Sitemiz köşe yazarlarından Mehmet Yılmaz, Samsunspor'un Sivasspor ile deplasmanda oynadığı ve 0-0 biten maçı yazdı.
Senenin en kısa gündüzünde Samsunspor, Sivas deplasmanındaydı. Ülkenin en soğuk yerlerinden birisi olan Sivas'a tam da 21 aralıkta gitmek talihsizlik gibi görünse de zeminde ve maç şartlarında herhangi bir olumsuzluk olduğunu söylemek mümkün görünmüyor. Tek olumsuzluk Sivas yönetimini misafir tribüne biçtiği fahiş bilet bedeliydi!
Şayet karşılaşmayı Türk futbolundan bihaber bir kişi, TV'nin sesini kısarak izleseydi eminim şunu söyleyecekti: Ev sahibi takım siyah formalı olan. Çünkü Samsunspor hiç de öyle deplasmanda oynuyormuş gibi oynamadı. Aslında bu sezonun genelinde aynı futbolu oynuyoruz. Deplasman takımları gibi klasik savunma yapma gibi bir düşüncemiz yok. Reis'lı Samsunspor olarak futbol oynamaya çalışıyoruz. Maç sonu istatistiklere bakmadım ancak bütün olumlu istatistiklerin Samsunspor'un lehine olduğu fikrini taşıyorum. Bu anlamda "kötü oynadık" yorumlarıyla da karşılaştım lakin bu yoruma katılmıyorum.
Bir kere, Samsunspor rakibinden iyi bir futbol oynadı. Bunun dışında geçen seneki Samsunspor'dan deplasmanlarda daha iyi oynuyor ve yine ayrıca ligde, bu sene pek çok takımdan daha iyi futbol oynadığı da bir gerçek. Akıcı bir oyun var, bir oyun planı var ve futbolcular ellerinden geldiği kadar, kapasitelerini zorlayarak bu oyunu oynamaya çalışıyorlar. Ayrıca takımın fizik kondisyonunun üstünlüğünün Sivasspor karşısında da ortaya çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Maçın ilk yarısı için, dengeli geçtiğini yazabilirim. Her iki takımın da birkaç tane etkili pozisyonu vardı. Ancak ikinci devre oyunun hakimi Samsunspor'du. Çok sayıda gol kaçırdık ki, bu gollerden sanırım Marius'un kaçırdığı yine yıllarca taraftarlarımız tarafından anlatılacak bir gol oldu. Bizimki maalesef böyle bir oyuncu işte; çalışıyor, çabalıyor ancak gol vuruşu özelliği yok. Fakat o gol kaçmaz, santrafor oynayan bir oyuncunun golü atması gerekirdi. Bu arada maçın iyi isimleri arasında iki takımın kalecisinin olduğunu da söylemek gerekiyor. Okan çok fazla pozisyonla karşılamasa da çok kritik iki kurtarışa imza attı ve gol yemememiz de en önemli faktörlerden birisiydi. Keza Ali Şaşal da iyi bir oyun çıkardı. Sarı kart ceza sınırındaki beş oyuncudan Hollandalı stoper Rick Van Drongelen'in sarı kart görmesi ve önümüzdeki Karadeniz derbisinde cezalı olacak olması moral bozmadı değil.
Maçın geneline baktığımızda ise şunu söyleyebilirim. Maç öncesinde "bir puan için ne dersiniz?" denilseydi "fena olmaz, alıp gidelim" diyebilirdik ancak oynanan oyunun ardından beraberliğe üzüldüğümüz bir gerçek. Bence maçın hakkı Samsunspor'un kazanmasıydı. Gelgelelim bunu yapmak için gol atmanız gerekiyor. "Kısa günün kârı" denilebilir mi, emin değilim.
Neticede sezon başı hedeflerinden çok farklı bir yerde bulunuyoruz ve artık yavaş yavaş dillendirilmeye başlanan hedefimiz Avrupa kupalarına katılmak olarak görünüyor. Puanımızı daha şimdiden 30'a çıkardık ve 2024 yılını bu şekilde tamamlıyoruz. Aynı temponun ve başarı grafiğinin 2025'te de devam etmesi temennisiyle, şimdiden herkesin yeni yılını kutluyorum.