Samsunspor'un Inegölspor'u mağlup ettiği maçın teknik analizini sunuyoruz.
Sevindiren Skor Kaygılandıran Futbol
Bu sene tüm futbol sektöründe kendisini çok belirgin biçimde hissettiren ekonomik kriz nedeniyle, kurulan takımların geçen seneye göre oldukça alt seviyede kaldığını görebiliyoruz; geçtiğimiz 9 haftaya bakarak. Geçen hafta oynadığımız Kırklarelispor başta olmak üzere, Gümüşhane, Amed ve bugün karşılaştığımız İnegöl gibi amiyane tabirle iki pas yapamayan rakipleri gördükçe bu tespitimiz iyice pekişiyor. Böylesine kötü takımların toplandığı bir sezonda, 9.hafta itibari ile geçen sene topladığımız puanın bir eksiğini topladık ve geçen sene olduğu gibi yine ikinci sıradayız.
Bu takımlar karşısında ortaya konan futbol(!) bizi derin ve karanlık düşüncelere sevk ediyor ister istemez. Tempodan, üretkenlikten ve seyir zevkinden uzak bir Samsunspor beklentilerin yanına dahi yaklaşamıyor maalesef. En bariz rakibimiz Manisaspor takımının, maç başına 3.5 gol ortalaması ile devam ettirdiği ligi biz şu an 2.1 gol ortalaması ile sürdürüyoruz. Dün Manisa takımını da seyrettik; stoperleri dışında gerçekten iyi ve etkili bir takım olmuşlar. Bizim maçta da şahit olduğumuz gibi her maçlarında çok kolay pozisyona giriyorlar. Benzer durum bizim için geçerli değil maalesef. Takımımız en vasat takımlar karşısında dahi baskı kurmak, oyun hakimiyetini rakibe hissettirmek ve pozisyona girmek noktasında sınıfta kalıyor.
Geçmişte bunun başlıca nedenini İrfan Buz ve teknik ekibine bağlamıştım. Bu konudaki ısrarım devam ediyor. Kendi birinci bölgemizde yan pas yapmak; akabinde de açık oyuncularını savunmanın arkasına uzun topla kaçırmak ya da açık oyuncularının içeriye yalancı koşu yaptığı anlarda, onlardan boşalan koridora çizgi beklerini sarkıtmaya çalışmaktan gayrı ne gibi bir plan ortaya koyabiliyoruz haftalardır. Tarsus maçında olduğu gibi bu maçta da sadece rakip savunmayı dengesiz yakaladığımız anda bir gol bulabildik. Şahsi fikrim, eldeki oyuncularımız bu seyrettiğimiz futbolun çok daha ötesini üretebilecek kapasitede. Günümüz futbolunda genel oyun şablonları sene başında oturtulan takımlar ana aksiyonlarının yanı sıra, maçlara ve rakiplere göre anlık stratejiler geliştirir iken bizim daha bir ana şablon dahi ortaya koyamamamız çok tedirgin edici. Bu nedenle oyuncuları yargılamaktan önce, teknik ekip üzerinden sorunların okunması doğru olacaktır.
İnegöl maçı özelinde değerlendirmelerimize gelir isek, temelde yine birinci bölge-ikinci bölge geçişini topla ya da pas oyunu ile yapamayan bir takım gördük. Stoperlerin üzerine iki hücumcusu ile baskı yapan ve orta alanını 4 kişi ile savunan her takım bizi uzun topa mahkum edebiliyor. Bu noktada bizim ön bölgeye olgun biçimde gidebilmemiz için yeni bir şeyler denenmesi şart. Atabey'in ilk haftalara nazaran form seviyesinin yükselmesi ve yapısı gereği takıma pivot olması çok değerli. Kendisinin gerek hücum aksiyonlarında, gerekse de savunma aksiyonlarında elinden geleni yapması övgüyü hakediyor lakin yine de bu katkı tek başına hantal oyun yapısını bir üst seviyeye çekmeye yetmiyor. Çok hareketsiz ve yavaş oyun rakiplerin ekmeğine yağ sürüyor. Tempomuzu ve oyun hızımızı arttıramıyoruz, rakibimizi şaşırtacak herhangi bir hücum rotasyonu yapmıyoruz, doğaçlama devam ediyoruz. Böyle olunca da, doğaçlama gelen gollerden başkasını bulamıyoruz.