Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kemal Gül, pankreas kanseri olan İbrahim Onat'ın (65) tıp literatüründe ast rastlanır bir iyileşme örneği göstererek, sağlığına kavuştuğunu söyledi.
İbrahim Onat, noroendokrin (pankreas organının iç salgı bezinden köken alan tümör) tanısıyla Hastaneye tedavi için başvurdu. Yapılan incelemelerde hastanın hormonoterapiye uygun olduğu görüldü. Ancak hasta, diğer hastaların aksine literatürde az rastlanır bir örnek göstererek bu tedaviye yanıt vermedi ve durumu daha da kötüye gitti.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kemal Gül, hastaya oral olarak kullanılan klasik bir kemoterapi ajanı kullanılmasını kararlaştırdı. Hasta yapılan son tedaviye yanıt vererek sağlığına kavuştu. İbrahim Onat, tedavi öncesinde ağrılarından dolayı göbeğine bile dokunamaz haldeyken, yapılan tedavi sonrasında hızla sağlığına kavuşarak torunlarını kucağında zıplatmaya başladı.
Hasta İbrahim Onat’ın tedavisi hakkında bilgiler veren Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kemal Gül, “Hastamız bize 2017 tarihinde başvurduğunda pankreas tümörü tanısı almıştı. Bu, pankreas organımızın iç salgı bezinden köken alan nispeten iyi seyirli bir tümördür. Pankreasın enzim üreten dış salgı sisteminden köken alan kanser türü ise çok sert ve ölümcül seyreder. Tümörün iç salgı bezinden geldiğini öğrendiğimizde kısmen rahatlamıştık. Tedavi için ‘hormonoterapiye’ uygun olduğunu görmüştük. Ancak hormonoterapiye başlayınca İbrahim Bey’in hastalığı süratle ilerlemeye başladı.
Karaciğerde yaygın metastazlar (kanserli hücrelerin bulundukları doku dışına doğrudan ya da kan-lenf damarları yoluyla başka bölgelere sıçraması) da oluştu. Aynı zamanda kemik metastazları da yapmıştı. Bu nedenle kendisine kemoterapi uygulama kararı verdik. Hastamız da o zaman damardan çok sert kemoterapileri istemedi. Biz de bunun üzerine hastaya ağızdan uygulanan klasik bir kemoterapi ajanı kullanmayı seçtik. Bu tedavinin ardından hastamız süratle iyileşmeye başladı. Hastamızın hem gücü yerine geldi hem de karaciğer ve kemiklerindeki metastazik lezyonları hızlı bir şekilde geriledi” dedi. “Literatürde böyle çok vaka yok” Hastanın iyileşme süreci ve tedaviye yanıt verme biçiminin literatürde az rastlanır bir durum olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kemal Gül, “1 yıl sonra yapılan görüntülü kıyaslama tekniklerinde hastanın karaciğerindeki metastazların boyutunda ve sayısında azalma olduğunu, kliniğinin düzeldiğini ve işine gücüne devam ettiğini gördük. Normal bir insanın sürdürmesi gereken hayat şartlarına kavuştu. Aynı tedavi yöntemiyle 2. yılımızı doldurduk. Hastamız kötü alışkanlıklarını da kesti. Son görüntülenme tetkiklerinde hastalık o kadar azaldı ki, geri kalanlara bir cerrahi yapabilir miyiz diye birkaç üniversiteden görüşler bile aldık. Belki ilerleyen aylarda yapacağımız yeni tetkiklerle cerrahiye aday bir evreye gelmişse, o zaman geri kalan tümörler için cerrahi uygulayarak tam olarak bir şifa sağlamak gibi bir düşüncemiz var. Konu, literatürde çok fazla bu şekilde bir yanıt gösteren
‘metastazik noroendokrin tümör’ olmayınca hastamız İbrahim Bey’in iyileşme sürecine dikkat çekmek istedik” diye konuştu.
“Göbeğime dokunamıyordum şimdi torunlarımla güreş tutuyorum”
Çok iyi bir iyileşme süreci yaşadığını ifade eden İbrahim Onat, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde tanı konulduktan sonra kötü alışkanlıklarımı bıraktım. Böreklerim ile karaciğerimin arasında yaralar olduğu
için ameliyatım riskliydi. Yaptığım araştırmalar sonucunda VM Medical Park Samsun Hastanesi’nde hocamız Mustafa Kemal Gül ile görüştüm. Kendisi bana ayakta tedavi olabileceğimi söyledi. 2 yıldır
ayakta tedavi görüyorum. Sağlığıma kavuştum. Köyde çalışıyorum, arabayı rahat sürüyorum, torunlarımı kucağımda zıplatıp onlarla oyunlar oynuyorum. 1-2 yıl önce karaciğerimdeki ağrılar
yüzünden göbeğimi tutamazken şimdi torunlarımla güreş bile yapıyorum. Hastalık sırasında 25 kilo vermiştim, kaybettiğim kiloları geri aldım. Bu süreçte doktorum ne derse onu yapıyorum. Tedavi sürecinden oldukça memnunum” şeklinde konuştu.