Mehmet Yılmaz, Samsunspor'un Kasımpaşa'ya mağlup olduğu maçı yazdı.
Bugün takım mağlup oldu ama bence doğrudan taraftarı yansıttı. Avrupa'ya doğru ilerleyen, tarihi bir sezon geçiren bir takıma yeterli destek verilmiyor. İsteyen üstüne alınabilir. Yaklaşık 12-13 bin civarında taraftar vardı. Gidenlerin ayaklarına sağlık.
Kabul, stadın konumu, ulaşım imkansızlıkları. Özellikle arefe günü olduğu için Doğu Karadeniz'e giden bütün araçların da o yoldan geçmesi? Bunları kabul ediyorum ancak yine de daha fazla ilgi gösterilmesi ve maç içinde de daha ciddi destek verilmesi lazımdı.
Maalesef santraforun olmayınca böyle oluyor. Marius, takımda alternatifi olmayan iki oyuncudan birisi. Okan Kocuk'la birlikte yerine koyabileceğiniz hiçbir oyuncu yok.
Nitekim Marius'un oynamadığı maçlarda Konya ve Rize'ye içeride kaybetmiştik. Marius'un yerine Dimata o mevkide oynadı. Fakat ilk devre anladığım kadarıyla santraforsuz oynadık. Dimata, ya taktik icabı ya da alıştığı mevkiden dolayı sürekli kanada kaçtı. Orta boştu. Hücum organizasyonlarında içeriye top şişirdiğimizde topa vuracak kimse yoktu. Gölge santraforu gibi belki Soner Aydoğdu'yu düşündü. Ama Soner Aydoğdu da çok kötü bir günündeydi. Adını bile duymadık diyebilirim. Onun için Marius'un olmayışını ciddi anlamda eksikliğini hissettik. Keza Celil'in olmayışı da yine orta sahada alternatifi azaltmış oldu.
Bence bu maç 0-0 bitmeliydi. Maçın hakkı da beraberlikti. Ancak maçın hakemi Zorbay Küçük sonucu etkiledi. Oyun 0-0 iken, tam biz kendi ceza alanımızdan topla çıkarken bir ani hücum yapacaktık. Orada sarı kartlı Da Costa, Schindler'e arkadan bir faul yaptı. Bu faulün futbolda, hakem talimatnamelerindeki tam karşılığı sarı kart. Ancak faulü veren Küçük, ikinci sarıyı vermedi. Bir dakika sonra Kasımpaşa golü buldu ve ikinci golünü de o Da Costa attı.
Açık söyleyeyim, bu yenilgi bir sürpriz de değil bizim için. Yani takımın gücü bu kadar. Alternatif az. Oyuncularımız gününde olmadığında, bir de böyle hakem müdahaleleri söz konusu olduğunda yeniliriz
Burada Samsunspor'un üçüncülüğü istenmiyor mu sorusu da elbette akla gelebilir. Doğrudur, çünkü devletin resmi kanalı TRT bile ısrarla bizi es geçiyor. Hatta ligin sponsoru Trendyol bile reklam filminde Başakşehir'e dahi yer veriyor da bizden söz etmiyor. O yüzden üçüncü durumda olmamızın geniş çevreleri rahatsız ettiği ortada. Ama biz de maalesef bugünkü oyunumuzla buna biraz çanak tuttuk.
Hedefte bir sapma yok. Bu takım mutlaka, Allah'ın izniyle Avrupa'ya gidecek zaten. Ama üçüncü ama dördüncü, bir şekilde gideceğiz. Onun için takımımızı desteklemeye devam edeceğiz. Bu tür dalgalanmalar, ligin boyu kısaldıkça daha da artacaktır. Hep beraber, sezon sonu geldiğinde üçüncü sırada kalalım. Önemli olan bu.
Herkese iyi bayramlar diliyorum.
