Kalp-damar hastalıklarının tetiklenmesinde hareketsiz yaşamın önemine dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kabukçu, hareketiz yaşamın her yıl üç milyondan fazla önlenebilir yaşam kaybına yol açtığını söyledi.
Kalbin, kaslardan oluşan çok güçlü bir organ olduğunu söyleyen Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kabukçu, günlük yaklaşık bin 500 litre kanı vücuda pompaladığını dile getirdi.
Kalbin bu görevini yerine getirebilmesi için yeterli miktarda kanı kalp damarlarından temin etmesi gerektiğinin altını çizen Kabukçu, 'Kalp damar hastalıkları, bu kalp damarlarının daralmasından gelişen kalp krizine neden olabilmektedir. Yaş ilerledikçe bu kalp damarları yağlanır ve plaklar oluşturur. Zamanla bu plaklar kalınlaşarak kalp damarlarında daralmalar meydana getirmekte ve bu durum kalp krizi ile sonuçlanabilmektedir' dedi.
Kalp-damar hastalıklarını pek çok nedenin tetiklediğini ifade eden Kabukçu, 'Bunlar genetik özellikler, beslenme durumu, fiziksel aktivite azlığı, stres, yaşam tarzı, şeker hastalığı, hipertansiyon, böbrek hastalıkları, tütün kullanımı, fazla alkol tüketimi' diye konuştu.
'Kalp krizinde temel belirti göğüs ağrısı'
Kalp krizinin en temel belirtisinin göğüs ağrısı olduğuna işaret eden Kabukçu şöyle konuştu:
'Hastalar bu belirtiyi basınç hissi, acıma, batma, yanma gibi farklı şekillerde tarif edebilmektedir. Ağrı genellikle göğüs bölgesinde hissedilir fakat omuz, çene, boyun ve sırta yayılabilmektedir. Göğüs ağrısının yanı sıra kalp krizinin diğer belirtileri; nefes darlığı, kalp hızının artması veya düzensizleşmesi, bulantı-kusma, soğuk terleme ve kaygı durumudur. Bu belirtiler hissedildiğinde mutlaka vakit kaybetmeden acil servise başvurulmalı ya da 112 acil hattı aranmalıdır. Kalp krizi sonrası hastalığın seyrinde tedavinin başlangıcından önce geçen süre kritik önem taşımaktadır. Kalp krizi sonucu ile oluşan ölümlerin yaklaşık yarısı krizin başlamasından sonraki 3-4 saat içerisinde olmaktadır.'
'Hareketsizlik her yıl üç milyondan fazla ölüme yol açıyor'
Kalp sağlığını korumak için spor yapmanın önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Kabukçu, 'Fiziksel hareketsizlik her yıl üç milyondan fazla önlenebilir yaşam kaybına yol açmaktadır. Düzenli egzersiz ve spor kalp damarlarında biriken plak oluşumunu azaltır, kan basıncını düşürür, kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterolü artırır ve kilo verilmesini sağlar. Ayrıca şeker ve hipertansiyon hastalıkları üzerine de olumlu etkileri gösterilmiştir. Yürüyüşler haftada en az 3 gün uygun kalp hızında en az 30-45 dakika yapılmalıdır. Spor öncesi 10-15 dakikalık ısınma süresi önerilmektedir. Spor programı doktor kontrolünde yapılmalı, özellikle kontrol edilmeyen hipertansiyon ve şeker hastaları daha dikkatli olmalıdır' ifadelerini kullandı.
'15 bin kişi tütün kaynaklı hayatını kaybediyor'
'Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, dünya genelinde ölümlere neden olan dört büyük risk faktörleriyle doğrudan ilişkilidir' diyen Kabukçu 'Bu risk faktörleri sırasıyla yüksek kan basıncı, yüksek kan şekeri, yüksek kolesterol, aşırı kilo ve obezitedir. Sebze ve meyvelerden oluşan kalp dostu bir beslenme şekli kalp damar hastalıklarından korunmaya yardımcı olmaktadır. Aktif ya da pasif tütün kullanımının kalp damar sistemi üzerine olumsuz etkileri bulunmaktadır. Tütün kullanan her iki kişiden birinin ölüm nedeni tütünle ilişkili bulunmuştur. Her gün yaklaşık 15 bin kişi tütün kaynaklı faktörlerden dolayı hayatını kaybetmektedir. Ayrıca her yıl aralarında çocukların da bulunduğu 600 bin kişilik yaşam kaybı pasif içicilikten kaynaklanmaktadır. Ne yazıktır ki bebeklerde tütün dumanına pasif maruziyet nedeniyle ani ölümler bile görülebilmektedir' dedi.