Bize Yine Esmer Günler

Bize Yine Esmer Günler

Samsunspor konulu yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Emre Seven 'Bize Yine Esmer Günler' başlıklı yeni yazısını Samsun Son Haber okuyucuları için kaleme aldı.

BİZE YİNE ESMER GÜNLER

Haftanın başlangıç maçı, tüm futbol izleyicileri için sezonun en beklenilen müsabakalarından biriydi.

Biz Samsunsporlular ise ADS maçından sonraki tepetaklak sürecin sona ereceği günlerin beklentisi içinde girdik haftaya.

Bir masal gibi başlayan sezonun yüreğimizin orta yerine bıraktığı Avrupa hayalimize tıpkı bir çocuğun kendisine sürpriz olarak alınan oyuncağına sarılması gibi sarıldık.

Kadrolar açıklandığında Reis'ın da elindeki malzemeyi sonuna kadar zorladığını gördük. Bola Benasser ve Celil'in yokluğunda küskün delikanlılar Ntcham ve Tait'e her şeyi unutturma şansı verilmiş, Drongelen sola çekilerek bir Soner Gönül riskine yer verilmemişti.

Bakıldığında zaten fazla da alternatifi yoktu Reis'ın.

Tabii ki, karşımızda tek başına tüm takımımızdan daha pahalı ayaklara sahip bir takım olduğunu da biliyorduk. GS'nin sahip olduğu bu gücün yalnızca futbol içi dinamiklerden kaynaklanmadığını da?

Yine de biz tüm o dinamikleri muntazaman alt üst etmesi ile tanınan bir camia olarak umutla yerimizi aldık.

Fakat sahada Samsunspor'un S'si bile yoktu.

Ön alan baskısı yok, atak yok, temaslı oyun yok, Holse ve Drongelen dışında ayakta durabilen kimse yok, yok oğlu yok.

Topu ve oyunu tamamen GS'ye teslim etmiş bir takımı izlemek o kadar gücüme gitti ki, dürüst olayım, ilk kez bir maçın ikinci yarısında televizyonu kapatmamak için kendimi zor tuttum.  Elim kolum bağlı böyle bir teslimiyeti izlemek kanıma dokundu.

Üstüne üstlük Holse'nin buz gibi golünü VAR bir anda yok edince; Drongelen'in boğazını sıkan Osimhen, dudağını dirsekle patlatan Sallai bırakın kart görmeyi, kart dudağına 8 dikiş atılan bizim Çarşambalıya çıkınca iyice çekilmez bir hâl aldı her şey.

Üç büyütülmüşlerin renkli olanlarının taraftarlarının ? ki maça giden renktaşlarımızın anlattıklarına göre bunların bir kısmı da bizim tribünlere bile sızmışlar ? maçın ardından bizim üzerimizden kurdukları sosyal medya dalaşının arasında kalmak da cabası.

Sözün özü, sözün özü bile yok. Henüz masal bitmedi fakat böyle giderse işimiz zor.

Çünkü Avrupa hayaline bu kadar yaklaşmışken artık "zaten en başta hedef küme düşmemekti" tesellisine sığınacak boyu da geçtik. 

Arefeyi görüp bayramı kaçırmanın derdi de ağır olur.

Haydi takım, haydi kırmızı beyaz sevdamız. İlk göz ağrımız, son vurgunumuz.

Koca şehrin tek bir hayali var.

Biz seni en kötü günde de seviyoruz;

Fakat bayramı da hak ediyor bu taraftar.

 

EN ÇOK OKUNAN HABERLER