Jeoloji Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Gül Yüzüncü Yılmaz, yapılaşmadaki denetim problemine dikkat çekti.
Samsun Haber: Dünyanın en tehlikeli fay hattı olan 'Kuzey Anadolu Fay Hattı'na 50-60 km mesafede bulunan Samsun’un muhtemel bir deprem durumunu değerlendiren İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü 'güvenli yapı üretimi ve doğru projelendirmeye' dikkat çekerken, Jeoloji Mühendisleri Odası Samsun Şube BaşkanıGül Yüzüncü Yılmaz ise 'denetim ve zemin etütlerinin önemsenmesi' uyarısında bulundu.
Yılmaz, “Öncelikle bence kendimize şunu sormalıyız: 'Yaşadığımız şehirde ne kadar güvendeyiz?’ deprem açısından. Eğer bu soruya ‘tabii ki güvendeyiz hiçbir sorun yok’ diyebiliyorsak evet hazırız ama kafamızda kaygılarımız varsa net cevabımız yoksa hazır değiliz” dedi.
"Kuzey Anadolu Fay Hattı ile aynı güzergah üzerindeyiz"
Tedbir alınıp alınmadığı konusuna da değinen Yılmaz, “Alınan bir tedbir var mı? Şu anda şehirde depreme hazırlık olarak ne alınıyor? Toplanma alanı dışında bilinen bir şey yok. Toplanma alanı belirlemek de depreme hazırlık basamaklarından biri bence. Kilometrelerce uzaklıkta olsak bile Kuzey Anadolu Fay Hattı ile aynı güzergah üzerindeyiz. Şöyle bakalım: Alt belediyeler (ilçe belediyeleri) ne kadar hazır? Niye bunu söylüyorum? Çünkü bir yerde yapılaşmaya gidilmeden önce, yerleşime uygun alanlarda yapılaşmaya gidilir. Bu alanlarda yapılaşmaya gidilmeden önce oralarda önce parsel bazında zemin etüdü yapılır. Yani zemini tahlil edersiniz, bu zemin nasıldır, nasıl yapılaşmaya gidilir? Biz bunu eğer doğru bir şekilde zemin etütlerini yapmazsak buna göre proje geliştirecek inşaat mühendisleri ve diğer mesleki disiplinler ciddi anlamda yanılgıya düşer. Demek ki bu zemin etütlerinin bağlı bulunduğu belediyesi ruhsat verildiği belediyeler tarafından son derece ciddiye alınıp denetlenmesi gerekiyor. Yani biz jeoloji mühendislerinin hazırladığı zemin etüt raporlarını lütfen bir format gereği almasınlar. Belediyeler bu konuda taşın altına elini soksunlar, bu konudaki denetimi yapsınlar. Çünkü buna göre projeler geliştiriliyor, ruhsat veriliyor bu da bize alt yapısının sağlam olmasını sağlayacak depreme hazırlık noktasında” diye konuştu.
Yılmaz, mantık olarak fay hattına yakın bölgede yer alan Havza, Ladik, Vezirköprü ilçelerinin birinci derece deprem bölgesi olduğunu ama ikinci ve üçüncü derecede yer alan bölgelerin de her zaman risk altında bulunduğunu, zemine uygun yapı yapıldığı takdirde sorun yaşanmayacağını, yaşansa bile en az sorunun yaşanacağını belirterek sözlerini noktaladı.
"Ciddi bir deprem riski altındayız"
İnşaat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü de deprem gerçeğinin bir zaman değil, her zaman farkında olunması gerektiğini belirterek, "Biz deprem ülkesi olduğumuzu yaşamımızın her anında aklımızdan çıkartmadan buna göre davranışları geliştirmemiz gerekiyor. Tedbir anlamında deprem öncesi alınacak tedbirler burada büyük ölçüde ön plana çıkıyor. Deprem öncesi alınacak tedbirlerin en önemlilerini sıralayacak olursak, bir defa güvenli yapı üretimi. Güvenli yapı üretmek için yapı üreteceğimiz araziyi bölgeyi tanımak bilmek lazım. Doğru projelendirmek lazım, doğru malzeme ve iyi bir denetimle yapıyı üretmek lazım. Türkiye’nin ve Samsun’un deprem geçmişine baktığımızda istatistiklerde belli periyotlarda belirli yıkıcılıkta büyük depremlerin olduğunu ve olabileceğini bize gösteriyor. Geçmişte birçok yıkıcı deprem var, 1943 Ladik Depremi’nde yaklaşık bin kişi hayatını kaybetti. Deprem denince akla gelen bölgede Karlıova’dan başlayıp bizim bölgede Ladik, Vezirköprü’den geçerek devam eden Yunanistan’a doğru devam eden Kuzey Anadolu Fay Hattı dünyanın en tehlikeli faylarından biridir. Samsun şehir merkezine yaklaşık 50-60 kilometre mesafede. Ciddi bir deprem riski altındayız. Mevcut yapı stokumuza baktığımızda en az yüzde 50’si, 60’ı ya denetimsiz ya kaçak ya da ruhsata aykırı kontrolsüz biçimde yapılmış. Samsun bu risklerden önemli ölçüde maalesef etkilenecek” açıklamasını yaptı.
“Yapı üretim ve denetim süreci önemli”
Öncü, müteahhitliğin 2019 yılında ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kategorize edilmesine yönelik düzenlemelere başladığını, mühendislik fakültelerinin son dönemde kontrolsüz biçimde artarak bu okullardan her sene 10 bine yakın mezun çıktığını söyleyerek, “Yerel ölçüde baktığımızda sürekli yapılan yapıları kimler üretiyor, bilgi birikimi nedir, bu işi yapmalı mı yapamamalı mı, diye baktığınız zaman gerçekten 2019 yılında büyük bir boşluk içerisinde neredeyse isteyen herkesin yapabileceği bir meslek haline getirildi. Biz bundan çok şikayet ettik, etmeye de devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte daha yetkin, daha kurumsal, daha yeterli insanların bu işi yapması, işin bir ticaret boyutu şüphesiz ki var ama aslolan insan hayatı can ve mal güvenliği. Bu noktadan baktığınızda bunun en kısa sürede zabturabt altına alınması gerekir ve teknik elemanların ağırlıklı olduğu bir yapı üretim ve denetim süreci hakeza çok önemli” ifadelerini kullandı.
Samsun Deprem Şurası
Cevat Öncü, “Hala Samsun’da denetimsiz, ruhsatsız, zorlanmış projesine uymayan veya hiç olmayan kim tarafından hangi malzemeyle yapıldığı belli olmayan yüzde 50’den fazla yapı var. Bu risk unsurunu ciddi derecede artırıyor” diyerek oda olarak hazırladıkları ve Samsun Büyükşehir Belediyesi dahil İlkadım, Atakum ve Canik Belediyelerine sundukları bir deprem master planı ön çalışmasından bahsederek bir Samsun Deprem Şurası ile başlamak suretiyle bu çalışmayı Büyükşehir Belediyesi ile ortak olarak yapmak istediklerini sözlerine ekledi.