresel hale geldikçe arz, talep ve salgına karşı alınan önlemlerin ekonomiler üzerindeki olumsuz etkisi daha da artacaktır. Ancak henüz o noktada olunduğunu söylemek zor. Esasında dünya ekonomisi için bu durum ilk değildir. 17 yıl önceki SARS krizi, olabilecekler konusunda bazı ipuçları veriyor. O zaman da Çin'de başlamış, dış ticaret ve finans piyasalarını olumsuz etkilemiş, ne var ki 6 ay sürmüştü; ancak o tarihte Çin'in dünya ekonomisindeki payı yüzde 5'ten bugün yüzde 16'ya, dünya ticaretindeki payı yüzde 4'ten yüzde 11'e, turizmdeki payı da yüzde 2'den yüzde 9'a çıkmış durumdadır.'
Prof. Dr. Esen, virüsün İtalya'dan Türkiye'nin en önemli ekonomik partnerleri arasındaki diğer Avrupa ülkelerine yayılması durumunda dış ticaret, turizm, hizmetler olmak üzere ülke ekonomisinin de olumsuz etkilenebileceğini söyledi.