Kanatsız Vicdanlar

Kanatsız Vicdanlar

Merhamet yüreğimizin uçurumuna dayatılan merdivendir.

Şeytanlaşan ruhumuzun dipsiz karanlık kuyusundan, insanlık erdemine ulaştıran basamakları tek tek çıkmamız gerekir. Bu basamaklar dünyayı bir başkasının gözüyle görmenin farkındalığıyla oluşur.

Merhamet sadece ‘kendi için’ yaşayanların vicdanlarına takamayacağı kanatlardır. Yeryüzü o kadar çok kanatsızlarla doludur  ki göklerin arasında uçmanın zevkine varamayıp yerlerde sapanlarıyla volta atarlar.

Kendilerini sergilemek, farkedilmek uğruna “ol”maktan çok “göster”meyi tercih ederler.

Çünkü fikir gibi bir dertleri yoktur.

  Evlerimizin başköşesindeki kara kutular fikrimizin,vicdanımızın,merhametimizin tabutları haline gelmişlerdir.Kütüphanelerin küçültülüp televizyonların büyütüldüğü yuvalarda ,uyuşturucu hap yutar gibi tv programlarıyla kendimizi zehirliyoruz.

Bugünlerde kara kutuda kendi ellerimizle beslediğimiz caninin mağrifetlerini izledik. Kuşu önce bir kafese hapsederek ona sahip olmanın mutluluğunu yaşadı’ bahtiyar’lığını kuşa isim yaptı.  Kendi kanatsızlığını göstermek için kanatlarını kırdı,fikredip konuşmayı beceremediği için onun boğazını sıktı merhametsizliğini sapanıyla avladı.. Kınadık,yuhladık,üzüldük,sosyal ağlarda paylaştık.Ama dönüpte kendimize bakmadık.Eğlenmek için insanlık dışı hareketler yapan insanları izlemeyi, prim vermeyi ,onları en önemli yerlere koyduğumuzu gözardı ettik.Düşünen araştıran okuyan insanlardan bi haber olup merhametsiz, içi boş, dışı süslü, küflenmiş kafaların saçlarına yıldızlar takıp alkışlar yağdırdık.

Bugün Bahtiyar öldü herkes paylaştı çünkü bahtiyar popüler oldu.Peki onca işkenceden açlıktan ölen diğer hayvanlar umrumuzda mı? Paylaşmak ve like lamakdan başka bir icraatımız var mı? Kaç kadına ,çocuğa,hayvana,aça,yoksula merhametimizle dokunduk?

Merhametini vicdanına nakşetmek için fikir edinmeyi namus bildin mi? Fikretmeyi namus bilenlerin hayatları nasıl geçer bilir misin ?

“ Cemil Meriç  gözlerini kaybettiği anlarda masaya çıkar kitabını ampüle dayayıp okurdu”

“Madam Curie bütün yoksulluğuna karşın geceleri sokak lambaları altında ders çalışarak eğitimini tamamlamıştır”

İbn-i Sina gibi dünyaca ünlü bilgin “gecelerim hep okumakla geçerdi” demiştir.

Atatürk“Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiç birini yapamazdım” demiştir

Katip Çelebi “mumlar tükenir, güneş doğar ve ben hala okurdum” diyerek okuma alışkanlığını ortaya koymuştur.

  Bizlerin de fikri namus edinen insanlar gibi  okumanın ve düşünmenin önemini kavrayarak vicdanlarına kanat takılmış nesiller yetiştirmek dileğiyle.

Sümeyra ÜSTÜNEL