Samsunsonhaber köşe yazarı Muhammet NAcak'ın kaleminden GÜÇLÜ GERİ DÖNÜŞ MÜMKÜN
Şu bir gerçek ki Samsunspor biz taraftarlara bayramı zehir etti. Önce arefe günü iç sahada Kasımpaşa mağlubiyeti, ardından bayram sonrası deplasmanda Antalya yenilgisi bayramın tüm tadını, neşesini sildi süpürdü. Böylece sezon başından beri ilk defa art arda iki yenilgi yaşamış olduk.
24. hafta deplasmanda Konyaspor'u yendikten sonra Avrupa kupalarına dair inancımız ne kadar arttıysa o maçtan sonra oynadığımız 7 karşılaşmadan aldığımız yalnızca 1 galibiyetle enerjimiz de ümitlerimiz de o oranda azaldı.
Yenilgiler ve puan kayıplarının hedefinde hoca var. Sebebi ise çıkardığı 11 ve değişiklik tercihleri. Oysa transfer yasağıyla başladığımız ve ligde kalmanın bile büyük başarı addedildiği bu sezonda biz bugün ligde kalmak adına değil de Avrupa adına fırsat tepmekten şikâyet ediyorsak bu tamamen hocamızın başarısıdır.
Bu hakkını saklı tutmak kaydıyla son dönemde yaşadığımız puan kayıplarının hocamızın Noel tatili dönüşü uyguladığı katı disiplin ve anlamsız yedek bırakma cezaları ile meydana geldiğini de söylemek en doğal hakkımız.
Biz, bu takımı her şeyin üzerinde tutan, galibiyetiyle mutluluktan havalara uçan mağlubiyetiyle kederlere gark olan bir kitleyiz. Bunu, taraftar gruplarından bağımsız münferit taraftarlar için söylediğimi de belirtmeliyim. Zira başarı durumunda ya da dışardan gelen saldırılarda anında müspet ve menfi tepki verme reaksiyonu gösteren gruplarımız ne yazık ki takımın başarısız dönemlerinde yahut yönetimin hatalı kararları sonrası nedenini aslında herkesin bildiği gerekçelerle sessiz kalmayı tercih ediyor.
Peki, çok iyi giderken bu hale nasıl geldik? Okan ve Marıus dışında takımda herkesin bir alternatifi var. Hem de güçlü alternatifler. Hocanın Ntcham'la yaşadığı kriz sonrası yerini Celil aldı. Neyse ki Celil'in enerjisi sayesinde vaziyeti kurtardık. Evet, güçlü oyundan ve set hücumundan tavizler verdik ama sonuç almaya devam ettik. Fakat Celil'le birlikte Satka'nın sakatlanması takımı çok etkiledi.
Emre, Satka'nın boşluğunu kapatmaya çalışsa da önce Ntcham'ın formsuzluğu ardından Celil'in sakatlanmasıyla boşalan 8 numara eksiğini bir türlü kapatamadık. Ne Holse'den verim alabildik ne Soner'den. Haftalarca bu sorun yaşanırken ne yönetim ve hoca Ntcham'ın mental düşüşünü giderme gayreti gösterdi ne de o bölgede verim alabileceğimiz Tait'i kullanmayı denediler. Nitekim o da krizin paydaşlarından biriydi. Yıllardır dile getirdiğim, teknik heyete bir spor psikoloğu eklenmemesinin acısını çekiyoruz yine.
Antalya maçında daha 9. dakikada o bölgede şans verdiğimiz tek oyuncu olan Bennasser sakatlanınca yedeklerde Ntcham ve Tait olmasına rağmen hocanın Y. Emre tercihi Noel krizinin ardından sarf ettiği "Hiç kimse armadan büyük değildir." sözüne kendisini dâhil etmediğinin kanıtıydı. Hoca haftalardır puan kayıplarına yol açtığı tercih hatalarını bu son tercihiyle intiharla sonuçlandırdı. Bola, Celil ve Bennasser'den faydalanamayacaksak şayet sol beke Drongelen'i merkeze Tait ve Ntcham'ı monte etmeliyiz. Ve artık Emre'yi sol kanat dışında bir yere koymamalıyız.
Her şeye rağmen hatasından ders alacaklar için güçlü bir geri dönüş mümkün. Yaşanan tüm olumsuzlukları bertaraf etme gücüne sahip bir karşılaşma var önümüzde. Antalya maçında uzunca bir süre alan Tait'in, aldığı kısa süredeki isteğiyle Ntcham'ın bu takıma fayda sağlayabileceklerini gördük. Art arda yaşanan bu mağlubiyetler tepki amaçlı bile olsa taraftarı hareketlendirdi.
Cuma günü oynanacak Galatasaray maçı hem başkan hem hoca hem de sorunlu oyuncular için taraftar gözünde ciddi bir imtihan. Bu saydığım isimlerin notunu vereceğiz bu maçta. İki sezondur başkanın talihsiz açıklamalarıyla kamuoyunda oluşan yanlış algıyı kırma, kötü gidişatı tersine çevirme ve Avrupa şarkılarını daha güçlü söyleme vakti.
Şimdi, armanın herkesten değerli olduğunu gösterelim herkese.
