Liv Hospital Samsun Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği'nden Uzm. Dr. Esra Tutal, Aşırı zayıf, hareketsiz bir yaşam tarzına sahip ve kortizon kullanmış kişilerin kemik erimesi açısından risk altında olduğunu vurguladı.
Aşırı zayıf, hareketsiz bir yaşam tarzına sahip ve kortizon kullanmış kişilerin kemik erimesi açısından risk altında olduğunu vurgulayan Liv HospitalSamsun Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği’nden Uzm. Dr. Esra Tutal, “Kemik erimesi omurlarda, el bileğinde ve kalça kemiğinde kırılmalara yol açarak sakatlıklara, hatta ölümlere yol açabilir” uyarısında bulundu.
Halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak adlandırılanosteoporozu ‘kemiklerin zayıflayarak kırılgan hale gelmesi’ olarak tanımlayan Liv Hospital Samsun Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği’nden Uzm. Dr. Esra Tutal, hastalığın kemiklerin çok ufak travmalarda bile kolayca kırılmalarına neden olabildiğini söyledi.
Kırık olana kadar belirti vermez
Konuyla ilgili önemli bilgilendirmelerde bulunan Uzm. Dr. Esra Tutal, osteoporozun kırık gelişine kadar hastalarda hiçbir belirti vermeyebileceğini işaret etti. Kemik erimesine bağlı kırıkların en çok kalça, bel ve bilek kemiklerinde görüldüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Esra Tutal, “Osteoporoz hem kadınları hem de erkekleri etkileyen bir hastalıktır. Kemik erimesi çok ileri dönemlere kadar herhangi bir belirti vermez. İleri dönemlerde sırt ağrısı, bel ağrısı, boyun zamanla kısalması ve duruş bozukluğu (kamburluk) meydana gelir” dedi.
Zayıf kişilerde daha sık görülüyor
İnsan vücudunda kemik yapım ve yıkımının belli bir denge içerisinde olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Esra Tutal, “20 yaşına kadar kemik yapımı ön plandadır. 30 yaşına kadar maksimum kemik kitlesi oluşur. 30 yaşından sonra ise yıkım ön plana geçer. Maksimum kemik kitlesi ne kadar iyi ise vücut yıkımdan o kadar az etkilenir. Kadınlar, yaşlılar, ailesinde kırık öyküsü olanlar ve zayıf minyon yapılı olanlarda daha sık görülür. Ayrıca romatizma tedavisinde kullanılan kortizonlu ilaçlar, epilepsi ilaçları, kanser ilaçları, bazı mide ilaçları kullanmak, romatiod artrit, kanser, lupus, multipe myleom, böbrek karaciğer hastalıkları gibi hastalıklar geçirmek, hareketsiz bir yaşama sahip olmak, sigara kullanmak, sık alkol kullanmak, besinlerle yeterince kalsiyum almamak, aşırı miktarda tiroid hormonu kullanmak, aşırı zayıf olmak, gereğinden daha az beslenmek ve zayıflama ameliyatı olmak da kemik erimesine neden olabilir. Kemik erimesi omurlarda, el bileğinde ve kalça kemiğinde kırılmalara yol açarak sakatlıklara hatta ölümlere yol açabilir” diye konuştu.
Doğru beslenmeyle önlenebilir
Kemik erimesinin önlenebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Esra Tutal, hastalıktan korunmak için şu önerilerde bulundu:
“Proteinden zengin beslenme kemik sağlığı için çok önemlidir. Vücut ağırlığının normal sınırlarda tutulması (aşırı zayıflık ve şişmanlıktan kaçınılması), kalsiyumdan zengin beslenmek (günlük 1000-1200 mg kadar kalsiyum besinlerle alınmalıdır) önemlidir. En iyi kalsiyum kaynakları az yağlı süt ürünleri, koyu yeşil sebzeler, balık ve soya ürünleridir. Vitamin D, kalsiyumun bağırsaklardan emilimi için gereklidir. Bunun bir kısmını güneşten karşılasak da genellikle günlük 600-800 ünite D vitamini takviyesi gerekmektedir. Günlük düzenli olarak yapılan egzersiz (yürüyüş gibi) kemiklerin güçlenmesini sağlar. 65 yaş üstü kadınlar, 70 yaş üstü erkekler, risk faktörü olanlar ise daha erken yaşlardan itibaren yıllık düzenli olarak kemik taraması (kemik mineral dansitometri) yaptırıp henüz kırık oluşmadan tanı konulabilirse hastalığın tedavisi mümkündür''